EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz’in 2 Temmuz’da Londra’daki bir STK toplantısında konuştukları, “Hey maşallah” dedirten yeni bir merhaleye işaret ediyor.
Ama bunun için bir ay önceye gitmekte yarar var.
Okan İşbecer’in 2 Haziran tarihli “Sığınmacılar Türkiye’yi laikleştiriyormuş” başlıklı yazısını hatırlama zamanı. Okan İşbecer’in satırları önemli:
“Evrenselcilerin [EMEP çevresi] asıl derdi, Suriye’de boşalan topraklara çöken Kürtler. Sığınmacılar geldikleri yerlere geri dönerlerse, Suriye’nin kuzeyindeki Kürt nüfus azınlığa düşecek ve Suriye Kürdistan’ı hayal olacak. Zaten bunu da açık açık yazıyorlar. (…)
… Suriye’de Kürtler için alan açılıyor. Türkiye’de ise nüfusun etnik ve laik yapısı bu şekilde değiştiriliyor. Ama Evrenselciler bunun tam tersini iddia ediyorlar. Evrensel’e göre Türkiye’de laikliğin teminatı sığınmacılarmış!”
Evrenselciler, Van Barosu’ndan bir avukatı konuşturmuş, Arap, Afgan ve Paki sığınmacıların aslında ne kadar seküler olduğuna halkı ikna etmeye çalışıyordu.
Röportajda, tıpkı Aydınlıkçıların kendilerine ulaştığını iddia ettiği uyduruk MGK anketi gibi bir anketten de bahsedilmişti. 2016’da ülkede şeriat isteyenlerin oranı yüzde 23 imiş. Ama 2021’de bu oran 18’e inmiş. Ve sıkı durun! Bu düşüşün sebebi ülkemize doluşan sığınmacılarmış.
Yani İşbecer abartmıyordu. Evrenselciler, bir sürü akla ziyan entegrasyon tezinin yanı sıra, sığınmacıların Türkiye’de laikliğin teminatı gibi lanse etmekten çekinmiyor.
İşte bir ay sonra, yani geçtiğimiz hafta Evrenselcilerin tepe ismi Ercüment Akdeniz, Londra’daki toplantıda video konferans yoluyla yaptığı konuşmasında çıtayı yükseltti.
Akdeniz’e göre sığınmacılar sadece seküler değil, aynı zamanda AKP muhalifi! Aynen aktaralım:
“Biz Suriyeli işçileri de aynı sendikada örgütleyerek sınıf kardeşliğini öne çıkarmaya çalışıyoruz. Suriyelilerin AKP’liliği konusunda yazılanlar da gerçeği yansıtmıyor.”
Düşünsenize… 20 yıllık ulus devlet düşmanı bir iktidar var (tıpkı Evrenselci Ercüment Akdeniz gibi, ne tesadüf) ve ülkeye doluşturduğu Suriyeli, Afgan, Pakiler Avrupa’ya kaçmasın diye Avrupa için gözcülük yapıyor ama bir yandan da geri dönmesinler diye bayramlarda sınır kapılarını bile kapatıyor.
Ve elini kolunu sallayarak içeri girip uyum sağlamak yerine, ülkeyi kendilerine uydurma imkânı verilen kontrolsüz milyonlar, bu AKP iktidarına muhalif olacak.
Yahu bu kadar akılsız mı bu sığınmacı? 3000 km yol kat edip Taliban’a, pastaran besice, jandarmaya muhtara para yedirip soluğu İstiklal’de alacak… Ama ona bu yolu açan Tayyip Edoğan’a muhalif olacak!
Hadi bu zırvaları okuyan okuyucuya, dinleyiciye saygınız yok diyelim. Sığınmacı “proleter” kardeşlerinize de mi saygınız yok? Bir sol örgütçü, sendikada örgütleyerek mücadeleye katmak istediği kitleye bu kadar geri zekâlı muamelesi yapar mı? Bu kadar hakaret eder mi?
Hem, size nereden geliyor bu kıymetli bilgiler acaba? Hani, kaynağınız varsa muhalif kitleler olarak biz de bilelim, kani olalım. İçimiz rahatlasın. “Türkiye’de tavşan gibi üreyen milyonlarca AKP muhalifi var, ohhh!” deyip sevinelim Soylu’ya inat! Sosyalist bir parti böyle bir bilgiyi halktan niye saklar ki?
Ha, yoksa AKP’yi uyandırmamak için mi kaynak belirtmiyorsunuz? Anladım yoldaş! Çok zekice!
Ercüment Akdeniz aynı konuşmasında işçilerin sendikasızlaştırılmasına karşın dipten gelen bir mayalanmaya işaret ediyor. Bu da işin sıva kısmı herhalde.
Adamlar yıllardır emek siyasetinin o kadar dışında ki, yılların geleneğini beş on yıllık Suriyeli’ye tahvil edip buna da dipten gelen mayalanma demekte abes görmüyor.
Biz de saf saf soruyoruz kendimize… TÜSİAD’çılar kıpkızıl kendi sınıf mücadelesini verirken sendikalar, örgütler, partiler nasıl sarardı? Niye hiçbir yerde yoklar?
Yoklar tabi… Vize bile vermeyen Londra’ya anca video konferansla bağlanıp Londra’nın projesini savunmakla meşguller!
İşin ironisi dalgası bir yana, burjuvazinin kulesine isyan edecekleri, adı 1 Mayıs’la anılan meydanları Arap-Peştun “proleter” kardeşlerine çoktan terk ettiler. Hudut kanun bilmeyen ırz düşmanı kopuklar senin sendikanı mı dinleyecek? Sen ikinci Gezi’nin somut şartlarını ararken Arap kardeşlerin Taksim’i Tahrir’e çevirdi bile!
Özetle Ercüment Akdeniz, Londra’ya bağlanıp bu kendi kendini yiyip bitirmenin teorik raporunu vermiş.