Evvelsi gün Meclis’te İsveç’in NATO üyeliği için oylama yapıldı. AKP ve MHP’nin bin tane palavraya ve esip kükremeye rağmen “evet” oyu vereceğini herkes biliyordu. AKP’nin dansözlüğünü ve ABD’ye ne kadar gebe olduğunu biliyoruz. Ancak asıl mesele CHP’nin –CHP Samsun milletvekili Murat Çan hariç– hem komisyonda hem de Meclis’te İsveç’in NATO üyeliği için “evet” oyu vermesidir.
AKP-MHP-CHP-Deva ve Gelecek Partili vekillerin oylarıyla 55’e karşı 287 oyla İsveç’in üyeliği kabul edilmiş oldu. Oylamaya hiç katılmayan sözde solcu, sözde milliyetçi ve sözde İslamcı vekilleri de not ediyoruz.
İsveç’in teröre desteği, ABD’nin PKK ile doğrudan bağı, parasını vermiş olmamıza rağmen F-35 uçaklarımıza el koyması, özellikle TSK’ya yönelik örtük ve açık ambargo uygulamalarına rağmen Tayyip-Fidan-Blinken üçgeninde “bu iş” çözüldü.
Bunun böyle olacağı belliydi çünkü AKP zaten has BOP partisidir. Ayrıca AKP’nin tepesindeki isimlerin ve saraydaki ailenin ABD’de ve Avrupa’da pek çok dosyası açık duruyor. Söz konusu malvarlığı olunca gerisi teferruattır. Filistin v.s. diye bağırmaya devam ederler. Türkiye’nin, Türk milletinin çıkarları mı? Onları zaten “pazarlamakla mükellef”ler.
Peki ya CHP’ye ne oluyor? Kimisi CHP’nin Amerikancılığına yoruyor evet oyunu. Hayır, kesinlikle CHP’nin tavrını böyle dahi yorumlayamayız.
Amerikancılık bile bir tavırdır. CHP neden İsveç’in üyeliğini desteklediğini dahi açıklamadı. Tavırsızlık mı bu? O da değil. CHP, en azından bu oylamada doğrudan Saraycı tavır aldı.
Mesele çok basittir. ABD’nin talebi AKP’den bile değil Erdoğan ailesindendir. Sıkıştırılan onlar. Kozları paylaşanlar da. Gizli pazarlıklarda sadece AKP’li kodamanların ABD’deki malvarlıkları ve dosyaları değil İsveçli bir firmanın Türkiye’de girdiği bir ihale için rüşvet dosyası dahi devreye sokuldu.
O zaman gerçekten muhalefet yapan bir parti ne yapar? Antiemperyalistliği vesaire geçtim. Sadece muhalefet olmak görevinden bahsediyorum. Gerçek muhalefet partisinin görevi denetlemek, halkı aydınlatmak ve iktidarı sıkıştırmak ve hatta mümkünse demokratik yolla düşürmektir. Ve tabii ki bu durumda herkese yerlilik ve millik taslayan Bahçeli ve Erdoğan’ı ifşa etmek…
Bu olayda ABD, verdiği sözleri tutmuyor. İsveç verdiği sözleri tutmuyor. PKK terörü daha da azıyor. Türkiye’nin hiçbir çıkarı gözetilmiyor. O zaman CHP, –ister NATO’yu savunsun ister savunmasın– bunu ifşa edip, AKP ve MHP satıcılığına karşı taarruza geçmek zorundadır.
“Biz Türkiye’nin çıkarını üstte tutuyoruz” asla diyemez Özgür Özel çünkü zaten Türkiye çıkarına bir durum yok. Sarayın çıkarına verilen tavizler var.
Ayrıca daha geçen hafta CHP Genel Başkanı, İyi Parti’yi AKP ile işbirliği yapmakla suçladı. Neden? 40 yıldır TBMM geleneği olan teröre karşı ortak bildiri yayınlama ve imzalama meselesinden dolayı.
Terörü kınama meselesinde kati bir şekilde, ilkesel olarak AKP-MHP ile asla yan yana gelmeyiz diyen Özgür Özel bundan da geri adım atıp, en sonunda bildiriye de imza atmıştı. Ama tüm bu tutarsızlıklarına rağmen utanmadan, “İYİ Parti artık AKP-MHP ile yan yanadır” propagandası yapabiliyordu. Bunun tek nedeni de DEM ile olan oportünist yakınlaşmasını aklayabilmekti.
Peki, ne oldu? PKK terörüne karşı dahi bir bildiriye imza atmayı, AKP güdümüne girmekle suçlayan CHP; hiç de zorlayıcı, ilkesel ve milli gereklilik gerektirmeyen bir konuda AKP ve MHP’nin yardımına koştu. Dört elle Tayyip-Fidan-Blinken gizli mutabakatına destek oldu. Ve İyi Parti de tam tersine “solcu” CHP’nin alamadığı tavrı aldı, hem ABD hem NATO hem de AKP-MHP dayatmasına karşı çıktı. “Hayır” oyu kullandı.
Yalancısın Özgür Özel. Bir konudaki gerekçen –AKP-MHP ile asla yan yana gelmemek– öbür konuda asla işlemiyor. Ve ben bunun Amerikancılığınızdan olduğunu da düşünmüyorum. Çünkü ABD’nin bu oylama için CHP’nin oyuna ihtiyacı yoktu. AKP ve MHP mecbur kalmıştı.
Siz sadece ve sadece Cumhur İttifakı isimli milli çıkarları satış konsorsiyumuna destek olmuş oldunuz. Esasen Türkiye’nin hiçbir milli çıkarı gözetilmeksizin, tamamen gizli kapaklı aile diplomasisiyle, tehditler ve çıkarlar paketleriyle ortaya çıkmış İsveç kanununda, Saray’ın bütün ipliğini açığa çıkarabilirdiniz. Bunun yerine gittiniz onlara çok rahat bir nefes aldıran stratejik bir destek sundunuz.
İleride ABD ve İsveç, PKK terörüne destek olmaya devam edecek. CHP ise bu konuda gıkını dahi çıkaramayacak. Çünkü adeta milli mutabakat varmış gibi gidip siz de oy kullandınız. Tayyip ve Bahçeli daha ne ister?
CHP hem ABD emperyalizminin hem de AKP’nin işini kolaylaştırdı. CHP tiyatro figüranı gibi devam ettiği sürece bir parti olarak varlık nedenini tüketir.
CHP karar versin. Bir muhalefet partisi midir yoksa saray rejimini meşrulaştırmaktan başka hiçbir işlevi olmayan bir parlamento kuklası mı?