Kemal Kılıçdaroğlu, dün gece yarısı attığı tweet ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u ve yanında çalışan diğer Saray bürokratlarını hedefe koydu.
“Son 10 güne 2 gün kaldı. Ben son uyarımı yapayım. Fahrettin Altun, Serhat ve ekip arkadaşları Çağatay ile Evren; anlaşmaya çalıştığınız dark web dünyası, sizi yabancı istihbaratın eline düşürür. Cambridge Analytica’cılık oynamak sizin kapasitenizi aşar çocuklar. SON UYARIMDIR!”
Tipik bir atanmış Saray bürokratı olarak Fahrettin Altun’un siyasetçilere ve seçilmiş milletvekillerine defalarca laf yetiştirmişliği, ayan beyan aktif siyasetçi gibi karşılarına dikilmişliği var. Kılıçdaroğlu’nun kısa twit’ine ise, 2090 vuruşluk uzun ve son derece hamasi bir cevap yetiştirdi.
Fahrettin Altun’un çok sinirlendiği ortada. Peki ama Kılıçdaroğlu, Cambridge Analytica’cılık oynamakla, dark web dünyası ve yabancı istihbarat ile neyi kast ediyor ve Tayyip Erdoğan’ın irili ufaklı Göbbels’lerini nelerle itham ediyor?
Cambridge Analytica, 2018’deki soruşturma süresince kapanmış namlı bir teknoloji şirketiydi. Şirket, 2015’te Facebook’un gevşek veri güvenliğinden yararlanarak çoğu ABD’li 87 milyon kullanıcının kişilik özelliklerini aldatıcı bir test uygulaması vasıtasıyla hasat etmişti. Buradan hareketle herkesin siyasi yönelimi ile ilgili devasa bir öngörü algoritması meydana getirilmişti.
İşte Cambridge Analytica, bu sanal tahmin makinesini Trump’ın 2016 kampanyası için çalıştırdı. Hangi seçmen tipinin açığa çıkmamış hangi hassasiyetleri var? Hangi eyaletin hangi kısımlarında hangi söylemi öne çıkarırsak seçimi kazanırız? Kimin sosyal medyasına kampanyanın hangi söylemiyle ulaşırız?
İşte 2016’da bu tip sorulara yüksek hassasiyet verecek böyle ahlak dışı bir algoritma, tüm veri bankası ile Turmp’ın hizmetindeydi. Trump’ın kampanyasını yürüten Steve Bannon ise aynı zamanda Cambridge Analytica’nın Başkan Yardımcısıydı. Ayrıca Bannon, başkanlığının son mesai gününde Trump’ın tüm soruşturmalardan af yetkisiyle kurtardığı son kişi.
Özetle Kılıçdaroğlu, Fahrettin Altun ve ekibine seçimlerin son 10 günü ile ilgili böyle bir yakıştırmada bulunuyor. Cambridge Analytica kapanmış olabilir ama veri toplayıp işleyerek –artık yapay zekâ uygulamalarının da üstün katkısıyla– milyonlarca insanı manipüle etmekle uzmanlaşmış çok sayıda şirket var.
Sadece Analytica’nın, ABD seçimlerine gelene kadar yıllarca irili ufaklı birçok ülkede siyasilere benzer çok sayıda hizmeti satmışlığı var. Trump’ın bu operasyona gözünü kırpmadan onay vermesinin sebebi de buydu zaten. Bu işin bir piyasası var. Kılıçdaroğlu’nun dark web vurgusunun devreye girdiği nokta burası.
Kemal Kılıçdaroğlu, kamuoyu ile somut bilgi paylaşmak yerine şimdilik Altun’u üstü kapalı olarak uyarıyor. Dark web, internette konvansiyonel güvenli bağlantılar yerine takip edilmesi imkânsıza yakın, kayıt dışı işlerin döndüğü sanal ortama verilen isim. Dark web ortamında uyuşturucu, silah, tarihi eser alıp satabilirsiniz.
Ama Kılıçdaroğlu’nun uyarısı ile ilk akla gelen, son dönemin vatandaşlık bilgileri. Bildiğiniz gibi geçen yıldan beri bilinen ama devletin kısa süre önce Diyarbakır merkezli operasyonla kabul etmiş olduğu gerçek, tüm vatandaşların MERNİS bilgilerinin çalınmış olduğu. Dark web, yasadışı verileri alıp satmak isteyenlerin de tek sığınağı.
Tabi Kılıçdaroğlu’nun, Fahrettin Altun’u ayrıntılı olarak neyle isnat ettiği halen belirsiz. Ama Cambridge Anlytica’cılık oynanacaksa çok büyük veriye ve bu veriyi doğru yazılımlarla işlemeye ihtiyacı var. Ayrıca MERNİS tek veri kaynağı da değil. Vatandaş verisinin sosyal medya karşılıklarının da temin edilmesi lazım. Facebook, Twitter ve diğerlerinin AKP hükümeti ile yıllardır işbirliği içinde olduğunu hatırlatmaya gerek var mı?
Dark web, veriyi ve işlenmiş veriyi iletmenin ve uzaktan anlaşma bağlamanın ve kripto paralarla ödeme yapmanın en müsait ortamı. Yabancı istihbarat uyarısı da böylece burada kendini gösteriyor.
2016’daki manipülasyonun sorumlusu Cambridge Analytica ekibinin Rus istihbaratıyla bağlantıları artık sır değil. Amerikalılara ait devasa miktarda verinin Rusların eline geçmiş olduğu da… Wagner’in sahibi, Putin’in gölge işler direktörü Prigojin’in ABD’deki seçimlere Rus müdahalesini övünerek sahiplendiğini tekrar hatırlatmakta fayda var.
Kılıçdaroğlu’nun yaptığı uyarıda olağan yabancı istihbarat şüphelisi, kuşkusuz öncelikle Rusya. Çünkü bu tam olarak Rusya’nın tarzı. Wagner’le komşu ulusların vatanına tecavüz eden, Afrika’da iç savaşlar çıkaran Moskova için Tayyip Erdoğan, bulunmaz bir nimet.
Akkuyu’nun açılış töreninde Tayyip Erdoğan’ı “seçimi şimdiden kazanmış” kabul edecek kadar Türkiye’nin iç işlerine ayan beyan burunlarını sokmaya mecburlar. S400’de, 15 Temmuz’da, tahıl anlaşmasında, Akkuyu’da nereye dönsek Ruslar… Adamlar “her masamızda” var. Seçimlerde niye olmasınlar? Putin’in bu özgüveni nereden aldığı sorusunun cevabı muhtemelen Kılıçdaroğlu’nun uyarısında gizli.