Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı, Vakıfbank Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Eski AKP Milletvekili.
Bir insan, sahte diplomayla neler olabiliyor değil mi?
Gerçi “bir insan olmayan diplomayla Cumhurbaşkanı bile olabiliyor, Cumhurbaşkanı danışmanı, bakan yardımcılığı, banka yönetim kurulu üyeliği ne ki?” diyebilirsiniz. Yerden göğe kadar haklısınız, ne diyeyim.
Konumuz malum, Hamza Yerlikaya’nın lise diplomasının sahte çıkması. Dünden beri konu tartışılıyor, CHP Burdur Milletvekili ve TBMM idare Amiri Mehmet Göker, dün sosyal medyadan yaptığı açıklamada“Usta çırak ilişkisinde bugün: Ekonomist, milli sporcu, Vakıfbank Yönetim Kurulu üyesi, eski AKP milletvekili ve CUMHURBAŞKANI danışmanı Hamza Yerlikaya’nın sahte lise diploması kullandığı mahkemece tescillendi” diye yazdı.
Herkes “ne mahkemesi, ne kararı” diye meraklanırken, Hamza Yerlikaya da Twitter hesabından üzerinde ismi yazılı olan lise, lisans ve yüksek lisans diplomalarını paylaştı.
Peki, nedir bu Hamza Yerlikaya’nın diploma meselesi?
Gerçekten böyle bir mahkeme kararı var mı?
Varsa Yerlikaya’nın paylaştığı diplomalar ne?
Öncelikle şunu baştan söyleyelim, böyle bir mahkeme kararı gerçekten var. Ama bu karar yeni verilmiş bir karar değil. Kimse kendini kandırmasın, şu anki ortamda bir mahkeme Hamza Yerlikaya ile ilgili böyle bir karar veremez.

Söz konusu karar 2001 yılına ait. Yerlikaya’nın üniversiteye meslek lisesinden aldığı sahte diplomayla kayıt yaptırdığı için açılan davada, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, “Sanığın kullandığı diplomanın sahte olup bu, sahteliği yapanlarla dayanışma içine girdiğine, bu suça katıldığına dair herhangi bir delil yoktur. Mevcut delil durumuna göre ancak sanığın sahte olan diplomayı bilerek kullandığı söylenebilir.” şeklinde karar vermiş.
Bu mahkeme kararı ile ilgili daha önce Cumhuriyet gazetesinde İklim Öngel imzasıyla 18 Aralık 2020 tarihinde haber de yapılmış zaten.
Şimdi ilk soruya geri dönecek olursak, Hamza Yerlikaya’nın diploma meselesi nedir, bilen yok. AKP’nin sitesinde lise mezunu olarak görülen Yerlikaya, TBMM sitesinde yüksekokul mezunu gözüküyor. Dün Yerlikaya’nın paylaşımında gördüğümüz üzere kendisinin bir de yüksek lisans diploması varmış.
Hamza Yerlikaya’nın paylaştığı diplomalar bu saatten sonra kimseyi ikna edemez. Herkes artık bu diplomalara şüpheyle bakıyor. Neticede bir kez sahte diploma kullanan tekrar kullanabilir değil mi?
Hem Yerlikaya’nın gerçekten bu kadar diploması varsa bırakın 3-4 makamı işgal etmeyi, bugün işsiz güçsüz sürünüyor olması gerekmez miydi?
Hamza Yerlikaya liyakatsiz bir figür olarak sık sık gündeme geliyor. Bundan dolayı 21 yıl önce verilen kararın gündeme gelmesi çok şaşırtmadı ama gerek CHP’li vekil Mehmet Göker’in gerekse konuyu haberleştiren gazetelerin, internet sitelerinin, kararın 21 yıl önceye ait olduğunu gizlemesi ve sanki yeni bir kararmış algısı yaratma çabaları beni çok şaşırttı.
AKP medyası gerçeği çarpıtarak algı yaratmaya çalışınca veryansın ediyoruz. Aynı şeyi muhalefetin milletvekili, muhalif basın yapınca da gerçeği olduğu gibi ortaya koymamız ve bunu da eleştirmemiz

gerekir. Ortada 21 yıllık bir karar var ama sanki yeni karar verilmiş gibi algı yaratılmaya çalışılıyor. CHP’li milletvekilinin ve bu haberi kararın 21 yıllık olduğunu gizleyerek veren basın kuruluşlarının AKP’den ve onun medyasından ne farkı kaldı şimdi?
Basınla söyleyeceklerim bundan ibaret değil; Türk Solu Başyazarı Gökçe Fırat, Erdoğan’ın diplomasının sahteliğini ilk ortaya çıkaran kişiydi. Yıllarca bunun mücadelesini verdi. TBMM’de kapısı çalmadığı muhalefet milletvekili kalmadı.
Gökçe Fırat hem muhalefet milletvekilleri tarafından yalnız bırakıldı hem de basın tarafından. Gökçe Fırat’ın açıklamaları basında yer bulmadı. Sahte diploma ile ilgili yapılan haberlerde Gökçe Fırat ismi sansürlendi.
Hamza Yerlikaya’nın 21 yıl önce tescillenen sahte lise diplomasını dile getirmek, bununla ilgili gerçekleri gizleyerek, çarpıtarak sanki güncel bir habermiş gibi vermek kolay. Zor olan o zaman Gökçe Fırat’ın çabalarını haber yapabilmekti. Zor olan o gün TBMM’de bir CHP milletvekilinin Gökçe Fırat’ı da yanına alarak basın açıklaması yapabilmesi, bir soru önergesi verebilmesiydi.
Hamza Yerlikaya’ya gelince, şaşıracak bir şey yok; tipik bir AKP’li olarak AKP’nin yarattığı “Diplomasızlar Cumhuriyeti”nde ancak sahte diplomayla buralara kadar gelebilirdi.