Seçimlerden önce “Eyyy Batı” naraları atan AKP lideri Tayyip Erdoğan, NATO Zirvesi’nde ABD’nin istediği her tavizi verdi. Kuran yakmayı ve yaktırmayı adeta milli spor haline getiren İsveç’in NATO’ya üyeliği için, “Müslüman Ümmetinin Son Umudu” sıfatının kendisine verdiği ehliyet ile yeşil ışığı yaktı.
Ancak AKP’lilerin ifadesiyle “sıkıntı yok”, Kuran yakılabilir, AKP’nin mezhebi genişledikçe, genişleyebilir, zirveye katılan Emine Hanım, İsveç Başbakanı’nın eşiyle bir araya gelmiş. Sohbet etmişler. Ve İsveç “first lady”si bizzat kendisi Emine Hanım’a, Kuran’ın zırt pırt yakılmasından ne kadar rahatsız olduğunu söylemiş.
Tüm bu tavizlere ve geri viteslere rağmen AKP medyası ve Ak-troller Tayyip Erdoğan’ın bir dünya lideri olarak toplantıda büyük sükse yaptığını, Biden ile bacak bacak üstüne atarak karşılıklı konuştuklarını ve diğer bilindik teraneleri anlatıp duruyor. Ve tabii, büyük strateji dehası “Dünya Lideri” reisleri, İsveç’in NATO üyeliği karşılığında istediğini elde etmiş. Neymiş bu? ABD Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu F-16 yedek parçalarını verecekmiş.
Tavize bak. F-16 yedek parçası! Dünya liderliği böyle bir şey işte… Kolay iş değil. Senin araban bozulsa, sanayiye gider parçasını bulursun, Tayyip’in ise F-16 parçası için atmadığı takla kalmıyor.
Parasını verdiğimiz F-35’leri kaptırdık. F-35 projesine uyumlu olarak yapılan “gemimiz” dünyanın alay konusu olurken, AKP’nin seçim kampanyasının en büyük sirki olarak liman liman dolaştırıldı. Ne yalan söyleyelim, belki oy da getirmiştir.
Dünyada üstüne uçak inemeyen ilk uçak gemisini, “olsun daha iyi Damadın droneları park sorunu yaşamaz, dünyanın ilk drone gemisi olur” diye savunan AKP’liler, şu anda sevinçten dört köşe. Çünkü F-16 yedek parçalarımıza kavuşuyormuşuz!
İyi de hani, F-35’ler beş para etmezdi. F-16’lar da dandik, eskimişti. Asıl gelecek dronelardı. Bayraktar’ı kıskanan ABD ve İsrail, suikast timleri gönderip duruyordu. Hepsini Hakan Fidan kıskıvrak yakalıyordu. Rockefeller üzüntüsünden kalp krizi geçirip, ölüyordu.
Şimdi bu palavralardan nerelere geldik? Tayyip Erdoğan ile Biden çok güzel görüşme yapmış… Hep gülmüşler, şakalar yapmışlar, bisküviler ikram etmişler birbirilerine. Biden, Temsilciler Meclisi ve Senato’yu ikna edecekmiş. 40 adet F-16 verilecekmiş Türkiye’ye, 80 adet de modernizasyon kiti…
Olur mu ya böyle haber?! İnanmam. Biden “Damadın yeni uçağı Kızılelma’dan bize de verir misiniz” demiş olmalı “Reis”e. “Reis” de, “ben isterim aslında ama TBMM’yi ikna etmem gerek” diye ipe un sermiştir, iyice köşeye sıkıştırmıştır ABD Başkanını.
Bayraktar uçurtmaları, Teknofest lunaparklarıyla geçen seçim dönemi, yerini F-16 gerçeklerine bıraktı.
S-400 krizi, Rahip Brunson şovları, F-35 hezimeti derken, Türkiye’nin yıllardır kullandığı F-16’ların yedek parçalarını alabildiğimiz için seviniyoruz. Bunun adı da “haysiyetli politika”, “Tam Bağımsız Türkiye”, “Abdülhamid Dehası” v.s. oluyor.
İyi de madem, onca kepazelikten sonra dönüp dolaşıp, geleceğiniz yer, “F-16 yedek parçalarını kaptık” diye sevinç naraları atmaktı, onları “eski Türkiye” hiçbir rezilliğe ve hakarete maruz kalmadan alıyordu.
Neye yaradı “onurlu siyasetiniz”? Olan Kuran-ı Kerim’e oldu. Kim bilir kaç kere yakıldı bu süreçte?
Allah Tayyip’in “hamiliğine” kalmış İslam dünyasına yardımcı olsun.