8 Mart Dünya Kadınlar Günü, İstanbul’da “feminist gece yürüyüşü” adı altında kutlanıyor. 2003’ten beri bu yürüyüş bütün engellemelere rağmen yapılıyor. Katılım bazen az bazen çok olsa da yürüyüş mutlaka yapılıyor.
Tüm dünyada kutlanan 8 Mart Kadınlar Günü’nde bu yıl öne çıkan vurgu, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliydi. Savaştan en çok etkilenenlerin kadınlar ve çocuklar olduğu tarih boyunca bilindiği için böyle olması normaldi. Özellikle Avrupa’da yapılan eylemlerin temel sloganları “Putin bu savaşı durdur” ve “Savaşa Hayır” dı.
Türkiye’de ise durum farklıydı. Ben de gece yürüyüşüne katıldım, orada Ukrayna bayrakları, Putin karşıtı bayraklar görmek isterdim. Maalesef yoktu.
“Asla Yalnız Yürümeyeceksin” sloganı Ukraynalı kadınlar için dillendirilmedi. Kadın cinayetlerinde ölen isimler tek tek sayılırken, Putin’in öldürdüğü Ukraynalı kadınlardan bahsedilmedi.
“Savaşa Hayır” sloganı bile çok az dillendirildi. Birkaç cılız ses tabi ki vardı ama yürüyüşün sesi olamadılar. Bu sesler umarım feminist hareketin bakış açısını değiştirebilir.
Geçtiğimiz yıllarda yapılan Feminist Gece Yürüyüşü’nden bir pankart hatırlıyorum: “Mussolini, Hitler, Bush, Saddam. Diktatörlerin erkek olması tesadüf mü?” Bu isimlerin yanına Putin’i eklemek gerekirdi. Putin, kadın düşmanlığının en uç noktada vücut bulmuş hali. Kadın cinayetlerindeki katillerin öfkeli, saldırgan mantığıyla düşünerek, Ukrayna’ya saldırdı: “Benim yönetimimde, benim verdiğim kararlarla yaşayacaksın.” Ataerkil yönetim dediğimiz şey tam olarak budur.
Rusya’daki kadınlar ve feminist hareketler bunun farkındalar. İşgal başladığından beri dünyadaki tüm feministlere Putin diktatörlüğünü durduracak eylemler yapma çağrısında bulunuyorlar. Bu çağrı dünya çapında yankı bulurken, maalesef Türkiye’deki feministler bu çağrıya uymuyor. Rus kadınlar, Ukrayna
kadınlarıyla dayanışma içinde olduklarını belirtiyorlar. Ama Türkiye’de bu sesi feminist hareket içinde göremiyoruz.
“Sokaklar, caddeler, meydanlar bizim” sloganını atan Türkiye’deki feministler, Ukraynalı kadınların “bu vatan bizim” çığlığını duymuyorlar. Vatanları için cephede savaşan bu kadınlar, savaşın bütün zorluklarını yaşıyorlar. Ezidi kadından, PYDli kadından daha mı değersiz Ukraynalı kadınlar?
İşgale direnen, savaşan Ukraynalı kadınların haklı mücadelesinde güç diliyorum. Bütün kadınlar dayanışma ruhuyla onların sesine kulak vermelidir.