Gazete Duvar‘da bugün Selahattin Demirtaş’ın “Cumhurbaşkanı’nın diploması” başlıklı bir yazısı yayımlandı. Konu Cumhurbaşkanı’nın diploması olunca, konuyu ilk dillendiren, sahte diplomanın mücadelesini veren, bunun için bedel ödeyen Türk Solu olarak dikkat kesildik.
Selahattin Demirtaş’ın yazısında yeni bir şey yok, öncelikle onu söyleyelim. Yazıyı internette görenler heyecanlanabilir ama beklentilerini öyle çok da yüksek tutmasınlar.
Selahattin Demirtaş’ın yazısında bahsettiği şey şu; her ne kadar kendisi Erdoğan’ın ismini telaffuz edemese de, “Diplomanın sahte olduğu ortaya çıkarsa devlette neler olur?” diye soruyor ve birkaç örnek veriyor.
Cumhurbaşkanı’nın Cumhurbaşkanlığı düşeceği için Cumhurbaşkanı’nın bakanlardan en küçük bürokrata kadar yaptığı bütün atamalar düşer, dolayısıyla bu isimlerin yaptığı her icraat da geçerliliğini yitirir.
Bütün kararnameleri geçersiz hale gelir. İmzaladığı bütün uluslararası anlaşmalar geçerliliğini yitirir. Cumhurbaşkanı olarak yaptığı bütün harcamalar kendisinden tahsil edilir. Cumhurbaşkanlığı düşeceği için Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Mahkemesi’nde değil herhangi bir ağır ceza mahkemesinde yargılanmasının önü açılır, hem de 400 milletvekilinin onaylamasına gerek olmadan.
Demirtaş’ın yazısında daha pek çok şey var, isteyen açıp okuyabilir. Ancak olmayan bir şey var, onu da ben söyleyeyim. Demirtaş “tüm bunları Madagaskar Cumhurbaşkanı için söylüyorum” demiş, ben doğrudan Erdoğan ismi ile devam edeceğim. Çünkü Demirtaş’ın yazısının muhatabı da Demirtaş yazamasa da aslında Erdoğan.
Demirtaş, vaktiyle Erdoğan ile adına “çözüm” dedikleri bir süreç başlattı. Erdoğan ile PKK arasında kuryelik yaptı. Aslında Demirtaş o masaya PKK adına oturmuştu. Şimdi soruyorum: Diploma sahteyse Erdoğan’ın PKK ile başlattığı “çözüm süreci” de Erdoğan’ın yargılanacağı “normal ağır ceza mahkemesinde”ki suçlarından biri olmaz mı?
Madem Erdoğan’ın yaptığı her şey suç olacak, “çözüm süreci”nin de suç kabul edilmesi ve bu sürece iştirak eden herkesin de cezalandırılması gerekmez mi? Ama Demirtaş bunu yazmadığına göre “çözüm süreci”ni muaf tutuyor anlaşılan.
Demirtaş’ın “çözüm süreci”ni es geçmesi ikiyüzlülüğü dışında şöyle bir tutarsızlığı da var, madem bu adamın diploması sahte, yazdığına göre Demirtaş buna inanıyordur herhalde, neden hâlâ yeni çözüm süreci için Erdoğan’a yalvarıp duruyor?
Yoksa Demirtaş, sahte diploma meselesini de Erdoğan’la tekrar masaya oturmak için şantaj olarak mı dillendiriyor?
Demirtaş’ın Gökçe Fırat’tan özür dilemesi meselesine gelince…
Bilindiği gibi Gökçe Fırat, Erdoğan ilk Cumhurbaşkanı seçildiği 2014’ten beri sahte diplomanın peşinde. Konu ile ilgili çok önemli belgeler yayımladı, noter işleminin usulsüz yapıldığını ispat etti, sadece üniversite diplomasının değil, aslında lise diplomasının bile olmadığın ispatladı.
Diploma ile ilgili davalar açtı, sahte diplomayı onaylayan noter katibinin cezalandırılmasını sağladı. Kendisine açılan “iftira” davasını kazanarak sahte diplomayı dillendirmenin suç olmadığını tescil ettirdi.
Gökçe Fırat, tüm bu çabalarında hep yalnız bırakıldı. O yıllarda ne Demirtaş, ne CHP, ne başka bir siyasi parti, kuruluş Gökçe Fırat’ın yanında durdu. Gökçe Fırat, sahte diplomanın peşine düşmenin bedelini 4 yıl Silivri’de yatarak ödedi.
“Diploma meselesinin önemi büyük.
Çünkü diploması yoksa, cumhurbaşkanlığı düşer, hatta düşmekle kalmaz, hiç cumhurbaşkanı olmamış kabul edilir.
Attığı her imza geçersiz olur, yaptığı tüm atamalar düşer, hatta onayladığı hükümet bile otomatikman düşer.
Dokunulmazlığı kalkar.
Silivri’yi boylar!”
Başyazarımız Gökçe Fırat, bu satırları 6 Haziran 2016 tarihinde yazmıştı, yani altı (rakamla 6) yıl önce. Şimdi Demirtaş kalkmış, Gökçe Fırat’ın yıllar önce söylediği, yazdığı şeyleri tekrar ederek bir diploma tartışması açıyor.
Neden peki, Erdoğan’a muhalif olduğu için mi? Erdoğan’ı koltuğundan indirmek için mi? Madem öyle, yıllardır neredeydi?
Demirtaş, yukarıda da yazdığım gibi, diploma meselesini Erdoğan’a şantaj yapmak için açıyor. Yoksa Erdoğan’ın koltuğuyla bir derdi yok. Hatta Erdoğan’ın o koltukta olmasını ister, çünkü Erdoğan’dan başka kimse onunla ve temsil ettiği PKK ile yeniden masaya oturmaz.
Şimdi Selahattin Demirtaş için bir samimiyet testimiz var:
Eğer diploma konusunda samimi ise, Gökçe Fırat’ın hakkını teslim etsin ve mahkeme salonunda Gökçe Fırat hakkında attığı iftiralar ve haksız suçlamalar için özür dilesin.