Dün Özgür Özel’e Sırrı Süreyya’nın anması için gittiği AKM’nin çıkışında bir saldırı tertiplendi. Herkesin söylemesi gerekeni ve hemen hemen herkesin samimi gayri-samimi söylediğini biz de yineliyoruz. Saldırıyı kınıyoruz. Ama ben şahsen CHP tepe yönetimini daha da çok kınıyorum.
Dün Kılıçdaroğlu, bugün Özel. Artık bu olay tekrarlanan bir rutine dönüştü. Önce Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli tehdit ediyor. Sonra biri gelip yumruk atıyor. Sonra gözaltına alınıyor. Sonra elini kolunu sallayarak dışarıda demeçler veriyor.
Önüne gelen CHP Genel Başkanına saldırıyor, önüne gelen yumruk atıyor. Bu insanlar Atatürk’ün kurduğu partinin genel başkanları. Mesaj sadece onlara verilmiyor, bütün muhaliflere, bütün Türk milletine veriliyor. Biz görüntüler karşısında kafayı yiyoruz. Ama CHP’nin bu konuda bir önlemi yok, hiç asapları da bozulmuyor sanki.
Herif geliyor yumruk atıyor. Bir de hiç karşılık görmüyor. Hemen olay yerinden bir ambülansa götürülüyor. Orada “Osmanlı çocuğuyum” v.s. diye artistlik yapıyor.
Böyle bir saçmalık olmaz. Olamaz. Sokakta bile bir kişi herhangi bir kişiye saldırsa, ardından gerçekleşecek olaylar dizisi bu değildir. Hele bir de CHP’nin Genel Başkanına saldırıyorsun. Aklını alırlar adamın, Mars’a gönderirler. Bunlar şov yaptırıyorlar.
CHP Genel Başkanına öyle kolay yumruk atılamaz! Yanına bile yaklaşamazlar. Ben herhangi bir arkadaşımla yürürsem yanımdakini kollarım, o da beni. Siz bir ekip kuramıyor musunuz? Ayıp.
Ben mi size üç tane devrimci, cesur, eğitimli genç bulayım? CHP Gençlik Kolları da bulur. Herkes bulur. Adamı çıldırtmayın.
Şimdi bu olayı tertipleyenler Özgür Özel’e, CHP’ye ve tüm halka ne mesaj vermek istedi bakalım. Geçen hafta AKP lideri Tayyip Erdoğan CHP liderleri için “telef oldular, olurlar” açıklaması yaptı. Bahçeli de benzer tehditleri hep yineliyor. Ya da birileri onun yerine tehdit ediyor.
Dün ise Özgür Özel’e bir tertip kuruluyor. Resmi makam arabasının AKM otoparkına girmesine izin verilmiyor. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik çok net bir açıklama yaptı. İstanbul İl Emniyet Müdürü hakkında da suç duyurusunda bulundu.
Yani plan, Özgür Özel’in yürüyerek AKM’den çıkması ve tam olarak Taksim Meydanı çıkışına gelmesi. Orada kendi çocuklarını katleden Selçuk isimli bir hükümlü geliyor. Rahatça Özel’in yanına yaklaşıyor. Yakasında da Sırrı Süreyya kokartı var. Özgür Özel’in yanında koruma yok, pek partili de yok. Normalde bu mümkün olacak bir durum değil. Sonra rahatça avucunun içiyle yumruk atıyor.
Mesaj çok açık! Saraçhane’deki direniş sırasında Özgür Özel, İmamoğlu tutuklanırsa gerekirse Taksim’e yürürüz, bütün barikatları aşarız demişti. Bunu yapmadı. Sonra 1 Mayıs’ta Taksim’e gideceğiz dedi. Bunu da yapmadı. Ama tertipçiler onu bir plan doğrultusunda Taksim Meydanı’na getirdiler. Ve orada da saldırıyı yaptılar. Kısacası AKP-MHP-DEM ittifakı, “Taksim’e gelirsin gelmesine de, tokadı yer gidersin” mesajı vermiş oldu.
Bu olayın AKP-PKK-MİT kuryesi Sırrı’nın anma töreninde olması da rastlantı değildir. Türk Solu’nun geçen haftaki kapağının başlığını hatırlayalım: “CHP’YE AKP-DEM Kumpası.”
İmamoğlu’na kurulan kumpasın iki yıldır DEM’in taşeronluğuyla nasıl hazırlandığını ayrıntılarıyla yazdık. CHP, muhalif olarak gördüğü DEM’in yanına gittikçe; orada sadece DEM’in daha doğrusu PKK’nın AKP ve MHP ile birlikte kendisine kurduğu tuzakla karşılaşıyor. Ama bir türlü akıllanmıyorlar.
Bu olayın tüm hayatı provokatörlük ile geçmiş, MİT’e ve PKK’ya açıkça ve gurur duyarak hizmet etmiş, eski ve yeni MİT müsteşarlarının taziyelerine, teröristbaşı Apo’nunkiyle birlikte mazhar (!) olmuş Sırrı’nın anma töreninde gerçekleşmesi ise mutlaka not edilmelidir. Hani diyorlar ya, “Sırrı abe yaşarken de, öldükten sonra da herkesi bir araya getirdi.” Gerçekten de Sırrı’nın bütün karanlık tipleri, kışkırtıcıları, terör ve AKP yandaşlarını bir araya getirme gibi bir huyu var. Boşuna kendisine “Devlet Sırrı” demiyorlardı.
Özgür Özel’e ilk mesaj Taksim’de yumruk atmaksa, ikinci mesaj da şu oldu: “Bak partin seni korumuyor, koruyamıyor ve hatta seni koruması gerekenler saldırı anında ortadan kayboluyor” mesajıdır.
Üçüncü ve en önemli mesaj ise Türk milletine ve 10 milyonlarca muhalifedir. “Bakın ana muhalefet liderinin düştüğü duruma. Sakın ola ki bunlara uyup bize karşı sokağa çıkmayın. Siz bin beter olursunuz.”
“Telef” tehdidi aslında bizedir. Bugün Türkiye’de bir işgal rejimi vardır. Türk Bayrağı ile yürüyen, Anayasal hakkını kullanan yüzlerce genç iki aydır sokak ortasında işkenceyle gözaltına alınıp tutuklanırken; dün binlerce PKK’lı Şişli’de polis icazeti ve nezareti ile şov yaptı. “Biji Serak Apo” sloganları atarak yürüdü.
Türk gençliği ve milletinin ise ayağa kalkmaya hazır olduğu mart olaylarında ortaya çıktı. AKP-MHP-DEM koalisyonu Türk milletine gözdağı veriyor. “Biz her istediğimizi yaparız, siz ise ayağınızı denk alacaksınız” deniyor.
Peki, Özgür Özel bu saldırıya, bu faşist mesaja ne yanıt verdi? Ne yazık ki çok kötü bir yanıt verdi. Aktarıyoruz:
“Sayın Cumhurbaşkanı’nın açtığı bir telefon bir değer taşıyor. Ben geçmiş olsun telefonunu dikkate alıp ‘telef’ sözünün geri alındığını düşünüyorum.”
Dün bütün CHP milletvekilleri AKP’yi ve liderini sorumlu tutarken, Özgür Özel’in açıklaması buydu. Hadi anladık Tayyip’in aklını okudun. Telef sözünü geri almış sayıyorsun ki böyle bir şey yok. Bizim adımıza, bütün muhalefet adına ne konuşuyorsun?
“Değer taşıyor”muş. Hiçbir değer taşımıyor! Açıkça özür dilese bile değer taşımaz. Öbür hafta yine saldırırlar. AKP’yi tanımıyor muyuz?
Taksim’in ortasında saldırmışlar. Biz sana sahip çıkıyoruz. Sen kendine, CHP’nin, makamının “değerine” sahip çıkmıyorsun!
Özgür Özel’in garip bir özelliği var. Başkalarının aklından geçeni okuyor ve bize açıklıyor. Tayyip “telef” tehdidini geri almıyor ama Özel alınmış sayıyor. Bu ilk değil. Afyon’da CHP’nin belediye başkanı adayı Burcu Köksal milliyetçi bir çıkış yapmıştı. Özel, “beni aradı, yanlış anlaşılmış, özür diliyor” dedi. Burcu Başkan “böyle bir şey yok, kimseyi aramadım kimseden de özür dilemiyorum” dedi.
Mansur Yavaş bir açıklama yapıyor. Özgür Özel onun adına özür diliyor. Öyle demek istemedi diyor. Yavaş’ın öyle bir açıklaması yok. Özel hastaneye gidiyor. “Türkiye’de her görüşten bütün vatandaşlar Sırrı Süreyya’nın sağlığı için dua ediyor” diye açıklama yapıyor. Yahu arkadaş, sen benim adıma nasıl açıklama yapabiliyorsun? 80 milyonun beyninin içine girmiş, irademizi beyan ediyor. Bu nasıl bir zihniyet?!
Tayyip tüm Türk milletini tehdit ediyor. Özgür Özel “yok yok geri almış sayalım” diyor. Ve tüm bu alçak saldırı hiç olmamış gibi açıklamasına devam ediyor. Sırrı’nın kendisinde bir sırrı varmış. Özel’e anlatmış. Atatürk ile ilgili bir “Bir Cumhuriyet Şarkısı” filminin senaryosunu güya Sırrı yazmış. Ama bu bir sırmış.
Filmin senaristine bakıyorum. Böyle bir bilgi yok. Sırrı yazdıysa saklamış. Çünkü belli ki para için yapmış bunu. Hayatı çıkar odaklı bir adam zaten. Ama Allah için Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığını hiç saklamadı. Şimdi böyle bir sırrı varsa niye açıklıyorsun? Bu iyi bir şey değil ki. Sırf para için bir senaryo yazıp sonra bunu saklamak istemiş. Ya da böyle bir şey de yok. Yine Özgür Özel zihin okumuş. Yeni bir gerçeklik yaratmış hayalinde.
Kaldı ki sana alçakça bir saldırı olmuş. Tüm Türkiye büyük bir infial halinde… Senin bahsettiğin konulara bak. Sırıtkan Sırrı’nın sırlarından bize ne?!
Nihayetinde “telef sözünü geri alınmış sayıyorum” bir yanıt değildir. Bir kabulleniştir. “Saldırı gerçekleşti, bundan sonra siz de geçmiş olsun dediğinize göre, yenisi olmayacak kabul edelim” demektir. Yani işi tatlıya bağlamak istemektir ki, saldırı sonrası böyle bir ifade büyük bir gaflet ve zafiyettir.
Sayın Özel, bu sizin zihin okumalarınızla, tevillerinizle, iyi niyetlerinizle olacak iş değil! Tehdit edilen sadece siz değilsiniz. Resmen Türk halkını tehdit ediyorlar, Türk vatanını işgal ediyorlar.
Biz sizi ve tüm CHP’lileri savunmaya hazırız, peki ama siz halkı savunmaya hazır mısınız? Yoksa gidip “siyaseten olur böyle laflar” dediğiniz gibi “siyaseten olur böyle yumruklar” da deyip Tayyip Erdoğan ve Bahçeli’nin elini mi sıkacaksınız?
