Selahattin Demirtaş’a teşekkür borçluyuz. Bir konuda daha hepimizi tereddütten, ayrışmadan, vesveseden kurtardı. Şecaat arz edeyim derken sirkatini açığa vurdu.
Dün duruşması vardı. Onlarca kişinin öldüğü, yüzlercesinin yaralandığı Kobani olaylarındaki rolünden ötürü ifade verdi.
Demirtaş, aktif siyaseti bıraktığını açıklasa da mahkemeye verdiği savunma, tamamen siyasi içerikli.
İlk insanın açlığından alıp medeniyete getirdiği uzun ve saçma tarih anlatımına bol bol ırkçı tezlerini serpiştirmiş. Daha bunun lolosu var derken arada çok ilginç bir şey söylüyor:
“Halkımız anavatanımızda karnını doyurmak ve yaşamak istiyor. Türker de bin yıl önce geldi. Onlar da karnını doyurmak ve yaşamlarını sürdürmek istiyor. Tıpkı Fransızlar, Almanlar Yahudiler, Aborjinler ve Afrikalılar gibi. Hepimiz karnımızı doyurmak ve neslimizi sürdürmek isteriz. Herkes haklıdır ama güçlü değildir. Doğada sadece güçlüler ayakta kalıyor. Hani kültür icat etmiştik; ona ne oldu? Ahlak erdem onlara ne oldu? Kültüre göre haklı olan biziz. Sizin ve benim mensup olduğumuz devlet bizim anavatanımızı zorla işgal etmiş. Erdemlilik anlaşmasını bozan devlettir, burada bir suçlu aranacaksa o biz değiliz, biz bunun mağduruyuz.”
Irkçı Demirtaş’ın bu sözlerle Türklüğe barbar yakıştırması yaptığını fark etmek güç değil. Dakikalarca abuk subuk bir insanlık tarihi çiziktirirken varacağı yer meğerse burasıymış.
Fakat Demirtaş, büyük bir itirafta da bulunmuş.
Ne diyor Demirtaş? Kürdistan diye bir anavatanı varmış. İşte o anavatanı Türkler işgal etmiş!
Yahu bu şark kurnazları on yıldır “Türkiye partisi olacağız” demiyor muydu?
Hem Türkleri Türk toprağında işgalci göstereceksin hem Türkiye partisiyiz diyeceksin. Pişkinliğe bak!
Gerçi HDP’nin ne olduğu en başından belliydi.
Biz millete laf anlatamıyorduk. Yok, elinde saz var… Yok, “Seni Başkan yaptırmayacağız” diyor… Yok, genç avukat…
Alın işte kendi gözlerinizle okuyun! Gözünüzün içine baka baka yalan söylüyorlar, üstüne bir de utanmadan mağdur oluyorlar. Sizden de bu mağduriyet için empati bekliyorlar.
Sen gel Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalamak için AKP ile açılım pazarlığı yap, MİT’in Kandil kuryesi ol, Apo’yla Erdoğan arasında arabuluculuğa soyun… Ortaklık bozulunca da “demokrat ve barışçı Demirtaş” ol.
Hadi oradan!
Bakın ne diyor devamında:
“Sen benim ülkemi, vatanımı çaldın! ‘Ülkenin adını bile söyleyemezsin, Kürdistan diyemezsin. Dersen seni içeri atarım, vatan haini ilan ederim. Türk Ceza Kanunu yazıyor burada. Kürt Ceza Kanunu yazmıyor.’ Güç sizde.”
Lafa bak! “Güç sizde.” Türkler zalim yani. Hem haksız hem güçlü…
Bunlar, “Türkiye partisi” olmak için yola çıkan bir siyasetçinin sözleri değil. Hapisteki bir FKÖ direnişçisi pozlarına yatan, Türkiye’yi de Filistin’den toprak gasp eden İsrail’e benzeten bir şarlatanın zırvaları.
Mahkeme huzurunda Türklere hırsız, işgalci, gaspçı, barbar ve zorba diyen Demirtaş’a, on yıldır niye “Türkiye partisi” iddiasındasınız, diye soran var mı bilinmez.
Ama cevabı biz verelim: Türklerin oylarıyla Türk yurdunu işgal edip barbar ve zorba bir düzen kurmak için!
Vicdanen Demirtaş’a sahip çıkma gereği hissedip cehenneme giden yola taş döşemiş tüm iyi niyetlilere ibret olsun! Sevdalınız, sıradan, küstah ve kindar bir PKK’lıdır.