Putin’in dün akşamki konuşmasının ana fikri Ukrayna’nın Rusya’nın tarihi toprakları olduğu iddiasıydı.
Bu öyle bir iddiaydı ki, bugüne kadar Rusya’nın iddia ettiği, bizim de özellikle sol basının manşetlerinden düşmeyen “NATO kuşatması”, “ABD kışkırtıcılığı” gibi iddialar, bizzat Putin’in ağzından yalanlanıyordu.
Putin, tarihten gelen hakları ileri sürerek Ukrayna’yı parçalayarak yutma harekatını başlattı. Putin’in iddiasına göre Ukrayna toprakları tarihsel olarak Rusya’ya ait topraklardı ve Lenin’in önderliğindeki Bolşevikler Ukrayna’yı Rusya’dan koparmıştı. Şimdi Rusya bu tarihsel toprakları bünyesine geri kazandırıyordu.
Bu sözler gündeme geldiğinden beri ortada dolaşan bir iddia var: Ya Ukrayna’dan sonra sıra Türkiye’ye gelirse? Rusya’nın vakti zamanında Türkiye’den Kars ve Ardahan’ı istediği hepimizin malumu. Ya Putin tarihsel haklarına Kars ve Ardahan’ı, hatta ve hatta Ortodoks Kilisesi’nin merkezi olan İstanbul’u da katarsa?
Kimilerinin yok artık dediğini duyar gibi oluyorum. Yok artık kısmını çoktan geçtik. Putin Ukrayna’yla işini bitirdikten sonra yüzünü Türkiye’ye dönerse ve “tarihsel toprakları” Ardahan, Kars ve İstanbul’u isterse?
Ne diyeceğiz? Haklısın birader, buralar sizin tarihi topraklarınız, İstanbul da zaten Ortodoks Hıristiyanlığın merkezi, deyip buraları Rusya’ya mı vereceğiz? Yoksa aklını peynir ekmekle mi yedin be adam mı diyeceğiz?
Bir de meseleye tersten bakalım. Hadi diyelim ki, Putin’in dediği doğru, o zaman herkes eskiden sahip olduğu toprakları geri alsın mı diyeceğiz?
Mesela Tayyip Erdoğan’ın Yeni Osmanlı idealini eleştiriyoruz, Erdoğan çıkıp dese Osmanlı Devletinin en geniş sınırlarının olduğu coğrafyayı toptan Türkiye’ye verin, dünyanın buna tepkisi nasıl olur?
Suriye mesela, Hatay’ı tarihsel toprakları olarak kabul ediyor ve bunu zaman zaman dillendiriyor. Suriye’ye gösterdiğimiz tepkiyi Putin’e niye göstermiyoruz? Onlar bizden Hatay’ı istesin, biz onlardan Halep’i, Şam’ı isteyelim.
Putin’in tahayyül ettiği gibi bir dünya kurulacaksa, kimse kusura bakmasın, bundan en kârlı biz Türkler çıkarız. Osmanlı’dan başlar, Selçuklu, Gazneli, Karahanlı, Göktürk, Uygur, Hun İmparatorluğuna kadar 16 Türk devletinin Asya ve Avrupa’da ne kadar egemen olduğu toprak varsa geri isteriz, ki dünya yüzölçümünün büyük çoğunluğu eder.
Şimdi içinizden bazılarının yine “olur mu canım öyle saçma şey” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Görün bakın işte Putin’in Ukrayna’yı işgali ne kadar saçma sapan bir iddiaya dayanıyor.
Devletlerarası hukuk, anlaşmaları falan tam da bunun için var. Birileri böyle saçma sapan iddialarla başka ülkelerin egemenlik haklarına tecavüz etmesin diye. Ha öbür türlüsü, yani Putin’in istediği gibi bir dünya, bir zamanlar vardı, yüzyıllar evvel. Gücü yeten yeteneydi ve güçlü olan istediği yerde hak iddia ederdi.
Ama şimdi bambaşka bir dünyada yaşıyoruz. Putin belki kabullenmiyor olabilir başka bir dünya tahayyül edebilir. Ancak şunu da söylemek zorundayız ki, böyle bir dünyada Putin’e kala kala 500-600 yıl önceki Moskova ve çevresinden ibaret Rus Knezliği toprakları kalır.