Meral Akşener, Fatih Altaylı ile yaptığı uzun söyleşide HDP meselesine girdi. “Kürt seçmen” ile PKK ve uzantıları arasında kesin bir ayrım yaptı. HDP’ye karşı tavrını da, hiç düzey düşürmeden, çok net bir şekilde belirtti:
“Diyalog başka bir şeydir, CHP diyebilir, anlayışla karşılardım. ‘Sizin oy oranınızla HDP’nin oyu farklı hadi size güle güle’ deselerdi o masadan kalkardık. Alengirli işe karşıyım, dürüstlük ve açıklıktan yanayım. CHP, HDP ile görüşebilir bu net. Ama bize asla getiremez.”
Selahattin Demirtaş bu işe çok alınmış, çok kızmış, hemen bir açık mektup yazmış Meral Akşener’e. Zaten günde 10 tane açık mektup yazan biri. AKP’nin Sırrı gibi istihbarat elemanlarıyla birlikte İmralı – Kandil arasında da yıllarca mektup kuryeliği yapmıştı kendisi. MİT-PKK arasında getir götür işleriyle kıyaslandığında kâtipliğe terfi ettiği bile söylenebilir. Tutuklu Selo, ancak bu bir garip tutukluluk. AKP’den icazetli de olsa, siyasette kuryelikten mektup yazarlığı kadrosuna sıçraması kendisi için bir başarıdır.
Selo’nun mektubunun içeriğine çok girmeyeceğiz. Hem yetkisiz olduğunu söylüyor hem de “6 milyon Kürt seçmen” adına müzakere talep ettiğini belirtiyor.
Garip kafa! HDP yöneticisi değilsin, “HDP yönetimine çok güveniyorum” diyorsun. Diğer yandan “6 milyon Kürt seçmenin” her birinden vekâlet almış gibi, ahkâm kesiyorsun.
Kimsin? Aşiret reisi mi? Hani vardır ya, “Urfa’da şu kadar oyumuz var”, “Diyarbakır’da şu köyler benim” diye masaya oturur, vekillik pazarlığı yapar. Hadi diyelim ki seni dikkate aldı, Akşener veya Kılıçdaroğlu. Bu sefer ne diyeceksin? “Benim yetkim yok, İmralı ile görüşün” mü? Kusura bakma Selo ama o rezilliğe ve ihanete bir tek AKP yeltenebilir. Ha bir de MHP’yi ve Bahçeli’yi de ekleyebiliriz. Yerel seçimlerden önce teröristbaşından gelen son mektubu öpüp başına koyanlar onlardı.
Belli ki, Millet İttifakının yakaladığı son çıkış Saray’da epey endişe yaratmış. MİT’e danışan Saraylıya “Gezi’de uyguladığımız taktik işe yarayabilir” demişler. Bilindiği gibi Gezi Direnişi başladığında Selo, eylemci milyonları ve gençleri “darbeci, ulusalcı, faşist” ilan etmişti. 10 milyonların katıldığı halk hareketi devrime dönüşüyordu. Bunu engellemek için son anda bozguncu bir unsur olarak HDP eylemlere dâhil olmaya çalıştı.
Şimdi yine aynı taktik devreye sokulmuş. Altılı Masa’daki partiler belli. Bunun içinde HDP yok. Hatta Meral Hanım, Hüseyin Baş’ın liderlik yaptığı BTP’yi masaya dâhil etmek istedi ancak diğer 5 parti onay vermedi.
Akşener’den ne istiyorsunuz? BTP için yapamadığını HDP için yapsın öyle mi? İyi de siz ve sahte solcularınız, daha geçen hafta hep beraber Akşener’e karşı linç kampanyası başlatmamış mıydınız? Ne katliamcılığını bıraktınız ne işkenceciliğini! Sarayın kışkırtmaları boşa çıktı. 5’li Masa artı HDP planı devreye girseydi Tayyip daha ilk turda eze eze kazanacaktı.
Sonra birden bire tornistan. “Akşener bizimle neden müzakere etmiyorsun?” Yani anladık, seçimlere kadar HDP üzerinden saray provokasyonları devam edecek. “Millet İttifakı HDP ile birlikte” diye iftira atacak AKP-MHP çığırtkanları. Ama PKK’dan destek mektubunu yine Tayyip-Bahçeli kapacak. Aptal mı sanıyorsunuz milleti? Başka bir senaryo bulsaydınız bari.
Selo, Akşener’e çok alınmış. Kendisinin müzakere hakkı yok muymuş? Dalga mı geçiyorsun? Hani “faşistlerle aynı masaya oturulmaz, gel CHP bizimle masaya otur” diyordunuz. Şimdi “faşist” neden sizinle masaya oturmuyor diye mızıkçılık yapıp ağlıyorsunuz.
Gidin siz MİT ile müzakere edin. Bir siyasi parti değilsiniz ki. Sarayın ve PKK’nın türlü türlü akıl ermez rezil kombinasyonlarının, provokasyonlarının içinde küçük bir unsursunuz. O kadar!
Selo, sen kendi kendine sor bakalım. Sence neden herkes HDP ile yan yana gelmemek için elinden geleni yapıyor? Nasıl bir düşük bir yerde konumlanmış HDP bir düşün!
Meral Akşener’e veya Millet İttifakı’ndan herhangi bir lidere saldırmak istendiğinde iki iddia ortaya atılır. Ya “AKP’nin yanına gidecek” denir. Ya da “HDP’nin yanına gidecek.”
HDP için de, AKP için de, ne kepaze bir yerde durduklarının göstergesidir bu. Bu iki parti kirlidir. Kimse de bu kirin eline bulaşmasını istemez.
AKP kadar tecrit bir güç varsa halk nezdinde, o da HDP’dir. Alınganlığa hiç gerek yok. AKP gerici faşizmi, HDP ise Kürt ırkçısı faşizmi temsil ediyor. Ayrıca kimse ne sana ne de senin çok güvendiğin HDP yönetimine de bir gram güvenmiyor.
Hani HDP’nin bir sloganı var ya: “İraden irademizdir” diye. Teröristbaşı Apo’nun posterlerine yazıyorsunuz. İmralı yürüyüşlerinde kullanıyorsunuz. Acaba Selo, “6 milyon oyum var babo” diye aşiret reisi gibi şişinmene rağmen kale alınmamanın nedeni, iradesiz bir tip olmandan kaynaklanmasın?
Nihayetinde senin iraden üzerinde Tayyip ve Apo’nun ipoteği var. Göklerden olmasa da Beştepe ve İmralı’dan gelen bir karar devreye girecek. Sana da en fazla orta yolcu bir tweet atmak ve rezil olduğunla kalmak düşecek. Akşener veya başka bir ciddi figür neden muhatap kabul etsin ki seni?
Mektup yazma Selo. Mektubu bekle. Önce bir MİT’ten yazılsın. Perinçek’e versinler. O gitsin İmralı’ya iletsin. Apo da başka bir mektup yazsın. Seçimden önce açıklanır zaten. TRT’de falan okunur. Uğraştırma insanları. Güldürme kendine.