No Result
View All Result

Batı’nın sahte kahramanı, Sol’un sahte haini: Gorbaçov öldü

Ali ÖZSOY by Ali ÖZSOY
15 Eylül 2022
in HAFTALIK
0
Batı’nın sahte kahramanı, Sol’un sahte haini: Gorbaçov öldü

Sovyetler Birliği’nin son lideri Gorbaçov, 30 Ağustos 2022 tarihinde 91 yaşında öldü.

Rusya, Lenin’in ve daha sonra Sultangaliyev’in ölümünden sonra ideolojilerin, teorilerin ve paradigmaların, tutkulu militanların ülkesi değil, tüm bu saydıklarımızın rezil karikatürlerinin diyarıdır.

Batı emperyalizmi için de karşıtları için de bu karikatür çok işlevseldi. Herkes istediği Rus karikatürünü seçiyor, onun imajından veya karşı imajından kendine başka bir karikatür yaratıyordu.

Gorbaçov ölünce verilen tepkiler benzerdi. Bir kesim komüniste ve solcuya göre Gorbaçov bir haindi, nasılsa emperyalizm tarafından SBKP saflarına sızdırılmıştı. Etrafına topladığı diğer “devşirme”lerle fırsat anında, darbe ile güzelim sosyalizmi yıkmıştı.

“Devşirme” kelimesi, bizzat TKP’li (orijinali değil, yeni TKP) Aydemir Güler’e ait. Osmanlı’nın yıkılmasını açıklayan Atsızcı ırkçılar ve Necip Fazılcı İslamcıların tarih tezinin merkezinde de hep bu “devşirme” komplosu yer alır.

Bu “vah vahçı, “ah ahçı” kafa en bariz gerici kafadır. Ardından lanet okuma seansları gelir. “Yalan söyleyen tarih utansın” derler ama tarihin bizzat kendine düşman bir şizofrenidir bu. Tarih sanki kötü kalpli ikinci bir Tanrı’dır. Gelip Osmanlı’yı yıkmıştır. Veya Sovyetleri dağıtmıştır. Oysa böyle olmamalıydı.

Bir de hangi renkten olursa olsun gericimiz “realist”tir.

Osmanlı’nın sorunları yok mudur? Elbette vardır. Özünden ve şeriattan sapmıştır. Ancak bunu gören basiretli ve ferasetli padişahlar Islahat yoluna girmiş; fakat kötü niyetli devşirmeler ve fitneciler Islahat sürecini istismar etmiş ve Osmanlı’yı Batı’ya satmıştır.

Sosyalizmin sorunları yok mudur? Elbette vardır. Ancak sosyalist bir demokrasi çerçevesinde reformlarla bu sorunlar pekâlâ aşılabilir. Ama Gorbaçov gibi “devşirmeler” süreci kullanmış ve SSCB’yi Batı’ya satmıştır.

Putin Gorbaçov’a “hain” sıfatı yakıştırmadı. Tabutuna gitti. Saygıyla andı. Görüntüsünü verdi.

Kahrol tarih! Kahrolsun devşirmeler!

Aydemir Güler diğer yandan tarihin “rastlantılarla” açıklanamayacağını sürekli vurguluyor. Tarihsel materyalist ya… Ancak tam da “rastlantı olamaz”cı kafa bu. “Bu da mı rastlantı” diye her yerde Yahudi veya İllumünati arayan gericiye de “tarihsel materyalist” demeyeceğiz ya.

Aslında “Hain Gorbaçov”un oynadığı tarihsel rol gerçekten de “rastlantısal” değildir. Ama bu “devşirme” Batı’nın değil, Stalin’in partisinin, SBKP’nin, ve Sovyet Sosyalizminin öz evladıdır. Biri devşirdiyse, onu devşiren de SBKP’dir.

Gorbaçov bir tiptir ve 80 yıllık Sovyet düzeninin yarattığı ortalama “sosyalistin” ortalama “öncüsü” tam olarak da bu tiptir.

Parlak bir öğrenci olarak Komsomol’da yükselirken çok hızlı bir Stalinist’tir. Kruşev döneminde en hızlı de-Stalinist. Brejnev döneminde en hızlı sertlik yanlısı ve sonunda en hızlı reformist.

Nihayetinde bu adam SBKP’nin Genel Sekreteridir. SBKP de öyle sıradan bir parti değildir.

Gorbaçov gökten zembille inmemiş, komite komite kendini ispat etmiştir. Partinin ideolojik çizgisinde bitirme tezleri vermiş, kusursuz kuram ezbercisi olmuş, Komsomol’dan Merkez Komite’ye kadar bütün ezber sınavlarından ve mülakatlardan çatır çatır geçmiş ve istihbarattan tek bir olumsuz rapor almamıştır. Stalin’in, Kruşçev’in, Brejnev’in makamı için yarışa girmiş ve kendi kuşağının “piyoneri” olarak o mevkiye oturmuştur.

Tam olarak SBKP kadar “komünist”, SBKP kadar “antiemperyalist”, SBKP kadar “enternasyonalist” ve SBKP kadar “devrimcidir.” Ve o kadar bürokrat, o kadar liberal, o kadar fırsatçı, o kadar karşıdevrimci. Ne fazla ne az!

Ancak karşısında kendi portresi çıkınca hortlak görmüşe dönen Dorian Gray gibi, 2022 “komünisti” de dehşete düşüyor. Başlıyor Gorbaçov’a küfrü basmaya.

Diğer yandan Rusya’daki savaş karşıtları, liberal demokrasi yanlıları ve genel olarak Batı dünyası ve liberalizmi de bambaşka bir karikatüre dört elle sarılmış. “Hain Gorbaçov” değil “kahraman Gorbaçov” bu ikinci karikatür.

Nobel ödüllü bir barış azizi! Dünyayı nükleer savaşın eşiğinden kurtarmış, Doğu ile Batı arasındaki duvarları yıkmış bir idealist. “Değişim rüzgârlarını” başlatmış, kendi zamanında değeri anlaşılmamış bir vizyoner.

Aynı zamanda 1986’da Kazakistan’da Jeltoksan Katliamına imza atmış bir katil. 20 Ocak 1990’da tanklarıyla Bakü’ye girip, özgürlük ve bağımsızlık için eylem yapan yüz binlerce kişiyi dağıtmak için ateş emri vermiş bir Çar. Rus zulüm makinesinin tepesinden ölüm saçan en eski tarz ceberutlardan biri. Bakü sokaklarında birkaç dakika içinde yüzlerce sivilin canını alan bir Korkunç İvan müsveddesi.

Rus savaş karşıtı, Gorbaçov’un şahsında Afganistan’dan çekilen, Rusya’nın yüzünü yeniden Batı’ya çeviren ancak değeri bilinmeyen bir lider görüyor. “Kaza” ile Rusya Putinlerin eline düşüyor. Aynı melankolik tarih anlayışı.

Aynı zamanda bu Gorbaçov, Afganistan’daki 10 yıllık Rus işgalinin son beş yılının ve en kanlı döneminin sorumlusu. Bir milyona yakın sivilin katledildiği, milyonlarcasının sürüdüğü bir süreç sonunda, ancak yenildikten sonra apar topar ordusunu çeken mağlup işgalci. Aydemir Güler’e göre Afganistan’ı satan adam. Demek ki, bir milyon kişi daha öldürmeliydi Gorbaçov, “Afganistan’ı satmamak için”. Ama ölenler Rus olacaktı artık. Kaybetti de çekildi adam. Sattığı için değil ki.

Liberallerin “kahraman Gorbaçov”u ile komünistlerin “hain Gorbaçov”u o kadar da zıt değil birbirine. Komünistlere göre “durup dururken, sırf hainliğinden Sovyetleri dağıttı”, liberallere göre ise “barış ve demokrasi istediği için Sovyetleri dağıttı.”

“Keşke Gorbaçov olmasaydı” veya “iyi ki Gorbaçov varmış” aynı sömürgeci saçmalıkta buluşan zıt (!) kutuplar. Ayağa kalkan Kazak halkı, Azerbaycan halkı ve diğer esir halklar tarihte yok. Ama Berlin duvarında birbirine gül veren sarışın Almanlar ve Scorpions’ın “Winds Of Change” şarkıları eşliğinde Hollywood senaryosu tadında bir tarih yazımı.

Ezilen uluslar ve Türk devrimcileri adına daha gerçekçi yorum şu ki; Gorbaçov Sovyetleri dağıtarak, Rusya için süre kazandı. Putin de bu süreyi değerlendirdi, tekrar saldırıya geçti.

Hadi Gorbaçov SSCB’yi sattı önermesini doğru kabul edelim. Ancak Gorbaçov SSCB’yi sattıysa bile, Rusya’yı kurtarmıştır. Büyük bir isyan dalgası kapıdaydı. Gorbaçov ön almasaydı SSCB’den öte Rusya paramparça olurdu.” Eski Sovyet Cumhuriyetleri, Ulusal Kurtuluş Savaşları ile bağımsızlıklarını kazansaydı, ne bugün diktatörlükler tarafından yönetilirlerdi ne de Rus emperyalizmi tekrar azardı. Rusya’nın sınırları da bugün doğuda, Ural Dağlarında biterdi.

“Milli hareketlere” karşı Gorbaçov’un tavrı belirleyicidir. Batı onu tam bir hümanist olarak görür. Doğu Avrupa ve Baltık Cumhuriyetlerine karşı şövalyece bir teslimiyet içindedir. Kazakistan’a, Azerbaycan’a, Afganistan’a ise üstünden kan damlayan Rus kılıcıyla dalmaya bir an bile tereddüt etmez Gorbaçov. Tabii Batı görmezden bile gelmez bu katliamları. Sanki hiç yoktur.

Esasen 1991 yılı, Sovyetlerin büyük bir iç savaş ve ayağa kalkan ezilen ulusların kurtuluş savaşlarıyla yıkılacağı bir yıl olacaktı. Gorbaçov’un ricatı asıl bu tarihsel fırsatı engelledi. Mesele sosyalizm veya liberalizm meselesi hiç değildi.

Gorbaçov başarılı olsaydı ne olurdu deniyor sürekli. Örneği var. Çin, milli zulmü 21. yüzyıla taşıdı. Piyasa reformlarıyla nasıl bir faşizme evrildiğini gördük.

“Keşke Gorbaçov başarılı olsaydı” diyen liberal solcu, keşkesinin yanıtını 2022 Çin’inde bulabilir. “Keşke hain Gorbaçov Genel Sekreter olmasıydı” diyen “komünist” de merakını Çin’e bakarak giderebilir. SBKP dağıldı, ÇKP dağılmadı. Aradığınız liberalizmi veya sosyalizmi gidin Çin’de bulun. Tabii bulabilirseniz.

İşte tam olarak Sovyetlerin mirası budur. Gorbaçov liberalizmi Sovyetizmin mirasıdır. Antitezi bile değildir.

Rus gericisinin “Rusya’yı Batı’ya satan hainler” masalının “komünist” versiyonunu yutmuyoruz. Bu masalın son Putin versiyonunda Lenin “Rusya’ya ihanet eden, Ukrayna’yı Rus anavatanından koparan” gafil olarak geçiyor. İlginç bir şekilde Putin Gorbaçov’a “hain” sıfatı yakıştırmadı. Tabutuna gitti. Saygıyla andı. Görüntüsünü verdi.

Stalin’in çocuğu Gorbaçov… Gorbaçov’un çocuğu Putin. Bütün Sovyet tarihinde Lenin hariç hiçbir lideri telin etmeyen Putin’in Büyük Rusçu tavrı öğretici. Gerçekten de Putin’de biraz tarih bilinci var demek ki.

Previous Post

Dedemin ardından: Ölümün ve yaşamın anlamı

Next Post

Türkiye’deki Ukraynalılar Türk Solu’na konuştu: “Vatanımız ve özgürlük için savaşıyoruz”

Next Post
Türkiye’deki Ukraynalılar Türk Solu’na konuştu: “Vatanımız ve özgürlük için savaşıyoruz”

Türkiye’deki Ukraynalılar Türk Solu’na konuştu: “Vatanımız ve özgürlük için savaşıyoruz”

Facebook Twitter Instagram

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.

No Result
View All Result
  • TÜRKSOLU
  • GÜNLÜK
  • HAFTALIK
  • ARŞİV
  • İLERİ YAYINLARI KİTAPLIĞI

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.