Dün bütün dünya (insaf ve vicdan sahibi dünya) ile beraber Rus ordusunun çekildiği Buça’da yaptığı sivil katliamının ortaya çıkan haberleri ve görüntüleriyle sarsıldım. Bugün de yeni görüntüler, haberler aynı vahşetle gelmeye devam etti. Anlaşılan başka yerlerden de gelecek çünkü Rusya “bize karşı başka yerlerde de dezenformasyon hazırlığı var,” açıklamasında bulundu bile…
Fakat beni neredeyse katliamın kendisi kadar sarsan ikinci şey, Türkiye’de çeşitli kesimlerden Rusçuların, imanlı Putinistlerin, Rusya’nın asla böyle bir şey yapmayacağına dair propagandasının insanımızın, özellikle de “muhalif” kesimlerin bazı öğelerinin vicdanını nasıl çürüttüğünü, tarih bilincini nasıl yok ettiğini görmek oldu.
Bazıları, gelen haberlerin tümden bir “Batı propagandası”, “Amerika’nın oyunu” vs olduğuna o kadar inanmışlardı ki Rusya’yı ortalama bir Rus’tan çok daha fazla savunuyorlardı. Oysa bahsettiğimiz “ortalama Rus” kendi ülkesinin tarihinin, aslında 500 yıllık bir katliamlar tarihi olduğunu çok iyi bildiği için dün ortaya çıkan katliama inanmamazlık etmez. Hatta vicdanlıysa ve faşist Putin taraftarı değilse buna karşı da çıkar, lanetler… Ki bunu yapanlar oldu ve olacak da.
İşin daha da kötü yanı, Rusya’nın 500 yıllık katliam tarihini oluşturan vahşetlerin çoğunun Türklere karşı gerçekleştirilmiş olmasıdır. Fakat bizim milliyetçilerimiz, sosyalistlerimiz, İslamcılarımız vs tüm kesimlerimiz arasında bunu bilmeyen, unutan, unutmayı bile isteye seçen (ki herhalde en kalabalık olanlar da bunlar) insanlarımız var!
Rus devletinin Çarlık devrinden Sovyet dönemine ve oradan da şimdiye kadarki katliam bilançosuna sadece ana hatlarıyla, en kalın çizgileriyle baktığımızda gördüğümüz tablo korkunçtur: Rusya kendi insanına acımamıştır ki Kırım’da, Balkanlarda, Kafkasya’da, Anadolu’da ve Türkistan’da Türklere acısın…
1552’de Korkunç İvan’ın Kazan’ı ele geçirdiği an kılıçtan geçirilen en az 50 bin Tatar Türk’ünü kim katletmişti? Rus Novgorod Cumhuriyeti 1570’te Moskova Devleti tarafından ezildiğinde, on binlerce Rus kimin kurbanı olmuştu? 1735’te Rus boyunduruğuna karşı isyan eden Başkurtların en az 40 binini kim öldürmüştü?
Rusya’nın Balkanlarda ve Kafkaslardaki yayılmasının sonucu en az 5 milyon Türk ve Müslüman’ın öldürülmesi ya da yaşadığı öz yurtlarından sürgün edilerek etnik temizliğe tabi tutulmasıydı. Şimdi “Rusya yapmaz,” diye bir anda kestirip atanlar bu kadar insanın kemiklerini sızlatmış olmaz mı?
Diyelim ki bunları biz Türkler ya da Türkleri savunan tarihçiler “uydurmuş” olsun ya da belki 5 milyon insanın kendileri kutsal “Mother Russia”ya karşı “dezenfermasyon” yaratmak için intihar etmiş, göç etmiştir! Evet, bence gözünü Putinizm bürümüşler için hiç de absürt iddialar olmayacaktır bunlar da…
Peki, 22 Ocak 1905’te Çar’a dilekçe vermeye çalışan yüzlerce Rus emekçisini kim katletmişti? 17 Nisan 1912’de Lena’da grev yapan Rus işçilerinden en az iki yüzünü kim acımasızca öldürtmüştü? Tamam, bunları Çarlar yaptırdı, değil mi? SSCB döneminde yapay açlıkla sırf Ukrayna ve Kazakistan’da açlıktan öldürülen milyonların hesabını kim verebilir? Merak etmeyin siz kabul etmeseniz bile bu vahşeti Kruşçev bile kabul etmiştir… Kruşçev çok matah bir karakter olduğundan değil ama elbet Putin’in de bir Kruşçev’i olacaktır.
31 Mart 1918’de Bakü’de katledilen Türkleri, 1937-38 Büyük Temizlik döneminin katledilen milyonlarını, Katyn Ormanı’nda bir kerede ve tek kurşunla sessizliğe gömülen yaklaşık 20 bin Polonyalı asker ve aydını, 18 Mayıs 1944’te hayvan vagonlarıyla Urallara ve Orta Asya’ya sürülürken ölen yüz binlerce Kırım Türk’ünü, Kara Yanvar’da Kızıl Ordu tanklarının ezdiği Azerbaycan Türklerini, Hocalı’da Rus ordusunun ablukası altında Ermenilerce katledilen masum insanları unuttunuz mu?
Unutan ya da unutmak isteyenler varsa kötü haber şu ki her zaman bizim gibi unutmayan ve size de hatırlatacak olanlar çıkacaktır!
Tıpkı Buça’da yapılan soykırımın unutulmayacağı ve unutturulmayacağı gibi!
Tabii ki unutsa da hatırlamak ve insaf etmek normal insana özgüdür. Sözümüz de böylelerinedir. Yoksa gönüllü mankurt birlikleri için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Onları kendi bilinçsizlik, kimliksizlik ve vicdansızlık bataklıklarıyla baş başa bırakmak yapılabilecek tek şey…