Yahudilerin Ukrayna ve Rusya’daki varlığı en az İsrail’deki kadar geçerli bir olgudur. Bu anlamda, Yahudiler ile Rusların ilişkisi hem Ukrayna hem de İsrail’deki sorunu çözülebilir bir konuma getirmektedir. İsrail, Sovyet döneminde hem Ukrayna hem de Rusya’dan göçen Yahudiler nedeniyle, Rusya ve Ukrayna ile sıcak ilişki içindedir. Bu anlamda, Ukrayna ile Rusya arasındaki çatışmayı durdurabilecek güç Yahudiler ile Rusya’nın işbirliğidir. Bir başka açıdan, ABD’deki politik ve ekonomik omurgayı Yahudiler oluşturduğu için, ABD de bu işbirliğine eklemlenecektir.
Rusya ve Ukrayna alanı, Yahudilerin İsrail dışında en güçlü bulunduğu bölge olarak öne çıkmaktadır. Bugünkü ABD, Rusya ve Ukrayna’daki Yahudi egemenliği İsrail’den daha az değildir. Bu bölgedeki Yahudi sorunu ancak ve ancak küresel ölçekte bu dört Yahudi devletinin, yani ABD, Rusya, Ukrayna ve İsrail’in uzlaşmasıyla mümkündür.
Genel olarak Evanjelist-Siyonist-Yahudi ittifakından bahsedilir ancak Ortodoks-Yahudi ittifakı gözden kaçırılır. Esas olarak Rusya ve Ukrayna’nın İsrail ile ittifakıyla ortaya çıkan bu olgu, Kıbrıs ve İsrail arasındaki politik yakınlaşmada da görülebilmektedir.
Rusya, bunun yanında “dünyanın en büyük Müslüman nüfusa sahip ülkesi” olması itibariyle İslam diniyle olan ilişkilerini de hayata geçirmek durumundadır. Rusya’nın HAMAS ile ilişkisi bu eksenden yükselmektedir. Rusya, bu anlamda Ukrayna meselesinde ABD ile, Filistin meselesinde ise İsrail ile uzlaşma noktasındadır.
Birbirine benzemez gözüken, ölçekleri ve konumları farklı olan İsrail ve Rusya sorunu aslında küçük ölçekte birbirlerinin kopyasıdır. Rusya’nın Ukrayna’daki Rus karşıtı muhalefeti elimine etmek yaptığı askeri operasyon, askeri ve ekonomik olarak Rusya’ya büyük bir yük bindirmiştir. Netice olarak Kırım çevresi, Ukrayna’dan Rusya’ya geçmiştir ve burada coğrafi dengelenme kitlenmiş bir konuma gelmiştir.
Diğer taraftan ise İsrail’in sürekli yayılarak Filistin alanına egemen olma süreci yaşanmıştır. Bu süreçte önce El Fetih Batı Şeria’dan Ürdün’e sürülmüş ve Filistinliler dışlanmıştır. İsrail’in ana sorunu dünyadaki Yahudileri Filistinlilerin yerine yerleştirmektir. Bugün de Gazze’de olan olay benzer şekilde ilerlemektedir.
Bugün, HAMAS elindeki esirler Mısır’dan İsrail’e girmiştir. Bunun anlamı, daha önceki yazılarımda da söylediğim gibi, direniş güçlerinin güneydeki tünellerden Mısır’a geçmiş olmasıdır.
Refah’tan güneye çekilen HAMAS’lılar, bu eski ticaret yollarından Sina bölgesine geçmişlerdir. Kuzeyde olan bombardıman ile güneye sürülen halk, oradan da daha güneye inmek zorunda kalmaktadır.
Putin’in Rusya’da Ukrayna ile, bir başka ifadeyle ABD ile yapacağı barış, diğer tarafta ise ABD ve İsrail ile Filistin’in Ortadoğu’da yapacağı barış birbirine bağlıdır.
ABD Ukrayna’ya desteğini kesmiştir ve Ukrayna güçlerinin Kırım’ı geri alması ABD açısından terk edilmiş bir projedir. Bu anlamda, Elon Musk’ın da Kırım’a yapılan saldırılara destek vermemesi, ABD ile Rusya arasındaki çelişkinin Ukrayna’da uyumlu bir hale gelmeye başladığını göstermektedir. Rusya’nın ABD ile İsrail’de yaptığı barış da, Ortadoğu’da gerileyen Amerikan güçlerinin İran-Çin-Suriye ittifakına karşı çıkmasına ve Suudi Arabistan’ın da bu ittifaka katılmasının önünü kesmesine olanak vermiştir. İsrail ile HAMAS’ın yaptığı barış, Rusya ile ABD’nin Çin ile İran’a karşı bir ittifakı şeklinde gelişmiştir.
Daha önce yazdığım gibi, Türkiye’nin Suriye ve Kuzey Irak’ta yaptığı operasyonların önünü açan Rusya ve ABD ile yaptığı uzlaşma olmuştu. Türkiye’nin yaptığı bu uzlaşmalar, aslında Rusya ile ABD’nin kendi aralarındaki uzlaşmaların da bir sonucuydu.
Sonuç olarak, Ukrayna’da, Suriye’de ve Filistin’de, İran-Çin ittifakına karşı Rusya ile ABD arasında bir uzlaşma gözükmektedir.
Türkiye’de genel olarak yapılan “yüksek strateji” analizleri, düşüncelerin doğrultusunda olguları biçimlendirmek ve olguları düşünceler doğrultusunda görmekten kaynaklanmakta, bu yüzden de hata yapmaktadır. Bu anlamda, bir grup anti-Amerikancı Rusya-İran-Çin işbirliğinden bahsetmektedir. Gerçekte ise, görülmek istenmeyen nokta Rusya ile ABD’nin Avrupa’yı ve Ortadoğu’yu şekillendirmedeki işbirliğidir. Rusya ile ABD arasındaki çatışmanın Rus doğal gazına karşı Amerikan kaya gazının çatışması olduğunu yirmi yıl önce yazan bir kişi olarak vurguluyorum bunu.
Ukrayna savaşı başladığında ABD kaya gazını Avrupa’ya pazarlamaya başlamış ve Rusya-ABD çelişkisi o dönem büyümüştü. Bu durum artık değişmiştir. İsrail-HAMAS savaşının sonlandırılması iki ülke arasındaki işbirliğine dayanmaktadır. Rusya ve ABD’nin İran üzerinden Ortadoğu’ya ilerlemek isteyen Çin’i engelleme stratejisi artık devrededir. ABD ile Rusya arasındaki çelişkinin çözülmesi Çin’in Ortadoğu’ya uzanmasıyla çözülmüş görünmektedir. Tüm Avrasyacı yorumlar, bütünüyle şabloncu ve gerçekle hiçbir ilişkisi olmayan yorumlardır.
Rusya ile Ukrayna barışı dediğim zaman, ortaya çıkan coğrafi resim şunu göstermektedir: Tarihsel Kırım alanı Rusya ile bütünleşirken, Batı Ukrayna ise Polonya ve Katolik dünyasına doğru yönelmektedir.
Filistin meselesinde ise İsrail’in hedefi, Filistin yerleşim birimlerinin Batı Şeria’da olduğu gibi, kontrol edilebilen cepler haline getirilmesidir. İsrail açısından politika bu şekilde olunca, meskûn mahal çatışmalarına girmeye ihtiyacı kalmamaktadır. Çünkü bombardımanla ortada bir meskûn mahal bırakılmamıştır. Grozni ve Mariopol’da da böyle olmuştu. Kiev’de bu gerçekleştirilememiştir ve böylece Kiev bu strateji dışında kalmıştır. Donbas’ta ise meskûn mahal görevi görebilecek bütün yerleşim birimleri ve fabrikalar yerle bir edilmiştir. Benzeri Halep’te de yaşanmıştı ve orada artık ev ev çatışma diye bir olgu kalmamıştır çünkü evler tümüyle yerle bir edilerek ortadan kaldırılmıştır.
Yeniden yapılanma anlamında bakıldığı zaman, Donbas ve Azak Denizi çevresi yeniden yapılanmaktadır. Halep-Hama-Humus’un bütün etnik yapısı değiştirilerek bölgeye Nusayri Araplar yerleştirilmiştir. Filistin’de de benzer bir süreç yaşanmaktadır.