2018 seçimleri herkesin hatırındadır. Seçimler öncesinde yaşanan coşku, ümit; seçim gecesi hayal kırıklığı ve öfkeye dönmüştü.
CHP’nin seçim güvenliği sorumlusu Onursal Adıgüzel’in büyük bir yenilik olarak tanıttığı seçim sistemi, sonuçlar açıklandıktan kısa süre sonra çökmüştü. Sistem çökünce de muhalefet, YSK’nın sonuçlarına mahkum kalmıştı. Herkes bir şeyler döndüğünü biliyordu ama itiraz edecekler ortada yoktu.
Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce YSK önüne beklenirken ortadan toz olmuştu. 50 bin avukatın esamisi okunmuyordu. Muharrem İnce, “seçim gecesi neredeydin?” diyenlere özeleştiri vereceğine “şizofren” diye hakaret ediyordu.
Aradan 5 yıl geçti, Türkiye tarihinin en kritik seçimlerine günler kala yine Onursal Adıgüzel çıktı ve ne kadar iyi bir sistem kurduklarını, verilerin kaç yerden geleceğini falan anlatmaya başladı. Onursal Adıgüzel’i görünce, gayriihtiyari “eyvah” dedim.
Adıgüzel, geçen gün gazetelere yansıyan açıklamalarında yeni ve kusursuz sistemlerini şöyle anlatıyordu: “Seçim günü seçim sonuçları bize üç kaynaktan gelecek. Birinci kaynak mobil, ikinci kaynak web, üçüncü kaynak YSK.”
Birinci ve ikinci kaynaklar, CHP’nin seçim uygulamasıyla partiye ulaştırılacak olan kaynaklar. Yani sandık başında ıslak imzalı tutanağın sonucu ve seçim kurullarından gelecek bilgiler, CHP’nin mobil ve web tabanlı uygulamaları aracılığıyla partiye ulaştırılacak. YSK’nın açıkladığı sonuçlar ile uygulamalardan gelecek sonuçlar arasında tutarsızlık olursa sistem uyaracak ve CHP itiraz edecek.
Peki, 2018’deki gibi sistem çökerse veya saldırıya uğrayıp çökertilirse ne olacak? Yine YSK’nın açıkladığı sonuçlara mahkum mu kalacağız?
***
2018’deki rezaletten sonra tekrar seçim güvenliği ile ilgili Onursal Adıgüzel’i görünce şaşırdım. Öyle ya, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu, “liyakat” kelimesini ağzından düşürmüyor. Kendisi liyakate uysa, Onursal Adıgüzel’i tekrar seçim güvenliği sorumlusu yapmaz. Gerçi buna göre Kılıçdaroğlu’nun da aday olmaması gerekirdi. Onursal Adıgüzel, sistemi çöktüğü halde CHP Genel Başkan Yardımcısı olmuş.
Haliyle kafalarda beliren soru işareti de “bu adamın nasıl bir vasfı var ki, başarısızlığına rağmen CHP hâlâ sandıkları buna emanet ediyor?”
Celal Eren Çelik, geçtiğimiz gün Twitter‘da Onursal Adıgüzel’in eşinin yandaş yazarlardan birinin yeğeni olduğunu yazdı. Kim mi? Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür!
Kimin kiminle evleneceğine karışamayız, bunun üzerinden siyaset yapmak da yakışmaz. Oturup komplo teorileri kuracak halimiz de yok. Ama kimseye tuhaf gelmiyor mu CHP’nin seçim sistemini kuran adamın eşinin yandaş bir yazarın yeğeni çıkması, kurduğu sistemin çökmesine rağmen yükselerek yoluna devam etmesi?
Onursal Adıgüzel’in ekibinde olan isimlerden biri, MİT elemanı olduğu iddialarıyla gündeme gelen Tuncay Özkan. Yine Adıgüzel’in eşi, istihbarat bağlantısı iddiaları bulunan Mahmut Övür’ün yeğeni. Şimdi gel de “2018 seçimlerinde CHP’nin seçim sisteminin çökmesinde bir MİT yeniği mi vardı?” diye sorma!
Türkiye, tarihinin en kritik seçimlerine giderken, muhalefetin sandıkları böyle şaibeli, şaibeli olmasa bile başarısız isimlere teslim etmemesi gerekiyor. Daha önce bu sayfalarda defalarca yazdık, bir kez daha tekrar edelim; 2019’da İstanbul’u söke söke alan Kaftancıoğlu-İmamoğlu-Buğra Kavuncu ekibini seçim güvenliğinin başına getirin ve seçim güvenliğinin sandık başında sağlanacağını unutmayın!