ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın dün Hakan Fidan’la görüşmesi sonrasında “Türkiye ile sivillerin göç alımı konusunda adımlar attık” şeklinde bir açıklaması oldu mu?
Hayır olmadı!
Blinken Fidan’la görüşmesinin ardından Ankara’da ABD’li gazetecilere açıklamalarda bulunuyor.
Bu kısa mülakatın tam metnine ABD’nin internet sayfasından ulaşılabiliyor.
(https://www.state.gov/secretary-antony-j-blinkens-remarks-to-the-press/ )
Blinken açıklamasında, “Filistinlilerin Gazze’den çıkmalarına devam etmelerini sağlamaya çalışacaklarını” ifade ediyor.
Peki Filistinliler Gazze’den “çıkarlarsa” nereye gidecekler?
Filistin’e komşu olan Mısır’ın bile bunu kabul etmediği düşünülürse, Türkiye’nin potansiyel adaylar arasında ilk ülke olmasını düşünmekte bir sakınca var mı?
Kaldı ki Erdoğan günlerdir “Türkiye’nin Filistin’e duyarsız kalmayacağını; Edirne ve Kırklareli ne ise Gazze’nin de o olduğunu” tekrarlayıp durmuyor mu?
Sağlık Bakanı 1000 Filistinli kanser hastasının Türkiye’ye getirileceğini açıklamadı mı?
Yani ortada trollerin söylediği gibi bir “dezenformasyon” yok, gerçekleşme ihtimali çok yüksek olan bir duruma karşı Türk milletinin uyarılması gibi bir durum var.
Elbette ABD’li bakan böyle bir dönemde açıkça “Türkiye ile sivillerin göç alımı konusunda anlaşma yaptık” demeyecek!
Bunu böyle söyleyerek AKP’yi neden zor duruma soksun ki?
Diplomasi böyle işlemiyor mu?
Hangi ülke ne yaptığını açıkça söylüyor ki?
İsrail Gazze’ye bomba yağdırarak yok ederken “meşru müdafaa hakkını kullandığını” iddia etmiyor mu?
Suriye iç savaşının başladığı dönemde “en fazla 100 bin Suriyelinin geleceğini” söyleyerek sınır kapılarını tamamen açan ve milyonlarca mülteciyi ülkeye sokan bir iktidara kim neden güvensin ki?
Üstelik tüm dünyada Filistinlileri Gazze’den tehcir edecek bir plan konuşuluyor ve bunun için İsrail’in Mısır’a yüksek miktarda bir para önerdiği iddiaları yayılmış durumda.
Geri Kabul Anlaşması’na imza atmış, Mavi Marmara’da “kan parası” pazarlığı yapmış, “her masada olma” iddiasında bulunan bir iktidarın, böylesi bir pazarlık varsa, bunun dışında olduğunu düşünmek “hayatın doğal akışına” aykırı değil mi?