Hürriyet Gazetesi’nde üç gündür yayınlanan üç haberi alt alta sıralayalım.
– “Emniyet Genel Müdürlüğü, sanal ortamda mülteci gibi görünerek toplumu kışkırtan paylaşımlar yapan FETÖ’cülerin peşinde düştü.”
– “Türkiye göç dalgasına karşı sınırda tedbirleri artırırken, Geri Gönderme Merkezleri’nin sayısı 30’a çıkartıldı. Türkiye’nin en büyük merkezlerinden, 800 kişi kapasiteli Ankara Akyurt’taki Geri Gönderme Merkezi’nin kapıları bir grup gazeteciye açıldı.”
– “ Tayyip Erdoğan: Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü ve onurlu geri dönüşleri için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.”
Bu haberleri arka arkaya okuduğumuzda, devletin toplumda mültecilere yönelik büyük tepkinin farkında olduğu ve buna karşı tedbir almak zorunda kaldığı ortaya çıkıyor. “Suriyelilere tepki göstermeyin, tepki gösterenlerin arkasında FETÖ’cüler var” diyerek tepkilerin önünü kesmeye çalışan bir “ön alma” var. Ardından “Biz zaten suça karışanları ve kaçakları geri gönderiyoruz” mesajı vermek için Geri Gönderme Merkezi’nin kapısını gazetecilere açmak da bu planın parçası. Tabii ki en son olarak da Erdoğan’ın “Geri göndermek için çaba harcıyoruz” tüm bu detaylı planı ortaya koyuyor.
Acaba devlet tedbiri kime karşı alıyor? Suriyelilere karşı mı, Suriyelilere tepki gösterenlere karşı mı? Erdoğan’ın “Suriyelilerin geri dönüşü için gayret harcadığı” doğru olabilir mi?
Daha geçtiğimiz ay, Tayyip Erdoğan “Gariplere kapımızı açık tutmayı sürdüreceğiz. Ana muhalefet, ‘Biz seçimi kazandığımızda mültecileri ülkelerine göndereceğiz’ diyor. Biz göndermeyeceğiz” demişti. Şimdi böylesine bir “U dönüşü”nün sebebi, kamuoyunda oluşan yoğun baskı. Türkiye’nin en çok konuştuğu konu Suriyeliler meselesi ve ilginç biçimde toplumun her kesiminde oluşan büyük bir uzlaşı var. Erdoğan kendi tabanında bile oluşan bu tepkiyi gördüğü için geri adım atmak zorunda kaldı.
Basının devreye sokularak “devletin tedbir aldığı” görüntüsünün verilmesinin sebebi de bu. Tam anlamıyla bir “gaz alma operasyonu”. Gerçekte ise Erdoğan’ın Suriyelileri gördükçe mutlu olduğu, Suriyelilerin kalıcı hale gelmesini bir siyasi iddia konusu haline getirdiği çok açık. Ancak tepki çok büyük olduğu için siyasi bir taktik kullanıp geri adım görüntüsü veriyor.
Koalisyonun küçük ortağı Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklamada “Bayramda gidenlerin buraya tekrar dönmesine gerek yok.” dediği düşünüldüğünde, Erdoğan daha dikkatli davranmak zorunda.
Tayyip Erdoğan’ın en kraldan çok kralcı görünen ismi Süleyman Soylu bile Bahçeli’nin çıkışı üzerine “Suriyelilerin bu bayramda evlerine dönmelerine izin verilmeyebileceğini” söyledi. Bunun bir “tedbir” olduğunu düşünmesi Soylu’nun kafa yapısını ortaya koyuyor. Ancak böylesi bir kısıtlamaya Suriyelilerin de uymayacağı açık.
Ama bir ihtimal daha var; Suriyeliler kurallara uysun, iktidar da “karizmayı çizdirmesin” diyerek Suriyelilerle örtülü bir anlaşma yapılmış olabilir. AKP’nin kafası bu tür pazarlıklara iyi çalışıyor. Halkımız da kendisinden esirgenen bayram ikramiyelerini böylesi bir “sulh yolu”nda arayabilir.