Devlet Bahçeli, Diyarbakır’a giden Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirdiği tweetinde PKK‘nın 1978 yılında, Marksist-Leninist çizgide büyük Kürdistan’ın kurulmasını hedeflediğini belirterek; Kılıçdaroğlu’na dört parçalı büyük Kürdistan’ın kurulmasından yana olup olmadığını soruyor.
Bahçeli’nin “dört parçalı Kürdistan” vurgusu yaptığını görünce insanın aklına ister istemez şu soru geliyor: Bahçeli tek parça Kürdistan’ı mı savunuyor?
Bahçeli üzerine yemin ettiği Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü gibi, Kürdistan’ın da “bölünmez bir bütün” olmasını mı istiyor?
Devlet Bahçeli’nin terör örgütünün başı Öcalan’a “sayın” diyen, şehitlere “kelle” yakıştırmasında bulunan, Büyük Ortadoğu Projesinin “eş başkanı” olmayı hayal eden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni soykırımcı olmakla suçlayan ve bunun için özür dileyen birisine destek olmasını hiç kimse açıklayamıyor ve bu büyük dönüşümü için de farklı iddialar dile getiriyor.
Ama işte demek ki, Bahçeli ve Erdoğan tek parça Kürdistan’da anlaşmışlar. Önce Türkiye’de Kürdistan’ın önünü açıp, sonra da tıpkı “Kürdistan Turanı” gibi bu Kürdistan’ın genişleyerek büyümesi… Bahçeli’den Türkiye Kürdistan’ına pozitif ayrımcılık!
Osman Öcalan gibi bir teröristin, yerel seçimlerden önce CHP aleyhine yaptığı çağrıyı alkışlayan Bahçeli’nin kendi içinde ne kadar tutarlı olduğu böylece ortaya çıkıyor.
Bahçeli’yi sıkıntıya sokabilecek tek şey, büyük ortağının aksine Abdullah Öcalan’dan hala bir terörist olarak söz etmesi. Malum, Erdoğan bir süredir Öcalan’dan, Selahattin Demirtaş’ı “asıl yargılayacak mahkemenin” yargıcı olarak bahsediyor.
Tanıdığımız Devlet Bahçeli bu tür “ufak detayları” fazlaca kafaya takıp, söylemlerdeki farklılıkları daha da derinleştirmek isteyebilir. “Tek parçalı Kürdistan” yolunun ne kadar yokuşlu olduğunu, eş başkanın özellikle yakın dostu Barzani’nin üzerini ne kadar çizebileceğini gelecekte göreceğiz.