ABD’nin, Türkiye’ye F-16 satışı yapılabilmesi için Kongre’den geçirilecek tasarıdaki ek şartları kaldırması, satışın yolunu açmış oluyor.
Geçtiğimiz aylarda ABD Kongresi’nin alt kanadı olan Temsilciler Meclisi’nde, Türkiye’ye F-16 satışını sınırlayan bir değişiklik onaylanmıştı.
Bu gelişmenin ertesinde Erdoğan, Biden’la görüşmesinde bu konuyu dile getirmiş ve Biden’dan tasarının Kongre’den geçmesi için yardım istemişti.
Kongre’nin satış için öne sürdüğü şartları ortadan kaldırması, bu görüşmenin işe yaradığını ve Kongre’deki itirazlara rağmen Biden’ın “Türkiye’ye F-16 satmalıyız” açıklamasının etkili olduğunu gösteriyor.
Rusya-Ukrayna savaşı başladığı günden beri, bu sürecin AKP iktidarının çok fazla işine yarayacağını ve Erdoğan’ın savaşı bir fırsata çevirmek için kullanacağını yazıyoruz. Muhalefetin hoşuna gitmese bile durum bu ve AKP oluşan küresel kaos ortamını bir avantaj olarak kullanmaya devam edecek.
ABD Kongresi’ndeki itirazlara rağmen Biden’ın talebi doğrultusunda F-16 satışının önünün açılması, önümüzdeki günlerde AKP’nin kullanacağı propaganda malzemelerinden biri olacak.
ABD’nin ve AB’nin Türkiye’yi Rusya’ya “kaptırmamak” için ürettiği bu tarz formüller, AKP’nin yıkılması için dış destek bekleyen bazı liberal kesimler için hayal kırıklığı yaratsa da, Batı diplomasisinin bugün en acil ihtiyacı Rusya’ya karşı bir blok oluşturmak ve Türkiye gibi “tarafsız” olduğunu açıklayan ülkelerin Rusya’ya daha fazla yanaşmalarına engel olmak.
Bu yüzden de örneğin Osman Kavala davasının ya da Avrupa Konseyi’nde Türkiye’ye uygulanması düşünülen yaptırımların gündemden düşmesi son derece doğal.
Muhalefet yaklaşan seçimlerde başarılı olmak istiyorsa, bu küresel gerginliğin siyasetteki dengelere yansımasını görmek ve adımlarını ona göre atmak zorunda. Metropoll Araştırma Şirketi’nin dün yayınladığı anket sonuçlarına göre Eylül ayında “Erdoğan kazanır” diyenlerin oyları artmaya devam ediyor ve “Erdoğan kaybeder” diyenlerin oyunu geçmiş durumda.
Bu anket sonucu son dönemde iktidarın oy kaybını telafi etmeye başladığını ve toparlandığını gösteriyor. ABD Kongresi’nin aldığı karar ve benzer gelişmeler bu süreci hızlandırabilir.
Diğer taraftan Putin’in bugün yaptığı “Türkiye’nin Avrupa’nın en büyük gaz merkezi olabileceği, onaylaması halinde bu projenin hayata geçirilebileceği” açıklaması, Erdoğan-Putin yüz yüze görüşmelerinin artması, benzer bir stratejinin Rusya tarafından da uygulandığını gösteriyor.
Türkiye şu anda “istenilen ülke” konumunda ve Erdoğan da bunu tepe tepe kullanacak. Kolay bir seçim galibiyeti bekleyenlere duyurulur!