DEM Parti sözcüsü Ayşegül Doğan, önceki gün parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında CHP ile yürüttükleri “kent uzlaşısı” kapsamında anlaşmaya varılan yerleri açıkladı.
Doğan’ın açıklamalarına göre Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin’in Akdeniz ilçesi, İstanbul Esenyurt ve Şanlıurfa’da işbirliğinin gerçekleştiğini, Adana, İstanbul ve İzmir’in bazı ilçeleri ile ilgili de görüşmelerin devam ettiği anlaşılıyor.
Daha önce CHP tarafından Esenyurt Belediye Başkan Adayı olarak açıklanan Ali Gökmen’in adaylıktan çekilmesi de DEM Parti sözcüsünün söylediklerini doğrular nitelikte gelişmeler.
Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim; CHP ile DEM Parti arasında yapılan ve adına “kent uzlaşısı” denen ittifak, kent uzlaşısı değil, PKK uzlaşısıdır. Terör örgütünün siyasi uzantısıyla yapılan bu ittifak, terör örgütünü meşrulaştıracağı gibi, CHP’yi de zora sokacak, tabanını ve teşkilatları küstürecek ve CHP’ye sadece bu bölgelerde değil, tüm Türkiye’de kaybettirecek bir girişimdir.
Bugüne kadar defalarca yazdık; CHP, PKK ile ortak girdiği her seçimden sonra kaybetti. SHP’nin HEP ile ittifak yapıp HEP’lileri meclise sokmasından sonra SHP’yi siyaset sahnesinden silmişti.
Adına “kent uzlaşısı” dedikleri ittifak, tamamen PKK söylemidir ve bu söylemin CHP tarafından da dillendirilmesi, CHP’nin PKK siyasetine teşne olmasından başka bir şey ifade etmiyor.
Sırf İmamoğlu İstanbul’da kazansın diye girişilen bu ittifak, Türkiye çapında CHP’ye kaybettirecek bir seçim stratejisini beraberinde getirdi. Önceki gün DEM Parti sözcüsünün açıkladığı yerlerden Mersin, milliyetçi tabanın oylarıyla kazanılmış bir yerdi.
Uzlaşıya dâhil edilmek istenen Adana ilçeleri de bu ittifak sonucunda kaybedilmesi muhtemel yerler potasına girmiş durumda.
Belki CHP’nin yeni yönetimi unutmuş olabilir ama hatırlatmak isteriz ki, İstanbul’u İmamoğlu’na kazandıran, CHP-İyi Parti ittifakıydı. İyi Parti’nin yerine PKK uzantısı DEM Parti’nin ikame edildiği yeni ittifak ne kadar başarılı olacak seçimlerde göreceğiz. Ancak İmamoğlu’nun işinin 5 yıl öncesine göre daha zor olduğu aşikâr.
Bir kere 2019’da CHP’nin en büyük müttefiki olan İYİ Parti seçime ayrı katılıyor ve adayı Buğra Kavuncu, 2019’da İstanbul’u kazanan üç kişiden biri olarak, hiç de yabana atılacak bir isim değil. CHP, DEM Parti ile “kent uzlaşısı” kurup Kürt oylarını kazanayım derken, çok daha büyük bir oy potansiyeline sahip olan milliyetçi tabanı kaybetme durumuyla karşı karşıya.
Bunlara bir de küskünleri ekleyin. Sadece son seçim yenilgisinden sonra siyasetten soğuyup sandığa gitmeyecek olanları kastetmiyorum. CHP’nin PKK partisi ile yaptığı ittifak nedeniyle partisine küsenleri de ekleyerek söylüyorum, kendi tabanından bile oy kaybedebilir.
Aday belirleme sürecinde CHP içerisinde yaşanan tartışmalar, istifalar ve teşkilatların tepkileri de dikkate alınmalı. Kendi içinde bu kadar kavgalı bir CHP, nasıl seçim kazanacak?
CHP, bu seçimlere 5 yıl öncesine göre daha dezavantajlı giriyor. Bunun en büyük sebeplerinden biri de CHP’nin yanlış ittifak ve aday tercihleriyle hem tabanını hem de teşkilatlarını küstürmesi. 5 yıl önce İstanbul’u ve diğer büyükşehirleri almak için kenetlenmiş muhalefetin yerine bugün parçalanmış bir muhalefet ve daha da kötüsü PKK’nın siyasi uzantısıyla ittifak yapan bir CHP var.
Bu durum parti teşkilatlarından tabana kadar hemen herkesi olumsuz etkilemiş durumda. Atatürkçü CHP tabanı, yakın zamandaki 14 Mayıs seçimlerinde oylarıyla meclise taşınan siyasal İslamcılardan sonra CHP’ye tepki göstermişti. Şimdi aynı Atatürkçü oylarla belediyeler DEM Parti’ye, yani PKK’ya peşkeş çekilmek isteniyor.
CHP, DEM Parti ile kurduğu “kent uzlaşısı” çerçevesinde kazanması muhtemel belediyeleri, diğer DEM Parti belediyeleri gibi, AKP’nin kayyum ataması tehdidine de açık hale getirecek.
Ve son olarak İmamoğlu’nun durumu da 2019 seçimleri kadar parlak değil. 5 yıl önce bütün muhalif kesimleri arkasına alan İmamoğlu, artık aday tanıtım toplantısında protesto edilen bir figüre dönüşmüş durumda. Bunun en önemli sebeplerinden biri de adayların belirlenme sürecine yaptığı müdahaleler neticesinde parti teşkilatlarını bile kendisine küstürmesi.
Velhasıl CHP, seçimlere şurada yaklaşık 40 gün kalmışken kendi tabanını, teşkilatlarını küstüren, neredeyse dağılmaya yüz tutan bir parti olarak giriyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi PKK uzantısı DEM Parti’yle ittifak yaparak hem tabanının tepkisini çekiyor hem de AKP ve Erdoğan’a PKK ile ittifak konusunu dilinden düşürmeyeceği en önemli kozu veriyor.