Bu ülkede yüzyıllar geçse bile kötü anılacak insanlar vardır. İşte o insanlardan biri, Engin Ardıç, bugün tedavi gördüğü hastanede öldü.
Engin Ardıç, bir dönemin ve bir insan tipinin tüm özelliklerini kişiliğinde birleştirmişti. Özal iktidarı ile başlayan dönek, güce tapan, halk düşmanı insan tipinin, tetikçi gazeteciliğin en iyi örneğiydi. Ve tüm dönekler gibi, zamanı geldiğinde de Reis’in kabilesinde yerini aldı.
Ben kendi adıma bu adama gazeteci demeye utanırım. Hatta adam demek bile zuldür. Sabah gazetesinde yazdığı sözde yazılarla bugünkü AKP’li kalemşorların “üstad”ıydı. Zaten bütün yandaşlar şu an yastalar. E, ne de olsa pirlerini kaybettiler.
Şimdi arkasından “yeri doldurulamaz” falan diyorlar. Bu tip “insan”ın harman olduğu günümüz Türkiye’sinde bile gerçekten yeri doldurulamaz bir dönek ve iktidar yalakasıydı.
Gerçek bir halk düşmanıydı. Öyle sadece muhalif halktan nefret etmezdi. AKP’liydi ama AKP’ye oy veren vatandaştan bile nefret ederdi. O kadar kötü bir insandı ve bu kötülüğü satırlarına da yansıyordu.
İnsanlıktan, vicdandan nasibini almamıştı. Erdoğan’ı savunmak adına, çocuğuna okul kıyafeti alamadığı için intihar eden babayı suçlamaktan çekinmemişti.
Özellikle Ergenekon Kumpası döneminde yazdığı yazılar, herkes için ibret olmalıdır. Türk ordusunun şerefli askerleri yapılanları gururlarına yediremeyip hayatlarına son verirken, Engin Ardıç “mermiye kafa atma” iğrençliğiyle hatırlanacak.
Atatürk’e ve kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne düşmandı. “10 Kasım’da genelevler de kapalı mı” diye yazacak kadar haysiyetsiz bir adamdı.
Tipik bir AKP’linin bile hayal edemeyeceği kadar kadın düşmanıydı. Kadınlara haber olmaları için bir yerlerini açmayı öneren, Merve Kavakçı’nın ayakları ile ilgili fantezilerini köşesinde yazan, CHP milletvekili Şafak Pavey için “Hem özürlü hem CHP’li” diyen biriydi.
Her döneme uyum sağlarken, döneminin gerektirdiği alçalma düzeyine en çabuk inen, döneme en iyi uyum sağlayan, bu ülkede her şey olunup rezil olunmayacağını gösteren en büyük örnekti. Yaşamak için iktidarın eteğine yapışan bir organizmaydı Engin Ardıç.
Fani Engin Ardıç öldü. Tek üzüntüm, bu dünyadan hesap vermeden gitmiş olmasıdır. Kendi adıma eteğine yapıştığı iktidarın hesap verdiğini görmesini çok isterdim. Artık asıl hesabı vereceği yere gitmiş olmasıyla avunacağım.
Başta da dediğim gibi Engin Ardıç, bir dönemin, bir insan tipinin vücut bulmuş halidir. Bu insan tipinin en iğrenç, en aşağılık haliydi. Nisan’dan beri yazmıyordu. Yazsaydı bu seçim sürecinde ne yalanlar, ne iftiralar atacak, kimleri hedef gösterecekti kim bilir?
Yıllar önce Leman dergisinde bir Engin Ardıç karikatürü yayınlanmıştı. Karikatürde Engin Ardıç, kaleminden dışkı akan yazar olarak tasvir edilmişti. Pek çok insan gibi ben de Engin Ardıç’ı o karikatürle hatırlayacağım.
Engin Ardıç öldü ama Engin Ardıç gibi niceleri AKP iktidarı döneminde yetişip köşe başlarını tuttu. Bu düzen değişmedikçe Engin Ardıç ölür ama Engin Ardıçlar ölmez!