Eski HDP Kars milletvekili ve belediye başkanı Ayhan Bilgen’in kurucu başkanlığını üstlendiği Türkiye’nin Sesi Partisi (Ses Parti) bugün yine, eski HDP’li Müslüm Doğan’ın başında olduğu bir heyet aracılığıyla İçişleri Bakanlığı’na kuruluş dilekçesini verdi.
Ayhan Bilgen, sadece HDP’de üstlendiği görevlerle ünlü değil, bunun epey öncesinden beri Türkiye’nin tanınmış Kürt-İslamcılarından. Bilgen’in Kürt-İslamcı çevrede yıldızının parlaması 2006’da Yılmaz Ensaroğlu’nun yerine Mazlumder’e genel başkan seçilmesiyle olmuştu. 2007’de PKK desteğiyle Konya’dan bağımsız milletvekili adayı olmuş ama seçilememişti. 2015’te ise HDP’den Kars milletvekili seçilmeyi başarmıştı. 2019’da ise yine HDP’den Kars Belediye Başkanı olmuştu. 2020’de tutuklanmış, bir süre sonra HDP’yi eleştirerek partiden ayrılmıştı
Ayhan Bilgen’den bahsederken anmadan asla geçilemeyecek konu 2014’ün Mayıs ayında doğrudan Apo’nun emriyle Diyarbakır’da toplanan Demokratik İslam Kongresi’nin örgütçüsü olmasıdır. Apo’nun “Açılım Süreci” kapsamında AKP’yle paslaşması olarak da okunabilecek olan bu açık Kürt-İslamcı adım, Suudi Selefîliğine ve İran Şiîliğine karşı bir Kürt-Nakşî-Nurcu çıkışı olarak ortaya çıkıyordu. Ayhan Bilgen’le beraber, yine HDP’nin İslamcılarından Hüda Kaya’nın da öncülerinden olduğu kongreye, Türkiye, Irak ve Suriye’den Nakşî şeyhleri, Nurcular ve “meleler” katılmıştı. Şeyh Sait’in torunlarından Kasım Fırat da tabloyu tamamlıyordu. Kongrede referans kişiler olarak Apo’nun “Kürtlerin Ömer Muhtar’ı” dediği Abdullah Timokî, Şeyh Sait ve Said Nursi anılıyordu.
İşte tüm bu işlerin mimarı Şeriatçı ve Kürtçü meşhurumuz Ayhan Bilgen, yıllarca sadece Özgür Gündem’de değil Evrensel’de de yazarlık yaptıktan, milletvekilliği ve belediye başkanlığını denedikten sonra dönüp dolaşıp parti kurmaya karar vermiş.
Peki, Ayhan Bilgen’in, Hizbullah’ın Hüda-Par’ına adeta bir kardeş parti olacağı anlaşılan Ses Parti’si acaba nasıl bir güncel politika izleyecek? Bunu Ayhan Bilgen’in bir zamanlar milletvekili adayı olup seçilemediği Konya’daki bir yerel kanalda söylediklerinden okumak mümkün:
“Bir kısım insan şöyle bakıyor; ‘Ülke yıkılsın, ülke batsın, Erdoğan gitsin,’ diyenler var. Ben, siyaseti böyle okumam, okuyamam. Bunu bu ülke yaşadı. Abdülhamit giderken, Osmanlı’nın son döneminde aydınlar, Mehmet Akif, Said Nursi dâhil olmak üzere, Ermeni aydınlar hep birlikte şunu söylediler; ‘Abdülhamit’ten kurtulursak Osmanlı kurtulacak.’ Abdülhamit’ten kurtulduk İttihatçılar geldi. Abdülhamit sürgüne gönderiyordu, İttihatçılar infaz ediyordu. Ne pahasına olursa olsun götürelim değil, daha iyisini seçmek şartıyla götürelim. Ben, her türlü işbirliğine açık olunması gerektiğini düşünüyorum.”
2014’te Apo’nun emriyle kongre toplayan Ayhan Bilgen, acaba şimdi de yine Apo’nun emriyle Kürtlerin yeniden Erdoğan’a destek olmasını sağlama misyonuyla yola çıkmış mıdır? Ne de olsa Erdoğan da “Edirne’deki asıl hesabı İmralı’dakine verecek,” derken bir şeyler biliyor olmalıdır ya da bu sözlerin bir yansıması olması elbette kaçınılmazdır da diyebiliriz.
Bu tartışmalar tabii ki HDP’li, AKP’li, Hizbullahçı ve yeni zuhur etmiş Ses Parti’li Kürt-İslamcılar arasındaki bir kavga ama yine de iktidarın siyasî kurgusu açısından bir anlamı var.
Ayhan Bilgen’in Neo Hizbullah partisinin HDP seçmeni üzerinde bir etkisi olur mu? Hiç zannetmem. Muharrem İnce’nin CHP, Ümit Özdağ’ın İyi Parti, Fatih Erbakan’ın Saadet Partisi seçmeni üzerinde ne kadar etkisi olabilirse, Ayhan Bilgen’in de etki ihtimali o kadar. Yüzdelik değil belki bindelik oranlarda…
Ama siyaset tablosunda sanki böyle AKP’li olmayan ama muhalefetteki partilere de karşı olan başka başka hareketler varmış, memleketin gerçekten çok renkli bir siyasî yelpazesi mevcutmuş izlenimlerini yaratmak da önemsiz değil tabii ki…
Uzun vadede, Ayhan Bilgen’in “Ses”i de belki İmralı’dan yankılanan bir Kürt-İslam sedası olarak siyasî tarihimizin bir dipnot bilgisi olarak kalacaktır. O kadar…