Bir CHP’li belediye başkanı düşünün…
Oldukça medyatik, neredeyse her gün basında bir haberi çıkıyor.
Sansasyonel ve aykırı görüşleri ile biliniyor. Sıra dışı uygulamaları sık sık tartışmalar yaratıyor.
Kavgayı seviyor, her belediye meclisi toplantısı tartışmalarla gündeme geliyor.
İşte böyle bir belediye başkanı, seçim yenilgisinin ardından partisi içindeki değişim tartışmalarına dâhil oluyor, mevcut genel başkanı çok sert bir şekilde eleştiriyor.
Partisi içinde sesi kısılıyor, görüşleri dikkate alınmıyor, hatta kesin ihraç istemiyle disipline veriliyor.
Belediye başkanı bütün bunlara rağmen mücadelesinden vazgeçmiyor ve başkanı olduğu kentten Ankara’daki parti genel merkezine “değişim ve adalet yürüyüşü”ne başlıyor.
Belediye başkanı öksürse haberini yapan basında bir anda belediye başkanı ile ilgili haberler bıçak gibi kesiliyor.
Evet, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’dan bahsediyorum.
Tanju Özcan, bugün itibariyle 4 gündür Bolu’dan Ankara’ya yürüyor. Peki, özellikle muhalif medyada Tanju Özcan’ın yürüyüşü ile ilgili 4 kez haber yapıldı mı?
Hayır!
Tanju Özcan’ın yürüyüşe ilk başladığı gün Cumhuriyet gazetesinde küçük bir haber vardı, “Özcan’ın Ankara yürüyüşü başladı” başlıklı, ondan sonra herhangi bir haber alamadık. Sadece Cumhuriyet gazetesini takip edenler, Özcan’ın yürüyüşe başladıktan sonra Ankara yolunda kaybolduğunu falan zannedebilirler.
Karar gazetesi de yine ilk gün yaptığı haberde Faik Öztrak’ın “Özcan kendi işine baksın” şeklinde özetlenebilecek tavrını öne çıkaran bir haber yapmıştı. Karar’da da ondan sonra Tanju Özcan’dan haber alınamadı.
Peki ya Tanju Özcan’ın sığınmacılar ile ilgili abartılı söylem ve icraatlarını manşetlere çıkaran muhalif sol basınımız? Onlarda da Tanju Özcan’ın ve Ankara’ya yürüyüşünün haberi yok!
Tanju Özcan, özellikle kendisine özgürlükçü, şeffaf, tarafsız, demokrat diyen muhalif basın tarafından yok sayılıyor, görmezden geliniyor.
Kılıçdaroğlu, Ümit Özdağ ile ittifak yaptığından beri, daha önce kıya sıya eleştirdikleri Ümit Özdağ’a bile kanallarını, sayfalarını açan muhalif basın, Özdağ ile özellikle sığınmacılar konusunda benzer görüşlere sahip Tanju Özcan’a ise küçücük bir yer bile açmıyorlar.
Ne acıdır ki, Tanju Özcan’ın yürüyüşü ile ilgili gelişmeleri yandaş Hürriyet gazetesinden okuyoruz. Bu ayıp da tüm muhalif basına yeter!
Tanju Özcan’a yönelik sansürün sebebi ne peki?
Tanju Özcan, Bolu’dan Ankara’ya Erdoğan’ı protesto etmek için yürüseydi, bütün bu gazetelerin, televizyonların en deneyimli muhabirleri de Tanju Özcan’la birlikte yürüyor olurdu ve biz de her saat başı Tanju Özcan’dan haber alabilirdik.
Ama Tanju Özcan, Erdoğan’ı değil, Kılıçdaroğlu’nu protesto etmek için yürüyor ve bu nedenle de Tanju Özcan’dan haber alınamıyor. Bu gazeteleri, televizyonları yönetenlere göre Türkiye’nin en sansasyonel isimlerinden bir belediye başkanının Kılıçdaroğlu’nu protesto etmek için Bolu’dan Ankara’ya yürümesinin haber değeri yok!
Sonra da bu medyaya CHP medyası dendiği zaman bozuluyorlar. Bu medyada, buna sol medya da dâhil, Kılıçdaroğlu’nu eleştiren bir tane haber yorum bulamazsınız. Ha, bulduğunuz da CHP’nin neden daha fazla Alevicilik, Kürtçülük yapmadığı üzerinedir.
Bizdeki muhalif medya, tam Stalin kafasıyla yönetilmektedir. İşlerine gelmeyen, hoşlarına gitmeyen bir şey oldu mu görmezden gelirler, yok sayarlar. Aslında CHP ne ise, CHP medyası da odur. Bunun bir sonraki aşaması, bütün bu istenmeyenlerin gerçek anlamda da yok edilmesidir ki, Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’nin mevcut politikasını eleştirenleri yayınlarında linç ederek veya onları da yok sayarak bunu yapıyorlar zaten.
Sanırlar ki, onlar görmezden gelirse, onları okuyan, izleyen kitleler bundan haberdar olmazsa her şey yolunda gider. Kendilerini kandırmakla yetinmez, onları okuyan, izleyen insanları da kandırıyorlar.
Bunlar muhalifken böyle yapıyorlarsa, iktidar medyası olmalarını düşünemiyorum bile. Mevcut yandaş basını mumla arardık herhalde.