Bugün siyaset dünyasının gündeminde yine bir “kaset” meselesi var. “Kaset” AKP ile siyasetimizin bir parçası oldu. Tabii 22 yılda teknoloji gelişti. Artık “kasetler” dijital oldu.
Şu anda tartışılan, İmamoğlu’nun CHP Kurultayı için bazı “ağır toplarla” yaptığı kulis toplantısı. Toplantı “Zoom” isimli dijital platformda yapılıyor. Kılıçdaroğlu kliğinden veya başka bir odaktan, belki de AKP’den biri toplantıya sızıyor ve görüntüyü kayda alıyor.
“Değişim Gerçeği” isimli bir “Youtube” kanalı açılıyor. Buradan toplantının 14 dakikası yayınlanıyor. Önce AKP’li gazeteciler ve troller bu linki paylaşıyor. Sonra da Kılıçdaroğlu yanlısı sözde CHP’li troller…
Videonun içeriği çok önemli değil. Görevden alınan il, ilçe yönetimleri… Hangi delege kime imza atmış… Parti Meclisi’nde kaç kişinin imzası toplanmış… Alternatif bir kurultay süreci başlatabilir miymiş…
Toplantıdaki “CHP ağır topları” ayrıca İmamoğlu’na, plaza Türkçesi ile ifade edersek, “feedback” yapıyorlar. 2010’da Baykal tasfiye edilirken ne yapılmış, Kılıçdaroğlu gelirken nasıl gelmiş…
Sızan kayıtta Engin Atay, arkasına uzay fonu koymuş. Fonun önünde sigara içiyor. Bu konuda Onursal Adıgüzel şakalar yapıyor. Evet Onursal “arkadaş” da orada! Sanki “meşazını aldım” diyen Konyalıların klipindeki biri gibi sevimli bir ses tonuyla dahil oluyor toplantıya.
İçeriği bir yana bırakalım ve teknik konulara ve diğer unsurlara odaklanalım.
Birinci unsur: Ortada özel bir toplantının görüntü kaydı var. Siyasi bir amaçla bu görüntüleri ele geçiren ve kamuoyuyla paylaşan birileri var. Kaydın başlığı “Yüzyılın İhaneti”! Sanki İmamoğlu kliğine karşı Kılıçdaroğlu kliğinin operasyonu gibi… Ama eminim Kılıçdaroğlu trolleri, “bizi yıpratmak için Aktroller operasyon yapıyor, bakın İmamoğlu’nun arkasında kimler var” diye propaganda yapıyordur.
İmamoğlu trolleri de güçlü bir kampanya başlattılar. Yaşananlar çok çirkin bir şekilde Baykal’ın başına gelenleri ve Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olmasını hatırlatıyor. Onlar da bunları vurguladılar. Diyorlar ki; “bunlar FETÖ taktiği”.
İkinci unsura gelelim. CHP’de bütün klikler birbirini “FETÖ” taktiği kullanmakla itham ediyor. Ancak kimse kimseyi kandırmasın. Bunlar “FETÖ taktiği” falan değil. Bildiğin Saray taktiği! AKP taktiği!
CHP Genel Başkanı bilerek ve isteyerek bir trol ordusu yarattı. “Troll örgütlenmesinin” yarattığı siyasi ahlak sorunu ve halk düşmanlığı kültürünü bir yana bırakırsak, dayattığı teknolojik ve ekonomik bir altyapı ve üstyapı var.
Öncelikle “troll” siyasi bir aktör değildir. Para ile çalışır. Ayrıca “kimliksiz”dir. Hatta kimileri “bot” yani robottur. Bu yüzden para ve teknolojik altyapı gücü belirleyicidir.
Örneğin CHP, belli trol grupları ile çalışmaya karar verip, belli bir bütçe ayırdığında; o gruplar o bütçeyle, “istenen hizmeti” sunar. Ancak aynı zamanda daha güçlü bir bütçe ve teknolojik güç, sunulan “hizmet” ve yayılan mesajı tam tersi bir yönde manipüle edebilir. Bu gücü tahmin etmeye gerek yok. Saray ve MİT!
Yani kaset kaydı, kaset sızdırma, trolleri devreye sokma döngüleri, Kılıçdaroğlu’nun sorumluluğundadır. “Bilmiyordum, istemiyordum” deme hakkı yok. Saray ve MİT taktiklerini, CHP taktiklerine çevirirsen, olacağı bu!
Kaldı ki sana yönelik büyük bir “kaset suçlaması” var. En çok senin hassas olman gerekir bu konularda. Öyle “Tuncay Bey beni kandırmış” falan diyemezsin.
Üçüncü unsura gelelim. O da teknik bir konu. Ne İmamoğlu ne de sızdırılan dijital kulis toplantısındaki herhangi birinin en ufak bir örgütsel, siyasal veya stratejik önderlik yeteneği olmadığı belli.
“Zoom” isimli meşhur toplantı uygulamasını kullanıyorlar. Bu program güvenlik açıklarıyla ünlü! Toplantının başında bir kişi “Katılımcı” sıfatıyla görüşmeye katılıyor. Bu kadar! “Katılımcı”! Ne isim var ne “nickname”!
İmamoğlu kıllanıyor. “Şu ‘katılımcı’ Selin Hanım olabilir mi acaba diye düşünüyorum” diye bir soru atıyor ortaya. Sonra kendi yanıt veriyor. “Herhalde odur” diyor.
Belli ki; “katılımcı” denen isimsiz kişi görüntüleri kayda alıp sızdıran kişi. Ama toplantıyı düzenleyen yöneticilerden biri toplantıya davet linki göndermese zaten o kişi katılamaz. Yani kulis içinde kulis var!
Teknolojiden anlamıyorsanız, kullanmayın şu zımbırtıyı!
Dördüncü noktaya gelelim. Bu teknoloji değil içerik ile ilgili. İmamoğlu daha hâlâ başkanlık için adaylığını ilan etmedi. Yani halka açık ve halkın desteğini örgütleyen bir siyasi lider olarak ortaya çıkmadı. Ancak belli ki kulis çalışmalarında hiç de zayıf gitmiyor. Hatta Kılıçdaroğlu’nun CHP Grup Başkanı olarak görevlendirdiği Özgür Özel ve CHP Parti Örgütü ve Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı olarak atadığı Engin Özkoç dahi toplantıya katılmış.
İşte felaket ve fecaat burada! İmamoğlu’nun “değişim” kadrosu, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına sardığı isimlerle birebir aynı! Toplantıya katılanların isimlerini ve görevlerini aynen aktarıyorum:
Özgür Özel – CHP Grup Başkanı ve Manisa Milletvekili. Gökhan Günaydın – CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili. Engin Özkoç – CHP Parti Örgütü ve Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı. Tekin Bingöl – CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili. Onursal Adıgüzel – CHP Parti Meclisi Üyesi ve İstanbul Milletvekili. Veli Ağbaba – CHP Parti Meclisi Üyesi ve Malatya Milletvekili. Engin Altay – CHP İstanbul Milletvekili. Bülent Tezcan – CHP Aydın Milletvekili. Muharrem Erkek – CHP Parti Meclisi Üyesi. Selin Sayek Böke – CHP Parti Meclisi Üyesi. Hakkı Süha Okay – CHP Parti Meclisi Üyesi. Ahmet Hakan Uyanık – CHP Parti Meclisi Üyesi. Pınar Uzun – CHP Parti Meclisi Üyesi. Gökhan Zeybek – CHP Parti Meclisi Üyesi. Sevgi Kılıç – CHP Parti Meclisi Üyesi.
Son seçimlerde oy güvenliği ve dijital veri akışında yaşanan büyük skandallardan sorumlu tutulan Onursal Adıgüzel bile kulisin içinde. Değişime bak!
Kamuoyunda ağır “Pirocu” olarak tanınan CHP’li isimler de toplantıya katılmış. Ekrem Başkan dahi, daha yeni örgüt sorumluluğuna atanan Engin Özkoç’un toplantıya katılmasına sanki biraz şaşırıyor!
Uzun lafın kısası… CHP’de düşünce yok. İlke yok. İdeoloji yok. Siyaset yok. Sadece hizipçilik ve koltukçuluk var. Bugün Kemalci olan yarın Ekremci olabilir. Tam tersi de olabilir.
Ya da büyük ihtimalle bu toplantıdaki isimler bütün hiziplerin toplantısına katılıyordur. Bütün atlara oynarsan, zaten kazanan ata oynamış olursun.
Her iki taraf da birbirini “Saray”a hizmet etmekle suçluyor. Eh, öyle bir ortam kurmuşsunuz ki, elbette ki Saray da kullanır hepinizi, MİT de!
Beşinci ve son noktaya gelelim. Yandaş medya Ekrem İmamoğlu’nun toplantısını çok fantastik başlıklarla verdi.
Sabah’ın başlığı: “CHP’de gizli darbe toplantısı! İmamoğlu’nun ihanet toplantısı ifşa oldu!”
Takvim: “Paralel CHP İfşa Oldu. İhanet Ortaya Çıktı.”
Yeni Şafak: “İmamoğlu’ndan Kılıçdaroğlu’na yönelik darbe toplantısı!”
İnsan ister istemez soruyor. Bunlar Saray medyası mı, “Piro” medyası mı? Bu nasıl tarafgirlik?
Ancak öyle bir dünyada yaşıyoruz ki; Kılıçdaroğlu trolleri de; “bizzat Piromuzu yıpratmak için İmamoğlu düşmanı gibi manşet atıyor Beşli Çete” diyebilir. Buna inanan da çıkar!
Bunlardan ne köy olur ne kasaba! İplerini AKP ele geçirmiş derdik ama diyemiyoruz. Çünkü “trolleşme” kendi tercihleriydi. Trolleşirken AKP’lileştiler adeta. Sanki zombi virüsü kapmış gibiler.
Bir kere olsun kulis ile, trol ile, kaset ile değil de, halkla, örgütle, ideolojiyle yürümeyi içinizden bir kişi akıl edemeyecek mi?