Disney+’ın“Atatürk” dizisini, Ermeni lobisinin baskıları sonucunda yayınlamama kararını açıklamasının ardından Türkiye’de neredeyse her kesim tepki verdi. Tepkilerin çoğu samimiydi. Bazıları ise değildi. Sözgelimi AKP kanadının Atatürk’e sahip çıkan açıklamalar yapması doğrudan samimiyetsiz, taktiksel olduğu açık tepkiler hanesine yazılmalı. Ya da Yeniden Refah Partisi’nin İstanbul milletvekili Doğan Bekin’in ‘Mustafa Kemal Atatürk dizisini yayınlamama kararı alan Disney+ yöneticilerinin bu tutumu tek taraflı, Türkiye ve Türk insanına karşı nefret niteliğinde,’ açıklaması da şüphenin de üzerinde bir samimiyetsizlik olarak algılanabilir.
Bunlar samimiyetsiz bulduğumuz, taktik olarak değerlendirdiğimiz tepkiler. Ama beğensek de beğenmesek de neticede tepki. Bir de hiç tepki vermeyenler var. (CHP cenahında çok geç kalan Faik Öztrak’ın tepkisini ve boykot çağrısını saymıyorum. Ne Kemal Kılıçdaroğlu ne de CHP bu konuda kılını kıpırdattı. Bu satırları yazarken hâlâ derin sessizliklerini korumaya ısrarla devam ediyorlar. Bu “Atatürk’ün partisi” sıfatını gittikçe uzayan aralıklarla da olsa hatırlayan ve kullanan CHP için başlı başına bir utanç.)
Ama mesele sadece CHP ile de sınırlı değil.
Disney+ tartışmasında ısrarla sahadan uzak duran bir kesim daha var: Sosyalist sol…
Disney+meselesi gündeme geldiğinden beri Türk siyasetinin her cephesinden öyle ya da böyle, samimi ya da samimiyetsiz tepkiler gelirken onlarca irili ufaklı sosyalist parti, grup ve fraksiyondan biri bile bu topa girmedi. Elbette tesadüf değil. Bizim sosyalistlerimiz, böyle bir mesele için Ermeni lobisini, sonra dolayısıyla Kürtçüleri vs. karşılarına alırlar mı hiç?
Bugün (dün) sosyalist Birgün gazetesinde tartışmayla ilgili Sercan Meriç imzalı bir yazı yayımlandı. Yazının başlığı bile bir tuhaf aslında? “AKP, Atatürk dizisiyle ne hedefliyor?”
Konuyu hiç bilmeyen birisi, herhalde bu başlıktan AKP, bir Atatürk dizisi hazırlatmış, yazı da bunun hedefini tahlil ediyor gibi bir sonucu rahatlıkla çıkarabilir.
Ama Meriç’in yazısının içeriği de başlığını aratmıyor. Ona kalırsa dizinin Ermeni lobisinin baskısı sonucu iptal edildiği sadece bir “iddia”. Sanki Ermeni lobisinin Disney+’ı tebrik eden sevinç açıklamaları yokmuş gibi:
“Atatürk dizisinin neden iptal edildiği üzerine tartışmalar sosyal medyanın da gündemine oturdu. İddia o ki, ABD’deki Ermeni lobilerinin baskıları Atatürk dizisinin iptaline yol açtı. Platform, daha önce yaptığı açıklamada Türkiye’deki yeni proje alımlarını durdurduğunu belirtmişti. Karar sadece Türkiye ile ilgili de sınırlı değildi ayrıca. Gerçek, herhangi bir lobinin faaliyetiyle alakalı değildi kısaca.”
“Sosyalist gerçekçiliğin” en yalancı hali böyle olabilir herhalde. SBKP’nin maaşlı çalışanı İlya Ehrenburg filan mısın mübarek? Meriç’e göre konuyu sadece iktidar köpürtüyormuş. Bunun da iki nedeni varmış. Bu konu üzerinden AKP, sansür mekanizmasını kurumsallaştırıyormuş!
“Atatürk dizisi elbette Disney+’da yayınlansın. İzlemek isteyenler izlesin, beğensin veya eleştirsin. Ancak buradaki kısır tartışmanın AKP’nin sansür mekanizmasını kurumsallaştırma amacına hizmet ettiği gözlerden kaçmasın.”
Bizim gözümüzden kaçmayansa şu: sen izlemek istemeyecekler arasındasın zaten…
Ya arkadaş, Atatürk’ü ve işinize gelmeyen her şeyi sansürlemekte siz de AKP ile yarışmıyor musunuz? Her milli bayramda CHP’li belediyelerden ilan alıp bayramı kendiniz kutlamayarak sansürleyen siz değil misiniz? Tarihsel sansür geleneğinize girmeyelim bile.
Sadece sansür konusunda değil, “taktik ve strateji” alanında da Stalin kadar uzman olan sosyalist basınımızın yazarı Meriç, AKP’nin bir gizli amacını daha keşfetmiş: AKP, bu mesele üzerinden Atatürk’ü AKP’lileştirecekmiş.
“Disney+’daki Atatürk dizisinin iptal edilip edilmediğine yönelik tartışmalar da bununla bağlantılı. Uzun süredir devam eden ‘Atatürk’ün AKP’lileştirilmesine’ yönelik stratejinin son adımı. Böylece Meclis muhalefetine yönelik bir söylem üstünlüğü kurmak da hedeflerden birisi.”
Birincisi AKP, isterse yüz yıl uğraşsın isterse bin yıl, Atatürk’ü AKP’lileştiremez. Fakat taktik olarak yaptıkları bu çıkışlar, kitlelerine yönelik Atatürk düşmanlığı propagandası yapamamaları anlamına gelir ki bu da olumsuz bir şey değil.
Fakat bizim daha çok tartışmamız gereken şey AKP’nin neden Atatürk’ü savunmak zorunda kaldığından çok, sosyalistlerin neden Atatürk’ü savunmadığı olmalı. Kimse ama biz de şunu yaptık vs. demesin. Mesela iptal edilen bir Che Guevara dizisi olsaydı ortalığı ayağa kaldırmayacaklar mıydı? Böyle kenarda mı duracaklardı?
Herhalde solu anlamak için aldığı bu tavırdan daha uygun bir turnusol olamazdı. Açık bir şekilde sosyalistler Atatürk’ü savunmak, Atatürk’le yan yana gelmek istemedi. Bunun başka bir açıklaması yok. Maalesef bizim sosyalistlerimiz Türklükle de Atatürk’le de sorunlu. Temel mesele de bu.
Kimse kimseyi kandırmaya kalkmasın…
Ama şu da bilinmeli: Atatürk’ü savunmadan sol da olunmaz, sosyalist de, cumhuriyetçi de, laik de…