Cübbeli Ahmet’in Türklere hakaret edip Suriyeli Arapları öven konuşması aslında kendi Youtube kanalında bir ay kadar önce yayınlanmış. Tekrar yayınlanıp kamuoyuna yansıyınca Türkiye’nin çoğu gibi benim de yeni haberim oldu. Suriyelilerin gidişine üzüldüğünü söyleyen Cübbeli şunları söylüyor:
“Biraz Suriyeliler geldikten sonra Fatih’teki cemaat oranı arttı. Şimdi Suriyeliler de gidiyor. Ben de üzülüyorum, cemaat eksilecek. Türkler camiye gelmiyor ki! Türklere cennet lazım değil! Canlarını mallarını cehenneme satmışlar. ‘Nereden biliyorsun?’ Namaz ve cemaate bakıyorum.”
Şimdi elbette bu sözlerde ilk dikkatimizi ve tepkimizi çeken şey Cübbeli’nin ağır Türk düşmanlığı. Buna tabii ki şaşırmadık. Hangi Şeriatçı Türk dostudur ki? En fazla Cübbeli kadar açık konuşmazlar her zaman. Şeriatçı ideolojinin özünde içten içe kaynayan Türk düşmanlığı zaman zaman böyle patlamalarla ifşa eder kendini.
Bu tespitlerle beraber bu konuşmada görmemiz gereken birkaç nokta daha var. Bunlardan birincisi, Cübbeli’nin Suriyelileri gittiği iddiası. Öyle kitlesel bir Suriye’ye dönüş filan olmadığını herhalde sokaklara bakan her Türk vatandaşı görebiliyordur. Ama adam işte AKP’nin Suriyeliler geri dönüyor propagandasını da sözlerinin arasına sıkıştırmayı ihmal etmiyor! Uyanık adamdır vesselam…
Fakat bunun da ötesinde Cübbeli’nin bu sözlerinin, Şeriatçıların Suriyeli Araplar üzerine kurulu nüfus stratejisini çok iyi açıkladığını görmeliyiz. Bu, AKP’nin milyonlarca Suriyeliyi -tabii Afgan, Pakistanlı vs’yi de- neden Türkiye’ye getirdiğini ve neden geri göndermeyeceğini çok iyi açıklıyor.
Şeriatçı kafa, Türk’ü Müslüman görmez. Bu arada elbette Türklerin “canlarını, mallarını cehenneme sattığını” düşünür. Çünkü bilir ki Türklerin belirleyici çoğunluğu, eski ifadeyle kahir ekseriyeti Şeriatçı, tarikatçı, mürit olmaz. Türklerin çoğunluğu Müslüman’dır, hem de en samimisinden ama bu Müslümanlık da Türk’e göre, Türk’e özgü, Türk tipi bir Müslümanlıktır. Bunu da Kürt-İslamcısı, Nakşisi, Arapçısı beğenmez. Hatta dinsizlik sayar. Tarihten gelen bu özelliklerin yanında Türk milleti, Cumhuriyet’le beraber “geri döndürülemez” bir şekilde çağdaşlaşmış ve laikleşmiştir. Yani Cübbeli ve benzerleri için umutsuz vakadır.
Şeriatçı, Türklerle Şeriat düzeni kuramayacağını bilir. İşte tam da bu nedenle dışarıdan kendi amaçları için nüfus ithal etmiştir. Türklerle kuramadığı Ortaçağ düzeninin zaten halen o çağdan çıkamamış Araplarla, Afganlarla, Pakistanlılarla kurabileceğini düşünür. Bu nüfus stratejisi ya da demografik saldırı hem Türkiye’yi Türk ülkesi olmaktan çıkarmak içindir, hem de laik cumhuriyeti tamamen ortadan kaldırmak için.
Türklüğe saldırı, laikliğe ve cumhuriyete saldırıyla aynı şeydir.
Türklüğümüze, cumhuriyetimize, çağdaşlığımıza aynı anda ve tek bir hamleyle sahip çıkmak dışında bir yol yok. Ya Atatürk cumhuriyeti ya cübbeliler orta çağı! Üçüncü bir yol yok!