Rusya’nın ve başındaki diktatör Putin’in dünya çapındaki yalnızlığı, tecrit hali günden güne ağırlaşıyor. Bu yetmezmiş gibi, şimdi bir de bu yalnızlığındaki en yakın müttefiki, hatta uydusu Belarus’tan da kötü haberler gelmeye başladı. Rusya’yla beraber Batı İttifakı’nın yaptırımlarından kendine düşen payı alan Minsk yönetimi, önceki gün döviz cinsinden borçlarını ödeyemeyeceğini açıkladı. Yani daha açık bir ifadeyle; bildiğiniz iflas etti!
Tabii insanın aklına gelen ilk şey; Belarus’ta 1994’ten beri iktidarda olan Lukaşenko’nun Eylül ayında Rusya’nın Avrupa’ya verdiği doğalgazı kestiğini açıklaması üzerine internette çok yayılan “odun kesme” videosu oluyor. Putin’in, Avrupa’nın bu kış doğalgazsızlıktan donacağı kehanetine kalpten iman ettiği belli olan Luka, yanındaki bir evet efendimcisiyle belirdiği ekranda bir taraftan odun kırıyor, bir taraftan da bu odunlarla Avrupa’ya yardım ederek komşularını donmaktan kurtaracağını söyleyerek, gülüp eğleniyor. Aklınca Avrupa’yla dalga geçiyor.
Lukaşenko’nun, bizdeki “Tiktok” meraklısı siyasetçilere taş çıkartan videosundan bugüne bir buçuk ay filan geçti. Bu arada Avrupa’nın soğuktan donmayacağı, çökmeyeceği çoktan ortaya çıktı. Fakat bu arada da “Luk the Chopper” iflas etti. Videoda odun kırdığı baltanın sapını sobada kendisi yakacak duruma geldi!
SSCB devrinde kolhoz müdürlüğü yapmış Luka. Bunun gibi adamların yönettiği bir sosyalist iktisadın nasıl bir şey olabileceğini, insan bu düzeysizlikleri görünce hakikaten daha iyi anlıyor. Videoyu bilhassa tüm Putinseverlere, Rusçulara öneririm. Komedyen diyerek küçümsemeye kalktıkları Zelenski mi yoksa Lukaşenko mu (özellikle de bu iflastan sonra) komik durumda… Bir tartsınlar bakalım…
Tabii bu iflas Belarus’la ve başındaki maskarayla sınırlı kalacak değil. Şimdi iflas etme ve çökme sırası Rusya’da. Ve onunla işbirliği, kader ortaklığı içindeki herkeste…
Rusya açısından, Ukrayna’dan gelen yeni haberler de her zamankinden kötü. Putin’in işgale gönderdiği komutanlar artık açık açık zor durumda olduklarını söylüyor. Putin, “ilhak ettiği” bölgelerde tutunamıyor. Stratejik kent Herson’u tahliye emri vermek zorunda kalıyor. Bu da yetmiyor. İlhak ettiği dört bölgede de sıkıyönetim ilan etmekle durumu kurtarmaya kalkıyor. Putin’in zorda olduğunu gösteren başka sinyalleri ise burada hissetmek de mümkün. Artık Türkiye’de basında, Putin’in iktidarı kaybetme tehlikesi yaşadığı haberleri ve Putin’i eleştiren köşe yazıları daha sık görülüyor. Hatta bunlar, sürecin başından beri Rusya’ya meyyal duran bazı yayın organlarında bile yer bulmaya başladı. Bunlar, Rusya ve Putin için hiç de hayra alamet değil…
Bundan sonra işlerin sarpa sardığını fark eden birçok Rus taraftarının hızlı, çevik manevralarla Putin gemisinden denize atlamasına şahit olacağız. Bu işin hiç şakası yok! Rusya, kendisiyle ortaklık kuranları öyle bir bağlamış ki, tarihte eşine az rastlanır. Batarken onları da peşinden sürüklemesi kaçınılmaz. Böyle bir ortamda da bağları çözüp kendini kurtarabilenler, belki ancak az zarara sevinebilir.
Son haftalarda eski Sovyet cumhuriyetlerinin liderleri aniden cesaret timsali haline geldi. Bunların Putin’e karşı çıkmaya başlamaları da elbette tesadüf değil. Onlar da ya eski SBKP aparatçıkları ya da Oduncu Lukaşenko gibi kolhoz ağalarıdır. Fakat takdir edilecek bir yanları varsa o da iyi koku almalarıdır. Şimdi Rusya’nın ve Rusçuların çöküşünü hissetmiş olmalılar.
Fakat bir de Rusya’ya elini verip kolunu kaptıranlar var. Bunlar, istese de Trans Sibirya treninden inemeyecek Lukaşenko ve Esad gibiler… Onlar için yapacak bir şey yok. Putin nereye, onlar da oraya…
AKP ve dolayısıyla onun iktidarı talihsizliğini yaşayan Türkiye açısından da durum hiç iç açıcı değil. AKP’nin her geçen gün biraz daha Rusya’yla yakınlaştığı açık… Putinizme özendiği, siyaseten de iktisaden de Rus eksenine bağlandığı bir gerçek. Akkuyu Nükleer Santrali için Rusya ile devam kararı verilmişti. Sonra Türkiye’nin, Rusya’nın “enerji merkezi” olacağı müjdeleri (!) iktidar sözcülerinin dilinden ve yandaş basının manşetlerinden düşmemeye başladı. Tüm bunlar yaklaşan Rus iflasının burada da ağır tahribat yaratacağının işaretleri.
Son olarak Rusya’nın devlet nükleer şirketi Rosatom’un Genel Müdürü Aleksey Lihaçev’in yine devlet televizyonu Rossiya-24’te Türkiye ile Sinop Nükleer Santrali için de görüşmeye başladıklarını açıklaması geldi. Bu da AKP’nin Türkiye’yi Rusya ile beraber batırmaya adamakıllı kararlı olduğunu gösteriyor. ABD’nin, AB’nin yaptırımlarımı filan umursamadan Putin desteğiyle en azından seçime kadar idare etmekten başka bir perspektifleri yok bizimkilerin. Yani burada da Lukaşenko olmaya hevesli bir iktidar var… Ama bu kafanın sonu iflas. Başka bir şey değil!
Türkiye’yi enerji merkezi yapacağız derken iktisadi, siyasi ve stratejik çöküşün merkezi yapmaları artık işten bile değil. Rusya’nın iflasıyla başlayacak Rusçu domino taşlarının devrilmesi sürecinde Putin’in ortağı AKP’ye ne olur umurumda değil elbette.
Fakat maalesef batıracakları sadece kendileri olmayacak…
Putin’in peşinde memleketi de batıracaklar. Bizden uyarması…