Henüz saç baş yolmayanınız kaldıysa, CHP şimdi de danışman kriziyle gündemde. Ve yine her zaman olduğu gibi bu krizi de yönetememesiyle.
Perinaz Mahpeyker Yaman adında eski bir AKP’linin Kılıçdaroğlu tarafından “Kadın ve Aile Politikaları” konusunda “Genel Başkan Danışmanı” olarak atandığı ortaya çıktı.
Yaman, geçmişte Batman’dan belediye başkan adaylığı ve milletvekili aday adaylığında bulunacak kadar AKP’li.
Eski veya yeni bir AKP’linin –hem de kadın ve aile politikaları gibi son derece ideolojik bir zeminde– CHP’ye, muhalefete, bu ülkenin geleceğine neler vadedeceği zaten başlı başına bir tartışma konusu.
Ama siyasi iddiasını terk eden, yani intihar eden ve buna da “helalleşme” adını veren bir parti için son derece normal. “Herkes için CHP”de Atatürkçülerden başka herkes CHP’ye akıl satabilir.
Ama Kılıçdaroğlu tarafından Cumhurbaşkanlığı Seçimi ikinci turundan iki gün önce ataması yapılan Perinaz Yaman’ın sicilinde bundan fazlası var.
Tipik bir AKP’li olarak onun da Türk milletinin maneviyatına zerre saygısı yok! Hem Atatürk’e hem İsmet İnönü’ye ağır hakaretlerde bulunmuş, bunu da sosyal medya üzerinden ayan beyan paylaşmış biri. CHP’ye, Kemal Kılıçdaroğlu’na, muhaliflere bolca hakareti de mevcut. Silme zahmetine bile katlanmamış.
Perinaz Mahpeyker, yıllara yayılmış sosyal medya hakaretlerine dair bir açıklama yaptı. Her şeyi reddediyor. İş kadını olduğu için, yoğun olduğu için tüm sosyal medya hesaplarının şifrelerini çalışan personeline veriyormuş.
Doğruysa vahim. İnsan sosyal medya şifrelerini başkalarıyla niye paylaşır? Diyelim profesyonel olarak çalışanlarını sosyal medya için görevlendirdi. Yıllara yayılmış bu hakaretler hiç mi fark edilmez?
Değilse daha vahim. Standart “kuzenim yazmış” yalanıyla neyi kurtaracaksın? 6 çocuk annesisin. Böyle kuyruklu yalanlara ne gerek var?
CHP cephesinde ise kriz yönetimi yok, krizin içinde yüzmek var.
Olay ilk duyulduğunda, CHP’nin Fahrettin Altun’u Eren Erdem tarafından yalanlandı. Ama sonra teyit edildi. Hem de bizzat Kılıçdaroğlu tarafından!
Yine bir kriz yönetememe krizi!
Özdağ’la yapılan gizli protokol hadisesinde de Parti Sözcüsü Faik Öztrak yalancı durumuna düşürülmüştü. Gerçi Eren Erdem gibi bir anket bülbülüne koymaz…
En ağırı, Kılıçdaroğlu’nun kabahatinden de beter özrü. Fikret Bilâ’ya yaptığı açıklama şöyle:
“O günler koşullarında araştırma yapacak zamanım yoktu. Bu mesajlarını bilseydim elbette atamazdım. (…) Bir arkadaşım tavsiye etti. (…) AK Parti Kadın Kolları’nda çalışmış. Hayatın gerçeğini görmüş CHP’ye geçmek ve CHP için çalışmak istiyor’ dediler. Batman’da desteği olan bir isim, bu ilde katkısı olur diye önerildi. Ben de o günlerde bir gün bir ilde, ertesi gün başka ilde çalışıyorum. Oradan oraya koşturuyorum. İncelemeye zamanım yoktu.”
Bir Genel Başkan, kimden neyin danışmanlığını alacağını nasıl bilmez? Ama anlaşılan, danışmanlık kadrosu adı altında bir tür ücretli amigoluk sistemi kurulmuş.
Burada Kılıçdaroğlu’nun “arkadaşlar” diye topu attığı kişi, kuvvetle muhtemel eski teşkilat sorumlusu Oğuz Kaan Salıcı.
Seçim öncesi CHP’nin Güneydoğu’da ihmal düzeyindeki oylarını kıpırdatmakla ilgili çalışma yaptıklarını basına ballandıra ballandıra anlatan yine Salıcı’ydı. Çünkü CHP, şizofren gibi Güneydoğu oylarına odaklanmıştı.
Tüm Türkiye’yi kaybedip tüm Güneydoğu’yu kazanmak gibi ahmakça bir hedefi adeta CHP’nin kızılelması haline getirenlerden biri de bugün Perinaz Yaman’ın danışmanlığını yalanlayan Eren Erdem’di. Bu kaybedişle ciddi ciddi övünüyorlar. Şaka değil.
Düşünsenize, teşkilatçı Oğuz Kaan Salıcı, Atatürk’e küfreden AKP’lilere dağıtacağı parayla her sandığa adam tutup Anadolu’da sahipsiz sandık bırakmasaydı şu an bambaşka şeyler konuşuyorduk.
Demek ki partinin hazineden aldığı milyonlarca lira böyle harcanıyor.
Bir değil iki değil. Kürdistancı, Şeriatçı, Liboş, Ermenici, Tarafçı, anket tüccarı, Rus muhibbi, mandacı, AKP’den refüze ne kadar uyanık varsa Demokrat Dede’nin tekkesinde çorbayı bekler olmuş.
Yalnız bu “arkadaş” meselesi önemli.
Genel Başkan olduğu 2010’daki kurultayda giydiği –o zamanın kuruyla 300 dolarlık– Etro marka gömleğin suçunu da yine “partili arkadaşlar”a atmıştı.
Demek ki CHP’de 13 yıldır dümen böyle dönüyor. Kılıçdaroğlu, elinin değdiği her şeyi itinayla kuruturken “arkadaşlar” kendisine etten duvar oluyor. Olan Türkiye’ye oluyor.