100 yıl önce bugün, İsviçre’nin Lozan kentinde TBMM Hükümeti Dışişleri Bakanı İsmet İnönü’nün attığı imza, Türk’ün istiklâl mücadelesinin nihayete erdiğini ve Türk milletinin sonsuza kadar bağımsız kalacağını “yedi düvele” kabul ettirmişti.
1. Dünya Savaşı’ndan mağlup ayrılan Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Paşa, yıkılan imparatorluğun küllerinden Türk milletini bulup çıkarmış, ayağa kaldırmış ve Milli Mücadele’yi başlatmıştı.
İşte Lozan, savaş alanında kazanılan kesin zaferin, uluslararası alanda emperyalistlere kabul ettirilmesiydi. Atatürk’ün işaret ettiği ekonomik, siyasi her alanda bağımsızlığına kavuşan Türk milletinin, sonsuza kadar bağımsız kalacağını dünyaya kabul ettirmesiydi.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleri her alanda geri çekilme şeklinde özetlenebilir. Askeri alanda yenilgiler, toprak kayıpları; siyasi alanda Avrupa devletlerinin oyuncağı olmuş bir imparatorluk. Öyle ki, kazandığı savaşları bile masa başında kaybediyordu.
Atatürk’ün 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkarak başlattığı ve Lozan’ın imzalanmasının ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti ile sona eren Milli Mücadele, Türk’ün yüzyıllara yayılan geri çekilmesinin sona ermesiydi.
Lozan’ın 100. yılını kutladığımız şu gün, bazı kesimlerin Lozan düşmanlıklarının su yüzüne çıkmasına sebep oluyor. Kim mi onlar? Siyasal İslamcılar ve bölücüler. 100 yıl önce Milli Mücadele’nin karşısında olanlar, türlü yalanlarla Türk milletinin en büyük kazanımı olan Lozan Antlaşması’nı kötülemek için bugün her zamankinden fazla gayret gösteriyorlar.
Önceki hafta Diyarbakır’da sözde kadın hakları için toplanan PKK’lılar, Lozan’a saldırdılar. Gerekçe mi? Lozan’la birlikte Türkiye’de kadın hakları yok edilmiş. Bir de klasik Kürtlerin asimile edildiği yalanı var.
Bunlar diyor ki, Lozan, Kürdistan’ın önündeki en büyük engeldir. Lozan kalksın biz de rahat rahat Türkiye’yi bölelim. Lozan’ın çizdiği haritanın yerine Sevr haritasını geçirelim. Lozan, Türkiye’nin bölünmesinin önündeki en büyük engeldir.
Siyasal İslamcı gericileri aslında dile getirmeye bile gerek yok. Onlar zaten yıllardır fesli Deli Kadir’in hezeyanlarını, Mustafa Armağan gibi Fethullahçıların çarpıtmalarını gerçek olarak kabul ediyorlar. En bilineni Lozan’ın 100 yıl sonra biteceği idi.
Ne yani, bugün itibariyle Lozan’ın süresi dolacak ve Türkiye Cumhuriyeti yıkılacak mı? Bu, kelimenin tam anlamıyla deli saçmasıdır ve kaynağı da fesli Deli Kadir’dir. Biz elbette ki Lozan’ın bir süresi olmadığını biliyoruz. Deli Kadirciler de yarın yine Türkiye Cumhuriyeti’nde uyanarak anlayacaklar.
Bir de Lozan’ın gizli maddeleri meselesi vardı. Buna göre Lozan’da masaya oturduğumuz Batı, Lozan’a gizli maddeler eklemişti. Bu gizli maddeler uyarınca, 100 yıl boyunca yer altı zenginliklerimizi çıkarıp kullanamayacaktık. Aslında bunu da AKP’nin kendisi, özellikle seçim dönemlerinde petrol, doğalgaz bulup çıkararak yalanlıyordu.
Adalar meselesi ise başlı başına bir zavallılık. Osmanlı İmparatorluğu’nun verdiği adaları sanki Lozan’da Atatürk ve İsmet İnönü vermiş gibi gösterenler, Lozan’ın zafer değil hezimet olduğunun propagandasını yapıyorlar.*
Bugün AKP’sinden Hüda Par’ına, HDP’si, PKK’sı bilumum Türk düşmanı, Cumhuriyet düşmanı, Atatürk düşmanı, Türk ulusunun bu en büyük siyasi zaferini karalamak için olmadık yalanlar söylüyor, çarpıtmalar yapıyor, iftiralar atıyorlar. Ancak Lozan 100 yıldır Türk milletinin bağımsızlığının simgeliyor ve yüzlerce yıl da simgelemeye devam edecek.
Lozan Barış Antlaşması, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde verilen ve tüm mazlum milletlere umut olan Türk bağımsızlık savaşını nihayete erdiren, Türk ulus devletinin kuruluş belgesi ve Türk’ün bağımsızlığının tüm dünyaya kabul ettirilmesinin belgesidir. 100 yıldır Türk milletinin de diğer uluslar karşısında eşit olduğunun simgesidir ve daha yüzlerce yıl da olmaya devam edecektir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Bu antlaşma, Türk milletine karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sévres Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasi zafer eseridir!”
Türk’ün en büyük siyasi zaferi olan Lozan Barış Antlaşması’nın 100. yılı kutlu olsun. Bize bu kutlu günü yaşatan, Milli Mücadele’yi zafere taşıyan Mustafa Kemal Atatürk’ü, Lozan’da bağımsızlığımızı söke söke alan Lozan Fatihi İsmet İnönü’yü ve tüm Kurtuluş Savaşı şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum.
* Lozan Barış Antlaşması ile ilgili tüm yalanları ve bu yalanlar karşısındaki tarihsel gerçekleri Özgür Erdem’in “Lozan Yalanları ve Gerçekler“ kitabından okuyabilirsiniz.