Devlet Bahçeli’nin Osmaniye 1. sıradan milletvekili adayı olması kendisi açısından önemli bir risk içeriyor.
Osmaniye’de 2018 seçimlerinde AKP 2, MHP ve CHP de 1’er milletvekili çıkarmışlardı. 2019 yerel seçimlerinde ise Bahçeli’nin özel ricasıyla AKP merkezde aday çıkarmamış ve belediye başkanlığını MHP’ye bırakmıştı.
Genel seçimlerde de yerel seçimlerde de AKP, MHP’den daha fazla oy almış; rekabete girilen Bahçe gibi ilçelerde de MHP, AKP’nin karşısında kaybetmişti.
İktidar bloğunun daha az oyla daha fazla milletvekili çıkarabilmek için icat ettiği seçim sistemi Osmaniye’de MHP’yi ciddi biçimde zorlayarak, Devlet Bahçeli’yi meclis dışında bırakabilir.
Muhalefeti bölmek amacıyla getirilen yeni sistemin zaafı, iktidar ortaklarının aynı ittifaktan seçime girseler bile rakip hale gelmeleri.
İktidarın planı muhalefet partilerinin birleşememesi ve farklı listelerden aday çıkarmaları üzerine kuruluydu. Ancak seçim listelerinin kesinleşmesine kısa bir süre kala iktidar bloğu partilerinin AKP logosuyla seçime girmeyi kabul etmemesi benzer sıkıntılar yaşatabilir.
2018 genel seçimlerinde Osmaniye’de AKP %36, MHP de %31 oy almıştı. Toplamda yüksek olan bu oy oranı bir miktar düşer ve MHP’nin oylarının bir kısmı da AKP’ye kayarsa, Millet İttifakı’nın çıkaracağı ortak listenin 2 milletvekiline ulaşma ihtimali var.
AKP’nin %42-45, MHP’nin %15-20, Millet İttifakının da kalan oyları toparlayarak %40’lara yaklaştığı bir seçim senaryosunda Devlet Bahçeli siyasete veda etmek zorunda kalabilir.
MHP seçmeni de “devletin bekası” adına partisini değil AKP’yi seçerse yeni sistemin ilk kurbanı Bahçeli olabilir.
Depremde kendi memleketine çok uzun süre gitmeyen, Devlet Bey Konağı’nı Osmaniyelilere açmayan ve Sinan Ateş cinayetinden dolayı eleştirilen Bahçeli’ye tepkili bir MHP seçmeninin olması kuvvetle muhtemel.
Üstelik oy pusulasında ittifakın yeni ortağı Kürtçü HÜDA PAR’ı eleştirmekten çekinmeyen bir BBP ve Yeniden Refah gibi iki muadil seçenek de olacak.
MHP’nin bu durumu tersine çevirebilecek bir siyasi gücü zaten yok. Bahçeli kaderini kendisi tayin ederek özgül ağırlığını ortaya koysaydı, Erdoğan’a tepkili olan AKP seçmeninden oy almak gibi bir şansı olabilir ve her şeye rağmen kayıp oylarını dengeleyebilirdi.
Ancak seçmen “gölgelere” oy vermeyi tercih etmiyor.
MHP seçmeninde de “Erdoğan giderse kaos olur” endişesi hakim olursa, Erdoğan’ın “kaldığı” ancak Bahçeli’nin “adaya veda ettiği” bir sonuç çıkabilir.
Kim bilir, belki de Bahçeli, daha fazla Müge Anlı izleyebilmek, yeni takımı Karagümrük’ün maçlarına gidebilmek ve siyasette yaşa takılmadan emekli olabilmek adına bu tercihi kendisi yaptı.
Meydanlarda bağırarak geçmiş bir ömrün bu kadar “suskun” kalmasının gerçek sebebini göreceğiz.