AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Meclis’te yaptığı konuşmada “Büyük İsrail Projesi”ne dikkat çekerek “siyonistlerin sözde Kürdistan geçiş devletli Nil’den Fırat’a büyük İsrail projesini mutlaka tarihin çöp sepetine atacaklarını, hiçbir emperyalist gücün buna engel olamayacağını” söylüyor.
Akbaşoğlu, dört dönemdir AKP milletvekili olan bir siyasetçi. Ancak belli ki AKP’nin yeni kurulduğu dönemleri ve o dönemde “Yahudi lobisi”yle kurulan yakın ilişkileri pek hatırlamıyor.
Partisinin Genel Başkanı Tayyip Erdoğan henüz siyaset yasağı varken ABD’ye giden, ABD devlet yetkilileriyle görüşen ve Irak işgalinden önce “ABD saldırısına karşı çıkmayacaklarına dair söz vermiş” bir siyasetçiydi.
ABD’nin saldırı için Türkiye’yi üs olarak kullanabilmesi talebi 1 Mart tezkeresi olarak Meclis’e gelmiş, AKP milletvekillerinin büyük gayretlerine rağmen tezkere Meclis’ten geçmemişti.
Aradan yirmi sene geçtikten sonra Meclis’te yapılan gizli oturumların kamuoyuna açıklanması gerekiyordu ancak o dönemde tezkereyi savunan AKP bu kez de tutanakların açıklanmasına engel oldu.
Bu tutanaklar açıklanmış olsaydı AKP kurucularının o dönemde ABD’nin Irak işgalini nasıl destekledikleri, Akbaşoğlu’nun ifadesiyle “sözde Kürdistan geçiş devletini açacak yolu” nasıl savundukları ortaya çıkacaktı.
Irak işgalinin “Büyük İsrail Projesi”ne giden yolda atılan en büyük adım olduğu ve bu süreçte Erdoğan’ın “Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı” olmak için nasıl çaba harcadığı görülecekti.
AKP’nin propaganda aygıtı olan İletişim Başkanlığı, geçtiğimiz ay Erdoğan’ın Yahudilerden “üstün cesaret ödülü” aldığı haberinin yalan olduğunu açıkladı.
Zamanlama manidar!
Senelerce Yahudi lobisinden ödül almakta bir sakınca görmeyen ve hatta bununla övünen bir zihniyet, değişen süreçle birlikte geçmişi yok etme çabasına girişiyor.
Ancak güneş balçıkla sıvanmadığı gibi, insanın geçmişi de arşivleri yok ederek ortadan kaldırılamıyor.