Televizyonda bütün haber ajanslarının naklen yayınladığı görüntüler. İsrail Rafah’ta Filistinli mültecilerin kaldığı BM Mülteci kampını bombalamış. Çadırlar alevler içinde. İçinde insanlar yanıyor.
Kimileri tarih boyunca ilk kez bir soykırımın canlı olarak yayınlandığını söylüyor. Peki ya 2003’te Irak’ın işgali sırasında yayınlanan neydi? Veya 1992’de Hocalı’da? Veya hâlen devam eden Doğu Türkistan’daki etnik temizlik, kurulan toplama kampları? Suriye’de vatanından sürülen yüz binlerce Türkmen ve Arap…
“İnsanlık” soykırımları hep canlı izledi. Bazı emperyalistler ve uşakları eski soykırımlarını unutturmak ve gelecekte yapacaklarını aklamak için katliam seçiyor. “Canlı yayına” ona göre geçiliyor.
Soykırımcılık, sömürgeciliğin, emperyalizmin ve özellikle de Batı’nın mirasıdır. 15. yüzyıldan itibaren Atlantik’e açılan Batı Avrupa sömürgecileri soykırımcı kültürleri ve rejimleri sayesinde “medeniyet”lerini kurdular. “Kapitalizm mucizesi” soykırımlar ile yaratıldı. Almanya geriden gelen kapitalist olarak en son soykırımlara girişen oldu, ihale onlara kaldı.
Soykırım ve sistematik etnik temizlik “medeniyetinin” bir sonraki öncüsü Rus Çarlığı oldu. Asya’ya ve Kafkaslara “medeniyet” taşıyan bu barbar sürüsünün arkasında İngiliz ve Fransız finans-sermayesi vardı. Aklında ise en adisinden Hıristiyan yobazlığı… Kırım’dan Türkistan’a, Kazan’dan Kafkaslara Rus -Ortodoks şovenizminin açtığı ikinci soykırım çağının acıları ve yangıları hâlâ devam ediyor.
Avrupa, İslam dünyasında girişeceği soykırımların provasını “Avrasya coğrafyasında” Rusya ile birlikte yaptı. Sonra İngiltere, Fransa ve diğerleri de çullandı. İlk ve en önemli hedefleri de Osmanlı’ydı. Türkleri soykırımla yok etmek için ellerinden geleni yaptılar. Başarılı da oldular. 1919’da kadar. Hayâsız akının durdurulduğu tarih… 2002’ye kadar.
Çin sömürgecileri geç girdiler belki sahneye ama soykırımcılıkta diğerlerinden geri kalmadılar. Tıpkı geriden gelen Alman kapitalistleri gibi…
Kapitalizmin öncesi dünyanın fetihçi ve muzaffer ulusları arasında en büyüklerden olan Türklerin tarihinde soykırımın kirli izi hiç olmadı. İslam geleneği de yeryüzünde “etnik, dini temizliğin” değil, adaletin sahiplenicisi olma iddiasındaydı hep.
Hıristiyanlık soykırımla en çok kirlenen din ve gelenek oldu. “Tanrının krallığının” kurulması için zaten bir soykırım ve günahkâr temizliği şarttır.
Yahudiler ise Avrupa ve Rus emperyalizminin önce hedefi oldular sonra aracı. İsrail’i ilk tanıyan ülke SSCB’ydi. Bugün ise ABD ve AB emperyalizminin koşulsuz desteği ortadadır.
Yüzyıllar boyu Avrupa’da ve Rusya’da Batılı emperyalistler pogromlarla, sürgünlere Yahudilere saldırdı. Yahudilere tek kapı açan ve koruyan yine Osmanlı’ydı. Ancak 1945’ten sonra Siyonist ırkçılar, Yahudilerin sığınmacı olarak geldiği topraklara tıpkı Batılı sömürgeciler gibi daldılar. Siyonistler mutluydu. Artık onlar da birer Batılıydı.
Yıllarca kullanılan bir ifade vardır. İsrail Ortadoğu’da Batı emperyalizminin, özellikle ABD’nin koçbaşıdır.
Bazen çok doğru tespitler, zamanla o kadar çok ağza dolanır ki; çok gerici ve hatta yanlış bir manaya bürünürler.
Şimdi nerede gerici, nerede işbirlikçi varsa, ağzından İsrail, soykırım laflarını düşürmüyor. Hele bazı AKP’lilere bakıyorum. Bu “ticaretin dini, paranın rengi olmaz” vurguncuları, Yahudi Cesaret ödüllü siyaset cambazları televizyonlarda neler atıyor neler tutuyor?!
Tamam; İsrail ABD’nin ve BOP’un koçbaşı. Anladık. Emperyalizm kendisi yapamadıklarını İsrail’e yaptırıyor. “Gecikmiş” bir soykırım ve sömürgeciliğe canlı tanık oluyoruz.
Peki, Irak’taki koçbaşları, taşeronlar kim? Suriye’dekiler kim?
Ve tabii! Türkiye’deki koçbaşları kim?
Madem İsrail BOP’un koçbaşı, bu BOP’un eş başkanları kim? Kendi vatanımızda 22 yıldır özenle kurulan Türk ve Cumhuriyet düşmanı faşizmin sorumlusu kim? Türkiye’deki gizli işgalin, açık istilanın, ekonomiden demografiye her alanda “hayâsızca” süren sömürgeleştirme saldırısının sorumlusu kim?
Türkiye’nin Netanyahu’su kim?!
Bugün 28 Mayıs 2024. Bundan tam 11 yıl önce yine yanan çadırların görüntüsü vardı ekranlarda. Gezi Parkı’nda ateşe verilen çadırların…
Büyük bir isyan bu görüntüler üzerine başlamıştı. Türk’ün “Kutsal İsyanı”, Atatürk Gençliğinin ayağa kalkışı…
İsrail’e göre Rafah’takiler “terörist”, Gezi’de çadırları ateşe verenlere göre de Türk gençliği “terörist”… Aynı faşizm, aynı kafa, aynı söylem!
Rafah’ta yanan çadırları görünce aklıma ilk gelen Gezi’de yanan çadırlar ve memleketimizde hâlâ devam eden yangın oldu.