Son iki ayda üç kez Türkiye’ye gelen ABD Dışişleri Bakanı Blinken, sonunda ağzındaki baklayı çıkardı. AKP ile yapılan pazarlığın asıl amacının ne olduğunu öğrenmiş olduk. AKP liderinin “Eyyy İsrail” ve “Eyyy ABD” diye bağırıp çağırmasının “tamamen duygusal” nedenlerden olduğu yine ortaya çıktı.
Blinken, İsrail’in yerle bir ettiği Gazze’nin yeniden inşası ve idaresinde Türkiye’nin de rol alacağını açıkladı. Yani İsrail füzeleri Gazze’yi yok etti, AKP’li müteahhitler ise ABD ve İsrail’in gösterdiği “kupon arazi”lere “TOKİ” yapacak!
ABD Dışişleri Bakanı Blinken geçen hafta Türkiye’ye gelmişti. Ak-troller ve yandaş medya yine palavralar sıkıyordu. “Ayağımıza kadar geldi”, “kapıda karşılamadık”, “Hakan Fidan bacak bacak üstüne atmış”, “Blinken’in suratı mosmor olmuş”…
İşin aslı tamamen farklıydı tabii. Esasen AKP, ABD’ye istediğini çoktan verdi. İsveç’in NATO üyeliği TBMM komisyonundan AKP ve MHP oyları birlikte geçti. Bu arada CHP de destek oldu oylamada. AKP ile ABD iyice rahat etsin diye.
Yani pazarlık meselesi NATO, F-16 falan değildi. Hamas’ın 7 Ekim saldırısının hemen sonrasında İsrail’in Gazze’de başlattığı işgal ve etnik temizlik, AKP için iyi bir ajitasyon alanı açmıştı. Ancak bu sürecin ilk günlerinden beri Türk Solu’nda AKP’nin ABD ve İsrail ile birlikte Gazze’nin etnik temizliği için pazarlık masasına oturduğunu yazdık.
12 Ekim tarihinde “AKP-ABD-İsrail, Gazze sığınmacıları için pazarlığa başladı – Ali Özsoy”, 7 Kasım tarihinde “Blinken ile Fidan ikinci Nakba için pazarlığa oturdu: Gazzeliler Türkiye’ye sürülecek – Ali Özsoy”, 8 Kasım tarihinde “Blinken ve Fidan, Filistinli göçmenler için anlaştı mı? – Erkan Karaarslan” yazılarında İsrail’in Gazze’den süreceği Filistinlileri Türkiye’ye göndermek istediğini ve AKP’nin bu kadar çok bağırıp çağırmasının fiyat kızıştırmak için olduğunu kaleme aldık.
Yine MOSSAD’ın 7 Ekim’den önce kaleme aldığı ve İsrail’in kasıtlı olarak Batı medyasına sızdırdığı raporda da Mısır, Katar ve Türkiye’nin Gazze’nin tasfiyesinde nüfusun gönderileceği hedef ülkeler olarak gösterildiği bilgisi Türk basınında, bir tek bizim gazetemizde yer aldı.
Hem sağ hem sol, hem AKP hem muhalefet, romantik Filistincilik şovlarıyla meşgul olduğu için kimse asıl pazarlığa odaklanamadı. AKP de bu süreci iyi değerlendirdi. Çığırtkanlığı en üst düzeye çıkardı.
Bilin ki AKP bir konuda çok çığırıyorsa, o konu satıştadır. Fiyat pazarlığı yapılıyordur. Mavi Marmara mı dediler, parayla sattılar. Mavi Vatan diye mi ciyaklıyorlar, bilin ki Yunanlara adalarımız peşkeş çekiliyor. “Yavru vatan Kıbrıs” mı dediler, anlayın ki Kıbrıs masadadır.
Filistin şovlarının asıl nedenini de nihayet öğrenmiş olduk. Ankara’dan sonra Ortadoğu turuna devam eden ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Suudi Arabistan Prensi Selman’ın çadırında yaptığı görüşmeden sonra etnik temizlikten sonra Gazze için düşünülen projeyi açıkladı. Suudi Arabistan, Ürdün, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye ile Gazze’nin yeniden inşası ve idaresi anlaştıklarını duyurdu.
Yani dümdüz edilen Gazze sokaklarını “kupon arazi”ye çevirip, AKP’li müteahhitlere verecekler. AKP ise hem “eyyy İsrail” diye bağıracak hem de İsrail’in gösterdiği yerlere rezidans dikecek.
Yani yine bir “mücahitlik” davası müteahhitlik davasına dönüşmüş oldu. Mavi Marmara’yı ucuza satmışlardı. Bu sefer çok paraya ihtiyaçları var. Eyyyy AKP, kaça sattınız Gazze’yi?
Yerinden yurdundan edilen milyonlarca Filistinliye ne olacak? Onların da pazarlığı ayrı olur. Nasılsa AKP Türkiye’yi ABD ve AB’nin kiralık sığınmacı kampına çevrildi. Hem Türkiye’ye getirilen Gazzeliler ucuz işgücü, yeni “vatandaş” ve “seçmen” olarak kullanılır hem de anlaşma karşılığında ABD ve İsrail’in gönderdiği paralar çatır çatır yenir.
Tevekkeli AKP’liler epey propaganda yapmıyordu: “Filistinlilerin Siyonistlere toprak sattığı uydurma, yalan söyleyen tarih utansın!”
Demek ki esas niyet kendilerinin satmasıymış. “Vah vah 100 yıl önce ucuza gitmiş, biz hem daha iyi fiyata satarız hem bina da dikeriz!”
Filistin için vatan olan AKP için “kupon arazidir.” 3 aydır boşuna söylemiyoruz. İslamcının olduğu yerde Ulusal Kurtuluş Savaşı, vatan müdafaası yoktur. Ancak kışkırtma, bölücülük ve satış vardır. Kabe’nin karşısına 7 yıldızlı ultra lüks otel diken adamlardan ne beklersin? Filistin ne oluyormuş? Anında satarlar.
İşin esasını “ABD’li olduğum kadar İsrailliyim de” diyen Blinken’dan öğrenmiş olduk. Ne diyelim! Yahudilerin en azından ticaret ahlakı var. Bu bezirganlarda o da yok.
Ne alçaksınız siz?!