Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin kendisine sorulan bir soru üzerine Muharrem Sarıkaya’nın muhabir Ahmet Demir’e attığı tokadı görmediğini, o sırada çapraza doğru baktığını ve aklında programı en iyi biçimde yapmak olduğunu söyledi.
İnsanı güldüren aynı zamanda da kızdıran klasik bir AKP’li açıklaması. Güldürmesinin sebebi vatandaşın açıklamayı inandırıcı bulacağı düşüncesi, kızdırmasının sebebi ise vatandaşın bu kadar “salak” yerine koyulması.
Şahin’in bu açıklaması aslında AKP’nin patolojisini ortaya koyan tipik bir örnek. Yanlış yapınca önce “saklamaya çalışmak”, durum ortaya çıkarsa “görmezden gelip olay olmamış gibi davranmak”, oluşan tepki düzeyine göre “tuhaf açıklamalarla işi örtbas etmeye çalışmak”, en sonunda da tepki gösterenleri “dış mahfillere bağlı çalışan organizasyonların parçası olmakla suçlamak”.
Duruma göre araya bayrak, ezan, 2023 vizyonu ve Tayyip Erdoğan da sıkıştırılabilir. Parti içi eğitimlerinde öğretiliyor mu bilmiyorum ama AKP’li bütün kadrolarda “hatasız olduklarını” ispatlamaya çalışan, “özür dilemekten” aşırı derece korkan, en ufak bir olayda bile “karizmayı çizdirmemek” için bin bir türlü yalan söylemeyi tercih eden bir tarz var. AKP algoritması böyle çalışıyor. En ufak bir eleştiriyi bile bir “beka meselesi” olarak algılayan ruhsal bir tedirginlikle tuhaf açıklamalar getirmeye çalışmak, bunu yaparken de hiç “sıkılmamak” gerçekten de çok ilginç bir ruh hali.
Sonuçta Fatma Şahin, 2000 yıllık tarihi mozaiklerin üzerine bastığı için özür dilemek yerine kendisini uyaranları eleştiren, belediyenin açmadığı karlı yolda kalan şoföre “Yolun açık olsun.” dedikten sonra olayı yalanlamaya çalışan bir belediye başkanı.
Tabii ki, tek örnek değil. Valilerin, “Açım!” diyerek feryat eden vatandaşları ayaklarına getirip, “aslında aç olmadıklarını” söylettikleri bir ülkede yaşıyoruz. Uyuşturucunun “pudra şekeri” gibi takdim edildiği, evlerde bulunan paralara “Polis koydu!” denilerek ardından “polisin koyduğu” paraların faiziyle geri alındığı bir ülke bizimkisi. Ok yaydan çıktığında “utanma” duygusu da unutuluyor demek ki.
Şahin’in bu davranışı AKP’lilerin AKP’siz Türkiye’de nasıl davranacağını da gösteriyor. Tokat yiyen sadece bir muhabir değil, tüm Türkiye her gün o kadar çok tokat yiyor ki. Toplamda 150 ülkenin olduğu “dünya mutluluk sıralamasında” 104. olan ve her sene daha alt sıralara düşen bir ülkede yaşıyoruz.
Bugün Türkiye’yi yöneten bu kadrolar, AKP iktidardan gittiğinde tıpkı Fatma Şahin gibi atılan tokatları, edilen hakaretleri “görmedim” diyecekler. Ama inandırıcılık çoğu zaman güçle alakalıdır. Düşenin de dostu olmaz. Türk halkı o gün Tayyip Erdoğan’ın üslubuyla “Ulan o gün hepiniz oradaydınız!” diyecektir!