No Result
View All Result

Distopya Türkiye:
Lağımcı siyaset bu ülkeyi bitirecek

Mutlu YILMAZ by Mutlu YILMAZ
27 Haziran 2025
in GÜNLÜK
0
Distopya Türkiye:Lağımcı siyaset bu ülkeyi bitirecek

Rejiminden bağımsız olarak şunu kabul etmeliyiz ki, bir ülkede kanun hükmü yerine gelmiyor ve eşitlik ilkesinin hilafına hukuk egemen zümrenin çıkarlarına göre işliyorsa artık orada bambaşka bir safhaya geçilmiş demektir. Türkiye’de de yıllardır yaşanan durum bu olduğu için hukukî savunma yapmanın tek başına bir anlamı kalmamıştır. Açıkçası rejimle mücadele ideolojik düzlemde ve aksiyonel olmak zorundadır.

Sartre, bir radyo söyleşisinde şunları söylemişti:

“Devrim bir iktidarın bir başkası tarafından yıkıldığı bir an değildir, uzun soluklu bir iktidarı yadsıma hareketidir devrim.. Ancak seçenek açıkça şudur: Sosyalizm ya da barbarlık.”¹

Rejime karşı sol kimlikli bir itirazın ne mahiyette olacağını az buçuk kestirebiliyoruz ve buradan değerlendirecek olursak aslında Türkiye’deki toplumsal muhalefet yıllar içerisinde Sartre’ın bu ifade ettiği aşamaya ulaşmış sayılır.

…

Yirmi üç yılın sonunda altındaki zeminin her geçen gün daha da kaydığını gören rejim de bu teşhiste bulunmuş olacak ki, şu halde mecburen yargı sopasıyla ve yeri geldiğinde daha barbarca yöntemlerle ayakta kalma gayretindedir. Bu hareket tarzı çıkmaz sokaktaki rejim açısından gayet anlaşılır bir tarzdır ama çaresizce bir gayrettir.

Daha önce MHP’ye yapılanın benzeri CHP üzerinde denenecek ve durum izlenecek. MHP’de yaptıkları iş, partinin yeniden muhalefet çizgisine dönmesini engelleme operasyonuydu ve tuttu. CHP’de böyle bir şey beklemek pek gerçekçi değil ancak parti içinde alevlenecek kavga, Mart 2024 seçimleriyle başlayan yükselişi sabote ettiği ölçüde rejimin amacına hizmet eder. Nitekim son günlerde yoğunlaşan hizip tartışmaları ve Kılıçdaroğlu etrafındaki klikle şimdiki yönetime yakın tarafların karşılıklı atışmaları işlerin o yöne evrildiğini gösteriyor.

30 Haziran‘da mahkemenin siyasi karar alacağı çok açık ve yine şu gün itibarıyla görülebildiği kadarıyla parti içinde rejimin arzuladığı kıvamda bir kaotik ortam oluşmaya başlamıştır. Şayet rejim de tam olarak bu kanıya varmışsa davayı erteleyerek kaosun daha da artmasını ve bölünmenin kendiliğinden olmasını sağlayacaktır. Bu yönde bir kanaat oluşmamışsa hiç tereddüt etmeden “mutlak butlan” yönünde karar çıkartacaklardır. Her halükarda partinin pasifize edilmesine ve içinden yeni bir parti çıksa bile bu ikisinin birbirlerine muhalefet ettirilerek ülkeyi bataklığa saplayan aslî suçlu rejimin gündemin dışında tutulmasına çalışılacaktır.

Tabii bu arada oluşacak genel umutsuzluk ve kargaşa ortamında mecliste 400’u bulup “Yeni Anayasa” bombasını patlamanın yolunu da arayacaklardır. “Bu meclisin yeni bir anayasa yapma yetkisi nasıl olabilir?” diye de düşünmeyelim zira George Orwell‘in 1984‘ündekine benzer bir fanustayız; yani yazının başında da ifade ettiğim gibi öyle bir hukuki zemin zaten çoktan ortadan kalkmış.

Mutlak Butlan tartışmalarını en başından alacak olursak, mevzu 2017 Referandumu’na kadar gidiyor. Bir gün adalet geri geldiğinde ve buradaki sistem hatası çözüldüğünde, o tarihten itibaren alınan tüm kararları ve atamaları geçersiz kılacak yeni bir garabet ortaya çıkacak.²

İşte çıkmaz sokak tam olarak budur ve bu rejim çoğu kez görüldüğü üzere önce çamur atarak, olmazsa palyaçoya dönmüş yargıçları vasıtasıyla ve daha da olmazsa son çare rakiplerine fiziksel saldırılarda bulunarak direnir. Ancak ne olursa olsun bulundukları yeri terk edip onca suçun ve ideolojik iflasın ardından muhalefete geçmeyi kabul etmez.

…

DEM Parti için de benzer bir planın düşünülmüş olma ihtimali yüksek. Çözüm komisyonu dedikleri şeyin ne olduğunu henüz görmedik ama İran operasyonunun pek de beklemedikleri biçimde ateşkesle inkıtaya uğraması karşısında iyice hayal kırıklığı yaşayan örgütün homurtuları daha “Türkiye tarafındaki” Abdullah Öcalan ile ayrışmayı gün yüzüne çıkacaktır. Sonuçta Orta Doğu’daki jeopolitik sarsıntı ve İsrail’in kaydettiği ilerleme Kürt realitesini öyle bir yere getirdi ki, Öcalan’ın söyleyeceği sözün eskisi kadar büyük bir etki yapacağını beklemek bu saatten sonra çok doğru olmaz. Fakat, her şeye rağmen Öcalan yaşayan bir puttur ve “Yeni Anayasa” pazarlığında ittifak halindeki bu iki gerici hareket (Cumhuriyet’e esastan itirazda bulunan dinciler ve etnik bölücüler) bir yerde anlaşma sağlayamazlarsa, rejim partiyi kontrol altında tutmak ve yörüngesinden sapmasına engel olmak için yargıyla beraber bu sefer Öcalan sopasını da kullanacaktır.

…

Hafta içi NATO zirvesindeki düşüklüğü hepiniz fark etmişsinizdir. İspanya başbakanını hariç tutacak olursak oradaki liderlerin Trump’a şirin gözükmek adına girdikleri şekiller neredeyse mide bulandırıcıydı. Daha mide bulandırıcı bir detay daha var: Her fırsatta “Demokrasi” ve “İnsan Hakları” havarisi kesilen bu devletlerin yetkilileri yine kendi kulüplerinin üyesi olan Türkiye’yi bu anlamda olduğu gibi kabul etme eğilimindeler!

Elbette şartlar zorladığı ve işlerine öyle geldiği için bu bir süre daha böyle devam edecek. Çünkü görüldü ki, zemin altlarından kaydıkça Batı’da da işler böyle yürüyor; Nitekim, üstün pozisyonunu kaybetmemek ya da en azından gerileyişi yavaşlatmak uğruna ABD her türlü araçla Doğu’ya (özelde Çin’e) saldırmaktadır. Ancak bunun bir sürdürülebilirliği yok. Doğal olarak Türkiye’deki rejimin de bir garantisi yok. Dengeler değiştikçe ona göre pozisyon alacaktır.

…

Genel vaziyet böyle iken rejimin sürekli ima ettiği şekliyle soralım bir de…

Niye bugünü beğenmiyor ve hep mevcut durumdan şikayet ediyoruz?

Evet, bir bakıma doğru da sayılabilir bu, zira böyle devam edilecekse yarınlar daha da kötü olacak.

 

Dipnotlar:

1) Jean-Paul Sartre/ Sartre Sartre’yi Anlatıyor (1975)

2) Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk’un ifadesiyle 2017 referandumu “Mutlak Butlan”dan ziyade onun bir türü olarak daha doğru tanımlamayla “Doğmamış sonuç”tur.

Previous Post

Turancı Paşinyan

Next Post

Türkiye’yi, Kılıçdaroğlu’na karşı ilk Türk Solu uyarmıştı!

Next Post
Türkiye’yi, Kılıçdaroğlu’na karşı ilk Türk Solu uyarmıştı!

Türkiye’yi, Kılıçdaroğlu’na karşı ilk Türk Solu uyarmıştı!

Facebook Twitter Instagram

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.

No Result
View All Result
  • TÜRKSOLU
  • GÜNLÜK
  • HAFTALIK
  • ARŞİV
  • İLERİ YAYINLARI KİTAPLIĞI

TÜM HAKLARI SAKLIDIR © 2022 TÜRKSOLU, ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ, SOLCU GAZETE.