Emine Işınsu…
Solcu bir gencin onu tanıma imkânı pek yoktur, çoğu adını bile duymamıştır, duyanlarsa ideolojik gözlükle onu düşman görür.
…
Ben, Çiçekler Büyür romanı ile tanıdım.
Şok edici bir romandır her mânâsıyla.
Bulgaristan’da Türklere yapılan soykırımı Belene dizisiyle öğrendi sayılır Türkiye.
Çiçekler Büyür ise bir direniş romanıdır. Romanda baş kahraman bir Türk kızıdır: İlay.
Işınsu öyle bir karakter yaratmıştır ki bugün bile bir vesileyle İlay isimli birini görünce sarsılırım.
…
İlay, ailesi, aşkı ve en başta kendisi ile yüzleştikçe mücadeleye yeniden başlayan, her anı sürprizlerle dolu biridir.
Romanın yazarı Türkçü bir kadındır ve kahramanını bir kadın yapmıştır, efsanelerden, geleneklerden o kadar farklı ve modern bir kadın tiplemesidir ki…
Ama bu romanda kahraman da Türk’tür, direnen de. Tam da bu nedenle yok sayılmıştır edebiyat alemine hükmeden sol oligarşi tarafından.
Oysa bu roman, kesinlikle dünya direniş romanları içinde ilk beşe girecek bir başyapıttır. Bir Netflix dizisi olacak kadar da sinematografiktir.
…
Ama sonuçta yazarı Türkçüdür.
Türk olduğu için yok sayanlar, kadın olmasını da umursamaz.
O, adı iki kere yok sayılandır.
…
Ama çiçekler büyür…
Her fuardan Bulgaristan göçmeni soydaşlarım gelir standa ve ben onlara bu kitabı öneririm.
Her İlay adında görürüm: Çiçekler Büyür…
Ve her çiçekte Işınsu’nun suyu vardır…
4. ölüm yıldönümünde saygıyla anıyorum.