Cumhurbaşkanlığı adaylığında geçtiğimiz haftayı, Fatih Erbakan’ın Cumhur İttifakı’na katılmasıyla kapatmıştık.
Yeniden Refah Partisi (YRP), AKP’nin ittifaka katılma çağrısını reddederek seçimlere ayrı parti olarak gireceğini ilan etmiş ve Cumhurbaşkanlığı için de Fatih Erbakan’ı aday göstermişti. Erbakan, “AKP’nin günahlarına ortak olmayacaklarını” ve “teşkilatın yüzde 60-70’inin Cumhur İttifakı’na katılmaya karşı olduğunu” söylemişti. İmza sürecinin ilk üç gününde de Muharrem İnce’den sonra en çok imzayı toplayan Erbakan’ın adaylığına kesin gözüyle bakıyordu.
Erbakan, “günahlarına ortak olmayacağını” açıkladıktan iki gün sonra Cumhur İttifakı’na katıldığını açıkladı. AKP ile YRP, “prensipte” anlaşmışlardı. Erbakan’ın açıklamalarından sonra herkes doğal olarak AKP ile Erbakan arasında kadına şiddet konusunda varılan uzlaşmaya dikkat çekmişti. Ancak Erbakan’ın yeni açıklamaları sonrasında üretilen bütün teorilerin çöpe atıldığını gördük.
Erbakan açısından kadın meselesinin, milletvekili sayısının vs hiçbirinin önemli olmadığını yine Erbakan’ın açıklamasıyla öğrenmiş olduk. Ne dedi Erbakan; “Biz ‘ülkemizin yeniden CHP zihniyetine teslim edilmesine vesile oldunuz’ suçlamasına muhatap olmak istemedik. Sayın Cumhurbaşkanı ile prensiplerde uzlaştık.” dedi.
Erbakan, partisinin toplumda bir karşılığı olduğunu ve aday oyduğu taktirde oy alacağını biliyordu. Erbakan’ın alacağı oy da AKP tabanından olacaktı. Dolayısıyla Erbakan’ın adaylığı Erdoğan’ı zayıflatacaktı.
Adaylığının kesinlik kazanma ihtimali belirince, Erbakan oturdu, düşündü ve Cumhur İttifakı’na katıldı. Gerekçesi de oldukça basit: Türkiye’yi CHP yöneteceğine AKP yönetsin.
Bu, tam tipik bir Siyasal İslamcı kafasıdır. Ne kadar kötü bir yönetim olursa olsun, ister ekonomiyi batırsın, ülkeyi soysun soğana çevirsin, Müslümanlara zulmetsin, hiç fark etmez. CHP yöneteceğine AKP yönetsin der.
Bir Siyasal İslamcının kafası böyle çalışır. Ülkede olup bitenin onun için hiçbir önemi yoktur. Kötü giden ekonomi belki en çok onu vurmuştur ama sırf CHP yönetmesin diye gider AKP’ye oy verir. Erbakan’ınki ise bu kafa yapısının örgütlü halidir.
Aman Türkiye’yi Atatürk’ün partisi yönetmesin, laik bir rejim kurulmasın. Gerekirse AKP zulmü altında inlemeye razıyız kafasıdır bu.
Şimdi kimileri hayret ediyor ya, Erbakan iki gün içinde nasıl 180 derece döndü, babasının vasiyetini çiğnedi diye. Kimse hayret etmesin. Aslında Fatih Erbakan, Cumhur İttifakı’na girerek babasının vasiyetine sahip çıktı. CHP’nin iktidar olduğu bir Türkiye’de Siyasal İslam’a yer olmadığının farkında. O yüzden de açıkça söylüyor, CHP iktidar olmasın diye AKP’nin yanındayız diye.
Bunun yanı sıra şahsi bazı hesapları da vardır elbet. Neticede Fatih Erbakan, Cumhur İttifakı’yla Meclis’e girecek. Millet İttifakı’ndan hiçbir genel başkanın Meclis’te olmadığı bir ortam, onun için avantaj. Ayrıca Erdoğan Cumhurbaşkanlığını kaybeder ve AKP dağılırsa, dağılanların gideceği en yakın adres, Erbakan’ın partisi olacaktır.
Yani kimse öyle uzun uzadıya teori kasmasın. Fatih Erbakan çok bilinçli bir gerici olarak Türkiye’nin en gerici ittifakına katılmıştır, hepsi bu.