Seçimlerden önce CHP medyasının ana unsurları Kemal Kılıçdaroğlu’nu “kazanacak aday” ilan etmişler, buna itiraz edenleri de “5’li çetenin adamı olmakla ve Alevi düşmanlığıyla” suçlamışlardı.
Geçtiğimiz günlerde “İYİ Parti tarafından Kılıçdaroğlu’nun oy oranlarını düşük göstermesi için kendisine para teklif edildiğini” söyleyen “Avrasya Anket” isimli firmanın sahibi Kemal Özkiraz da bu isimlerin başında geliyordu.
Erdoğan’ın kutu kola karşısında bile kaybettiğini söyleyen Eren Erdem gibi Özkiraz da Kılıçdaroğlu’nun “büyük oy farkıyla kazanacağını” söyleyerek kamuoyu desteği sağlamaya çalışıyordu.
Kimsenin tanımadığı, geçmişi hakkında herhangi bir bilgi olmayan bu anket şirketinin açıkladığı sonuçlar CHP medyasından büyük coşku içerisinde duyuruluyor, seçim sonrası için bakanların isimleri bile belirleniyordu.
Özkiraz, CHP’den milletvekilliği adaylığı için başvuruda bulunurken “araştırmacılıkta jübilem” diyerek yaptığı son anketin sonuçlarını açıklamıştı. Buna göre ilk turda Kılıçdaroğlu %51, Erdoğan da %42 oy alıyor ve Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı seçiliyordu. Aynı ankete göre AKP ve CHP arasındaki oy farkı sadece %1’di.
Normal şartlarda tıpkı politikacıların seçimi kaybettikten sonra istifa etmesi gibi; seçim tahminlerinde bu derece yanılan anketçilerin utanmaları, özür dilemeleri ve mesleği bırakmaları gerekir.
Özkiraz kimsenin tanımadığı küçük bir piyon olduğu için iddialarını kamuoyuna duyurmak görevi de TELE 1’e düştü. Seçim akşamı “Kılıçdaroğlu kazandı” diyerek en büyük manipülasyonu yapan Merdan Yanardağ’a göre “iddialar vahimmiş ve TELE 1 de bu işin peşini bırakmayacakmış.”
Anlaşılan o ki seçim sonrasında Kılıçdaroğlu’nu “kazanacak aday” olarak gösteren dar klik saklandığı yerden çıkıyor ve tekrar göreve dönüyor!
Şimdiki görevleri ise Akşener düşmanlığı pompalayarak İstanbul’un ve Ankara’nın da kaybedilmesini sağlamak.
Hiçbir özeleştiri vermeden “yavuz hırsız” gibi davranmak da kolay bulunmayacak türde bir pişkinlik.
Amaçları yenilginin sorumluluğunu İYİ Parti’nin üzerine yıkarak, kendilerini temize çıkarmak ve CHP içinde Akşener düşmanı bir ekibin etkin olmasını sağlamak. Yeni seçilen genel başkan ve ekibinin de böylesi bir duruma müsait olduğu bütün açıklamalarından anlaşılıyor.
Merdan Yanardağ ve “TL 1” ekibinin Özkiraz’ın açıklamalarını gündeme taşımaları ve iddiaları “vahim” olarak nitelemesi de böyle bir planın sonucu. Artık sırtlarını dayayabilecekleri Kılıçdaroğlu olmadığı için, CHP içinde milliyetçilik düşmanı sol bir kanadın sözcülüğünü üstlenmek ve bunun üzerinden yeni bir hakimiyet alanı yaratma çabasındalar.
Özkiraz’ın iddiaları ise deli saçması niteliğinde.
En büyük anket olan seçimlerde zaten kaybetmiş bir adayı; kim, neden “kaybedecek aday” olarak göstermeye çalışsın ki?
CHP’ye angaje olmamış anket şirketleri Kılıçdaroğlu’nun kaybedeceğini zaten söylüyorlardı. Bu yalın gerçeği sadece anketler değil, tüm muhalif kamuoyu dile getiriyordu.
Anketlerde manipülasyon yapılarak seçim kazanılsaydı seçimi zaten Kılıçdaroğlu açık farkla kazanacaktı.
CHP medyasına çalışan bütün anket şirketleri Kılıçdaroğlu’nun ilk turda kazanacağını söylemiyorlar mıydı?
Kılıçdaroğlu’nun anketlerde düşük oy aldığını söylemek bir manipülasyon değil, seçim günü ortaya çıkmış acı bir gerçeğin ifadesiydi.
Tam tersine, Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını söylemek en büyük manipülasyondu ve Özkiraz’ın da dahil olduğu bir ekip bu işi üzerine aldı.
Bu durumda mantıklı olan şey “Kılıçdaroğlu’nun oyunu düşük göstermek” için değil, “Kılıçdaroğlu’nun oyunu yüksek göstererek” seçimin kaybedilmesine aracılık yaparak ticaret yapılmış olmasıdır.
Özkiraz’ın geçmişine ait tek bilgi bir sanal paranın reklamını yapması ve çok kısa sürede bu sanal paraya yatırım yapan birçok insanın batmasına sebep olması.
Özkiraz’ın bu işteki ortaklarından birinin, muhalif olmasına rağmen şimdi AKP’ye yanaşması nasıl bir ilişkiler ağını sonucudur, bunu bilemiyoruz…
Ancak batacak bir paranın reklamını yapanların, kaybedecek bir adayın reklamını yapmasına da şaşırmamak gerek.