AKP iktidarı sıkıştıkça açılım kartına sarılıyor. Yakın zamanda yaşanan gelişmeler, AKP’nin 2013 ve 2014 yılında başlattığı Kürt ve Ermeni açılımları dönemini yeniden başlatacağını gösteriyor.
Hatırlanacağı gibi AKP, Tayyip Erdoğan’ın 2005 yılındaki Diyarbakır gezisinde “Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorudur. Benim de sorunumdur” söylemiyle Kürt açılımını başlatmıştı.
Bunu 2009 yılındaki MİT-PKK Oslo görüşmeleri izledi. Bu aynı zamanda iktidarla terör örgütü arasındaki gizli görüşmelerin başlangıcını teşkil etti. Sonrasında bu görüşmelerin Erdoğan’ın talimatıyla gerçekleştirildiği ortaya çıktı. Başta Erdoğan olmak üzere, yetkililer de bunu doğruladı.
Zamanın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kürt sorunuyla ilgili “çok iyi şeyler” olacağını söylemişti. Yine Abdullah Gül’ün Bitlis’in Güroymak ilçesi için Kürtçe “Norşin” ifadesini kullanması da aynı günlere denk gelir.
Yine 2009’da Tayyip Erdoğan, Milli Birlik ve Kardeşlik projesi adı altında Demokratik Açılım’ı başlattı. O zamanlar adı DTP olan bugünkü HDP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk, Erdoğan’ın en yakın mesai arkadaşıydı.
Yine tarihe Habur rezaleti olarak geçen teröristlerin ayağına mahkeme gönderilmesi de bu açılım kapsamında yapılmış ve Habur sınır kapısından ellerini kollarını sallayarak giren silahlı teröristler, oracıkta kurulan bir sözde mahkeme tarafından serbest bırakılmışlardı.
2013 Nevruz’unda, teröristbaşı Apo’nun mektubu, Diyarbakır’da okundu. Hükümet cephesinde Akil Adamlar Komisyonu kuruldu ve Akil Adamlar Heyeti’nin ülkeyi gezerek çözüm sürecini anlatması kararlaştırıldı.
Kürtçe’nin ikinci bir resmi dil olarak kabul edilmesi de bu dönemde gerçekleşti. Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu illerimizdeki tabelalar Kürtçeye döndü, Kürtçe kursları açıldı, Kürtçe müfredata seçmeli ders olarak girdi.
Türkiye’de Kürdistan adıyla parti kuruluyor, Barzani ile türküler eşliğinde halay çekiliyor, AKP’lilerin ağzından Apo’nun ne kadar ileri görüşlü ve çözüm odaklı bir lider olduğu lafları düşmüyordu.
Bütün bu gelişmeler yaşanırken, Diyarbakır Lice’de gösteri yapan bir grup PKK’lı, 2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın arka kapısındaki duvardan atlayarak kışlanın içerisinde bulunan Türk bayrağını indiriyordu.
Dolmabahçe görüşmeleri de yine açılımın sürdüğü 2015 yılında gerçekleşmişti.
O günlerden bugünlere AKP’nin Kürt politikası da PKK’ya yaklaşımı da hep iç siyasete göre oldu. Eli rahatlayınca terör karşıtı oldu, eli sıkışınca açılımcı. Bugünlerde AKP hem ekonomideki kötü gidişat hem de dış politikadaki sıkışmışlıktan dolayı, elini güçlendirmek için yine Kürt kartına sarıldı.
Bir taraftan terörle şöyle mücadele ediyoruz diye propaganda yaparken, diğer taraftan Osman Öcalan’ı devletin televizyonuna çıkaran AKP bugünlerde yine PKK’dan ve “İmralı’dakinden” medet ummaya başladı.
Aynı şekilde daha önce Barzani ve Salih Müslim’i kırmızı halılarla ağırlayan, protokolde yer veren AKP, bölgeye yeniden girme ve açılımı kaldığı yerden devam ettirme çabasına girmiş durumda. Türk Hava Yolları’na bağlı Anadolu Jet’in 24 Ocak’ta Gaziantep-Erbil seferlerine başlayacak olması, Kürt açılımında yeni gelişmelerin olabileceğini işaret ediyor.
” Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı herkes gibi Ermenilerin de o dönemde yaşadıkları acıların hatıralarını anmalarını anlamak ve paylaşmak bir insanlık vazifesidir.” Başbakan Tayyip Erdoğan, sözde Ermeni soykırımının yıldönümünde, 2014 yılının 23 Nisan günü bu mesajı yayınlayarak Ermeni açılımını başlatmıştı.
Sonrasında Ermenistan’la karşılıklı mesajlaşmalarında Erdoğan “Tokalaşmaya hazırız” demişti. Elinde Türk kanı olan zamanın Ermenistan lideri Sarkisyan’la tokalaşmak Abdullah Gül’e nasip oldu.
Abdullah Gül ile Sarkisyan’ın Bursa’daki maç diplomasisi ise skandalla sonuçlandı. Maça Azerbaycan bayrakları sokulmadığı gibi, bayraklar çöpe atılarak Azerbaycanlı kardeşlerimiz, Ermeni açılımı uğruna rencide edildi.
Şimdilerde yine AKP ile Ermenistan ABD’nin onayı ve Rusya’nın çabalarıyla yeni bir açılımın eşiğindeler. Karşılıklı temsilcilerin atanması ve ilk buluşmanın gerçekleşmesinin ardından, tarafların gözlemci üçüncü bir ülkede değil kendi ülkelerinde görüşmelerine karar verildi. 2 Şubat’ta THY, Erivan seferlerine de başlıyor, müjdeler olsun(!)
AKP eliyle yapılan daha önceki Ermeni ve Kürt açılımları, Türkiye’ye faydadan çok zarar getirdi. Türkiye, terör örgütlerinin ve soykırım iddia eden Ermenistan’ın elinde oyuncak oldu. Türk milletinin gururu kırıldı. Bu ikinci açılım, AKP’nin durumu daha kötü olduğu için, ilkinden de kötü sonuçlar doğuracak, bizden söylemesi.