Depremlerden sonra politik kavga bitmez daha da şiddetlenir. Bu durum tabii ki uluslararası politik-askeri kavgalar için de geçerlidir.
Depremin hemen ardından en önemli tartışmalar ve spekülasyonlardan biri de; ülkeye yardım amacıyla gelen yabancı ekiplerin içinde, ülkeye sızabilecek ajanlardır.
AKP’nin “mesafeli” işbirlikçisi diyebileceğimiz Emekli Amiral Cihat Yaycı, bu gündemi sıklıkla canlı tutuyor. 1999 Gölcük Depremi’ni ve oradaki deneyimlerini aktarıyor. “Çok dikkatli olmak” gerekirmiş.
“Depremden sonda Türkiye’ye girecek” ajanlar konusunda ben hiçbir şüphe taşımıyorum, gelirler. Ancak bunların gelmesini dört gözle bekleyip, James Bondları yakalayıvermek gibi saçmalık içinde hiç değilim.
Kesinlikle geldiler zaten. Ancak gelecekler demiyorum. Geldiler. Sonra yerli ajanlarıyla birlikte yapacaklarını da yaptılar. 1999’dan sonra üç yılda gerçekleşti bu. 2002 yılında Ankara’yı ele geçiren AKP, TC kimliklilerden oluşan, bir yabancı ajanlar çetesidir. Ve hakikaten 1999 Depremi’nin yarattığı süreçte emperyalist güçlerin fırsatı değerlendirmesiyle kurulmuştur. Hemen örgütlenmiş, hemen iktidara getirilmiş ve hemen hizmete başlamış bir beşinci kol ordusudur.
Tespit budur. Başka her türlü tespit saçmalıktır. Ajanlar Ankara’da. 2023’te yeni ajan gelecekmiş, sızacakmış, kışkırtacakmış… Cihat Yaycı gibi bir ismin bunları söylemesi abesle iştigaldir.
Şu anda konuşabilen tek general o. Kendisi yeter bize. O yanıt versin. Ama diğer komutanlar da konuşsun. Gölcük’teki ajanlar kimdi? Açıklayın.
ABD İstanbul Konsolosu, AB Büyükelçilikleri, İsrail Büyükelçilikleri, Soros, Colin Powell, George Bush v.s.
Ben hatırlıyorum o süreci. Elimde istihbarat raporu da yok. Bunlarla sürekli görüşen bir adam vardı mesela.
Bu dış güçler, İslamcı hareket ile birlikte büyük bir iktidar değişimi planladılar. Önce Refah’ı böldüler, sonra AKP’yi kurdular, sonra da Fethullah ve PKK ile aynı cephede topladılar.
Tayyip ile her hafta kim görüşüyordu? Depremden hemen önce Pınarhisar’daki 4 aylık “hapishane şovu” sırasında bile ABD Konsolosu ile defalarca toplantı yaptığı, küçücük bir arşiv araştırmasıyla ortaya çıkar.
Depremden sonraki teşriki mesailer de ortada. 1990’larda İstanbul Refah Partisi’nde görev yapmış herhangi bir samimi İslamcıyı tanıyorsanız sorun. Kasımpaşalı’nın çıkmadığı yer neresiydi? Şişhane’deki dev bina yürüme mesafesi. Haftalık mesai vardı be, haftalık!
Cihat Yaycı her şeyi biliyor. Maşallah. Etkili ve yetkili bir şahıs. Tayyip’in ise, kendi ifadesiyle, 30 bin kişi gelip Pınarhisar’da ziyaret etmiş kendisini. Ve AKP’nin kuruluşu orada başlamış. Demek ki 28 Şubatçıların da vebali var AKP belasının kuruluşunda. Onların gözetiminde yaşandı süreç.
Bizim “devlet aklımıza” yakışır. Refah’ı bölmek için ABD, İsrail ve AB ile operasyon yürütmüşler. Sonunda ülkeyi bölünme noktasına getirdiler.
“Devlet” aklı! Güneydoğu’da solcu öldüremiyoruz diye, Apo denen adama terör örgütü kurduran, ardından kendi projelerini önce Suriye, sonra Rusya ve ABD istihbaratına kaptıran akıl! Şimdi çıkmış bu akıl ve tecrübe adına konuştuklarını iddia edenler uyarıyor bizi: “Aman dikkat deprem bölgelerinde ajanlar sızmış olabilir.”
Beyler boş yapmayı bırakın. “Devlet” adına falan da konuşmayın. Açıklayın örneğin! “Devletlü”yü geçtim, vatandaş olarak anlatın, bir faydanız dokunsun memlekete. Kim bu 30 bin kişi Pınarhisar’da “AKP kuruluşuna” katılan?! “Hapishane” ziyaretçi kayıt defterinde isimleri bulunur. Kaçı yabancıydı? Kaçı misyon görevlisiydi? Kaçı ajandı?
Bu “yabancı devlet ajanlığı” meselesi çok su kaldırır. Biz asla ajan kuyruğu kovalayanlardan olmayacağız! Halkın hesap soracağı mevki ortadadır. 20 yıllık AKP diktatörlüğü!
Ne yapacağız şimdi? Hırsızları katilleri bırakıp, 2023’de ülkeye giren yepyeni, gıcır gıcır ajanları mı arayacağız?
Meselenin bir de mandacılık boyutu var. Herkes ABD, İsrail ve AB ülkelerinin ajanlarını arıyor. Ben zaten adresi gösterdim. 2002’de açığa çıktılar. Şimdi başka devletlere de ajanlık yapıyorlar. Bu bir meslek zaten!
Peki, ama Çin yardımıyla Çin ajanı gelmiyor mu? Rus yardımıyla Rus ajanı gelmiyor mu? İran yardımıyla İran ajanı gelmiyor mu? Zaten yardım ve kurtarma ekipleri devlet görevlisi ve askerlerden oluşuyor. Gelmemesi saçma olur. Adam en azından kendi devletine rapor sunacak. Bunları bir yana bırakalım. “Sivil toplum örgütü” bile yabancı devlet uzantısıdır.
ABD’nin “Millenium Challenge” askeri tatbikatını 20 yıl önce bir tek Türk Solu yazdı. Deprem ile birlikte Türkiye’nin nasıl işgal edileceğinin tatbikatıydı. AKP’li yandaş gazeteler 20 yıl önceki tatbikatı şimdi yeni yapılmış gibi haber yapıyor, manşete çıkarıyor. Yahu ne utanmaz adamlarsınız! İşte siz o tatbikatın işgal gücüsünüz. Irak açık işgali ve Türkiye örtülü işgali! Bir de utanmadan bize anti-Amerikancılık satıyorlar. Artık başka devletlere ajanlık aşkıyla yanıp tutuşuyorlar ya! Akılları sıra kurnazlık yapıyorlar.
Türkiye’de politik gruplar, hangi devletin manda ve himayesini savunuyorsa, onun rakibi olan devletin ajanını arıyor. Ülkemizde yeni moda Rus ve Çin mandaterliği. Herkes ABD ajanı bulup, kovalama şovunda!
Ajan çetesi Ankara’da beyler, Ankara’da! Aklımızla dalga geçmeyin. Beyninize küfrettirmeyin.