BM Genel Sekreterliğine bağlı Çocuklar ve Silahlı Çatışma Özel Temsilciliği, 2021 yılına ait raporunu geçtiğimiz günlerde yayınladı. Söz konusu özel temsilcilik, 25 yıldır dünya üzerindeki çatışma bölgelerinde çocukların silahaltına alınması, istihdamı, istismarı, yaralanması, öldürülmesi gibi konularda araştırmalar yürütüyor.
Yayınlanan 2021 raporuna göre, çatışma bölgelerinde çocuklara karşı hak ihlallerinde Afganistan, D. Kongo, İsrail ve işgal altındaki Filistin, Somali, Suriye ve Yemen en üst sıralarda. Maalesef, dünya çapında çocuklara karşı girişilen ihlal eylemleri yalnızda bir yıl içinde %20 artış göstermiş. Bu raporda bizim açımızdan göze çarpan özel bir ayrıntı da var: Suriye.
2003’te PKK’nın Suriye kolu olarak kurulan PYD/YPG, özellikle 2011’den beri PKK’nın kadro ve nüfus kaydırması ile etkinliğini her yıl daha da artırdı. ABD ve Rusya başta olmak üzere birçok ülkeden destek alan PYD, terör örgütü listesine alınmamanın avantajıyla hareket ediyor. Suriye’de PKK’lılar irili ufaklı başka isimler altında oluşumlar da kurmuş ve PYD ile birlikte kendilerine “Suriye Demokratik Güçleri” (SDG) dedirtmeyi başarmış durumlar. Oysa ilgili BM raporunun ayrıntılarında, bambaşka bir tablo ortaya çıkıyor.
Raporda 2021 yılı boyunca Suriye’deki çatışmalarda 2202 çocuğa karşı 2271 defa ağır hak ihlali gerçekleştirildiği net olarak tespit ediliyor. Bunların 1296’sı silahaltına alınma. Ve bu suç kaleminde 221 ile PYD/YPG ikinci sırada. İlk sırada ise, 380 çocuk ile Heyet Tahrir ül Şam var.
BM Özel Raportörünün verdiği ayrıntılara göre, silahaltına alınan bu 1296 çocuğun 569’u, Esad yönetimiyle çatışan çeşitli sünni gruplara ait. Raporda tümü muhalefetteki Suriye Milli Ordusu (ÖSO) adıyla yer alsa da bunların çokça birbirleriyle çatışmaya girdiğini biliyoruz. Bu gruplar içerisinde en çok çocuk savaşçı istihdam eden 103 çocuk ile Şam Lejyonu (Feylakül Şam). Ardından 41 çocuk ile Ahrarul Şam ve 38 ile Sukur el Şam geliyor…
Rapora göre 2021 yılı boyunca alıkonulan 62 çocuğun 43’ü, sözde Rojava İç Güvenlik Kuvvetleri’ne, 9’u da Suriye Demokratik Kuvvetleri’ne atfedilmiş. Yani Suriye PKK’sı 52 çocuğu alıkoymuş.
424 çocuğun öldüğü ve 474’ünün sakat kalışında sorumlu olarak 301’çocuğun faili Şam yönetimi ve destekçileriyken 55 çocuğun faili SDG olarak işaretlenmiş. Ek olarak 17 çocuğun ölümü ve sakat bırakılmasından tek başına Afrin’deki PKK kolu “Afrin Özgürleştirme Gücü” sorumlu. Yani Suriye’deki Kürt ırkçısı oluşumlar, çocukları katletme ve sakat bırakma konusunda Esad yönetimiyle boy ölçüşebilecek tek grup.
Ölen ve kalıcı olarak sakatlanan bu toplam 898 çocuğun 469’unun faili bulunamamış. BM raporunda, TSK’nın sınırdan açtığı ateş sonucu 4 ve operasyon bölgelerindeki hareketleri sonucu 2 çocuğun öldüğü/sakat kaldığı tespiti de yapılmış. Bunu, raporun yanlı, güvenilmez ve tutarsız olduğu iddialarını boşa çıkaran bir ayrıntı olarak kabul etmek gerekiyor.
BM’nin önemli bir savaş suçu olarak rapor ettiği istatistiklerden biri de 28 okul ve 17 hastane saldırısı. Okul ve hastanelere yapılan 45 saldırının 23’ünden Esad yönetimi sorumluyken 8’i SDG, 3’ü Rojava/Asayiş, 1’i Afrin Özgürlük Gücü olmak üzere 12’sinin Suriyeli Kürt ayrılıkçılar tarafından gerçekleştirildiği kesin. Yani Suriye’deki PKK, okul ve hastane saldırısında da Beşar Esad’ın en yakın takipçisi.
PYD/YPG’nin Suriye’de açık ara rakipsiz olduğu bir başka konu ise, okul ve hastanelerin askeri amaçlarla kullanımı. Yol boyunca toplam 20 okul ve hastane binasının 12’si PYD, 3’ü Rojava Asayiş olmak üzere 15 bina Suriye PKK’sı tarafından çatışma hedefi haline getirilmiş.
PYD/YPG’nin çocuk istismarcılığı ve çocuk hak ihlalleri yeni bir durum değil. BM Genel Sekreterliği bünyesinde aynı Özel Temsilci’nin 2020 yılı raporunda da benzer bir durum söz konusu. O raporda da PYD’nin Suriye’deki çocuk istismarlarında aldığı konumun belirgin ve en üst sıralarda olduğu görülüyor. Önceki raporlarda durum yine benzer. Çocuk yaşta kaçırma, alıkoyma, silahlandırıp çatışmaya sürme, öldürme, yaralama, cinsel istismar…
İşin ironik yanı, bu raporlarda PYD’ye atfedilen rakamların bir kısmının kadın yapılanması YPJ’nin hanesine yazılmış olması.
BM Çocuklar ve Silahlı Çatışma Özel Temsilcisi Virginia Gamba’nın güncel raporunda PYD ile ilgili oldukça ilginç bir ayrıntı daha var. BM Genel Sekreterliği’nin “SDG” ile 2019’da imzaladığı eylem planı protokolüne göre 600’e yakın erkek çocuğunun yaş tespiti ve 182 tanesinin rütbe ve görevlerinden azledildiğinden bahsediyor. Fakat gelinen noktada çocukların sayısında artış olduğu not ediliyor.
Aslında Türkiye’de, PKK’nın bebek katili ve çocuk istismarcısı olduğu gerçeği bile bazı kesimlerce “devlet propagandası”na indirgenir. Hamasi bir söylem, uyduruk bir şehir efsanesi gibi… Oysa terör listelerine alınmayan Suriye’deki yapılanmanın bile 2021 karnesi, demin alıntıladığım Birleşmiş Milletler raporunda yazıldığı gibi.
Yani Suriye’deki PKK yapılanması terör listelerinin dışında tutuluyor, hatta bu sayede BM Genel Sekreterliği nezdinde protokol masalarında bile yer buluyor ama huylu da huyundan vazgeçmiyor.
Suriye’deki SDG/PYD/YPG yapılanması sadece Kürt ırkçılığı ve terörist karakteri ile değil, aynı zamanda çocuk istismarı ile de bilinen klasik PKK ile aynı ruha sahip. Zira farklı isimler alsa da organik olarak aynı örgütten söz ediyoruz.