Artıgerçek’ten Hale Gönültaş’ın yaptığı haber Türkiye’deki tarikatların yurtdışındaki misyonerlik faaliyetlerini hangi boyuta taşıdığını tüm çarpıcılığıyla ortaya koyuyor.
Geçtiğimiz Mayıs ayında, Brezilya’da faaliyet gösteren Süleymancıların “Amazon İnsani Yardımlaşma Dayanışma Derneği” aracılığıyla bölgede yaşayan yerlilerin çocuklarını alarak Türkiye’ye getirdiği ve tarikat yurtlarına yerleştirdiği ortaya çıktı.
Brezilya basınına göre 2019’da ailelerinden koparılmış 6 çocuk, Türkiye’ye gönderilmiş ve yurtlara yerleştirilmişti.
Gazeteci Gönültaş, yaptığı araştırmada çocukların 4’ünün Tarsus’ta, 2’sinin de Kütahya’da barındığını, Türkiye Cumhuriyeti’nin Brezilya Büyükelçiliği’nin “eğitim vizesi” vererek Süleymancıların misyonerlik faaliyetine onay verdiğini ortaya çıkardı.
Brezilya makamlarının da olaya tepki göstermesi üzerine, Interpol durumdan haberdar edildi; Brezilyalı yetkililer Türkiye’ye gelerek çocukları teslim aldılar ve ülkelerine geri götürdüler.
Interpol’ün de olaya müdahil olması, Türkiye’deki tarikatların dünyanın yoksul bölgelerindeki faaliyetlerinin takip edildiğini gösteriyor.
Pek de haksız sayılmazlar!
Geçmişte Fethullahçıların yaptığı gibi, Türkiye merkezli birçok “yerli ve milli” İslamcı grup dünyanın farklı bölgelerini adeta paylaşmış durumdalar.
Kimisi Amazonlara, kimisi Afrika’ya kimisi de Arakan’a gidiyor.
Tabii buradaki insanlar bizim yerli ve milli tarikatlarımızın şeceresini bilmedikleri için gelen yardımları kabul ediyorlar.
Ancak Amazon skandalı bu “yardımların” hangi amaçla yapıldığını gösteriyor. İslamcı grupların hepsi bulundukları bölgelerde buldukları çocukları ailelerinden kopararak bir “devşirme” sistemini yeniden kurmanın peşindeler.
Türkiye’deki muhafazakâr aileler bile çocuklarını tarikatlara bırakmaktan çekindikleri için, yurtdışından gelen ve ailesiz kalan çocukların mankurtlaştırılması çok daha kolay oluyor.
Amazon’a kadar gidebilmek, burada bir dernek kurmak ve bunun için gerekli izinleri alabilmek elbette iktidarın desteğiyle mümkün olabilecek bir durum. Ve bugün ortaya çıkan olay buzdağının sadece görünen bir parçası. “Uluslararası İmam Hatip Liseleri” adı altında dünyanın birçok yerinden gelen binlerce öğrenci ailelerinden ve ülkelerinden koparılıyor.
Bu “gönül erlerinin” aslında büyük bir rant ekonomisine aracılık ettiklerini, uluslararası ticaretin bir birimi haline geldiklerini ve bununla birlikte bu “hizmet” faaliyetinin epeyce “karlı” bir iş olduğunu geçmişte gördük.
Şimdi ise tüm dünya buna tanıklık ediyor!