Çin, Doğu Türkistan’da etnik temizlik programı yürütürken yoğun bir yumuşak güç faaliyeti de buna eşlik ediyor. Öyle devasa bir soykırım mekanizması kurulmuş ki, Doğu Türkistan’ın Müslüman Türkleriyle birlikte dünya kamuoyunun algıladığı gerçekler de eş zamanlı olarak kırımdan nasibini alıyor.
Çin’le kirli çıkar ilişkileri geliştiren her şahıs, kurum, devlet, kısa sürede robot gibi Çin propagandası yapan bir papağan vazifesi görmeye başlıyor. Geçmişten beri bunun örnekleri sıklıkla görülüyor. Türkiye’de bazı gazetelerin, köşe yazarlarının arşivlerini dolaştığınız zaman “duygusallık” dışında hiçbir şekilde açıklanamayacak Çin övgüleriyle de karşılaşırsınız.
Tüm bunların uzun soluklu bir devlet yatırımının meyvesi olduğunu söylememize gerek yok. ÇKP yetkilileri, eskiden panda diplomasisi ve Çin Seddi gezileriyle uluslararası kamuoyunun gözünü boyamaya çalışırdı. Doğu Türkistan, bu bakımdan ÇKP’nin artık daha fazla öne çıkardığı tiyatro sahnesi.
Çin, dönem dönem dünyanın her yerinden gazeteci, siyasetçi, bürokrat, diplomat, din adamı vb. topluyor, ağırlıyor, gezdiriyor ve güya büyük bir aydınlanma yaşayan bu kişi ve kurumlar bir anda Doğu Türkistan’a Sinciang, Uygurlara terörist, Çin devlet terörüne de refah, istikrar ve kalkınma demeye başlıyor. Geleneksel olarak Çin düşmanı olmasını beklediğiniz Sinan Oğan bile bir bakmışsınız günün birinde Uygurları duyar duymaz “tabi zulüm var ama abartıldığı gibi değil” diye Çin’i savunmaya başlamış.
En son Ocak ayında Dünya Müslüman Topluluklar Konseyi (TWMCC) adı altında BAE’nin öncülük ettiği bir uluslararası imamlar grubu, Doğu Türkistan’da ağırlanmıştı. Sözde Müslüman halkların kanaat önderi pozisyonundaki bu heyet, ÇKP yetkililerinin özenle kurguladığı yapay bir gezi sonunda Doğu Türkistan’da hiç de iddia edildiği gibi Müslümanlara zulüm yapılmadığını açıklayıp bol bol Çin’i överek, tüm dünyadan tepki çekmişti.
Benzer bir gezi, geçtiğimiz hafta Arap Devletleri Ligi için de düzenlendi. 34 kişilik Arap Ligi heyetinin Çin’e seyahat sebebi aslında Çin-Arap Devletleri İşbirliği Forumu. İşte Çin’in toplantı sonrası etkinlik olarak onlara sunduğu gezi, sahtelikler müzesine çevirdikleri Doğu Türkistan.
Tabi heyetteki Arap liderlerden istedikleri demeçleri alıp Çin devlet medyasının radyo, televizyon ve internet yayınlarına vermişler. Bunlardan biri dikkat çekiyor. Arap Ligi Filistin Daimî Temsilcisi Mohanad Alaklouk, Kaşgar’ın tarihî binalarını ayakta ve korunmuş vaziyette görmekten ötürü çok mutluymuş.
Filistin’in durumu gerçekten çok ilginç. Tüm dünya medyası, Filistin örgütlerinin adeta emrinde. Filistinli örgütlerin şehirlere hedef ayırt etmeksizin Kassam füzeleri atması, sinagoglara, çarşı pazar yerlerine intihar saldırısı düzenlemesi bile genellikle hoş görülür. Maksat İsrail’i savunmak olmasa bile Filistinli örgütlerin, bilhassa Hamas’ın eleştirilmesi karşısında sessiz bir dışlama mekanizması devreye girer.
Oysa Doğu Türkistan’ın hiçbir Müslüman ülkede avukatı yoktur. Hatta bu örnekte görüleceği üzere Filistinliler, kendileri gibi tepki vermeyi geçtim, ses çıkarması bile mümkün olmayan Uygurların tam karşısında, soykırımcı Çin’in yanında tavır alıyor.
Arap dünyası, özellikle son dönemde Rusya ve Çin’le geliştirdikleri ilişkiler bağlamında hâlihazırda zaten kör ve sağır oldukları Doğu Türkistan’a artık apaçık düşman. Filistin yalnız değilmiş hakikaten!
Bu arada Arap Ligi’ne yeniden katılan Suriye’nin taze temsilcisinin de heyette yer alıp Çinlilere propaganda desteği vermesi şaşırtıcı değil.