İstanbul Eyüpsultan’da, özel bir okulda müdür olarak görev yapan İbrahim Oktugan, Irak uyruklu öğrenci tarafından öldürüldü. 7 Mayıs 2024’te olan bu cinayet beraberinde birçok tartışmayı da getirdi.
Katilin kim olduğu basın tarafından gizlendi. Bu katili tanımak ve tanıtmak böyle cinayetlerin devamını önlemek açısından önemli.
Katil kim?
Katil Yusuf K., 17 yaşında parayla vatandaşlık alan Irak uyruklu bir isim. İbrahim Oktugan’ın çalıştığı okula, başka okuldan geliyor. Diğer geldiği okul da bir özel okul. Ruhsatsız silah bulundurmaktan dolayı eski okulundan atılıyor. Üstüne okul düzenini bozmak ve daha birçok suç eklendiği için eski okulu eline tasdiknamesini veriyor. Parayla vatandaşlığı çok kolay aldığı için parayla diploma da alabileceğini sanıyor. Vatandaşlığı parayla veren bir iktidar olabilir ama diplomayı parayla vermeyecek Türk öğretmenleri var. AKP iktidarından aldığı güçle istediği gibi terör estireceklerini sanan Arap göçmenler, bu sefer karşılarında bir öğretmeni buldular.
Katil Yusuf K. okuldan 5 ay önce disiplinsiz davranışları nedeniyle atılıyor. Daha sonra okul müdürü İbrahim Oktugan’ın odasına kadar giderek tabancayla onu öldürüyor. Tutuklanan Yusuf K. verdiği ifadeyle olayı farklı bir boyuta taşımaya çalışıyor:
“Hatırlayamadığım bir tarihte sınıfımdayken disiplin cezalarımdan dolayı annemin geldiğini öğrendim. Müdür İbrahim Okutgan’ın odasına gittim annemle birlikte oturuyorlardı. Ben anneme Arapça bir şeyler söylemek istediğim esnada ‘Burası Türkiye Cumhuriyeti. Benim okulumda kimse bu şekilde başka dil konuşamaz.’ diye karşı çıktı ve anneme hakaret etti. Aramızda sözlü bir tartışma yaşandı. Detayını hatırlamıyorum ama fiziki tartışmaya dönmedi. Annemin üzerine yürümesi üzerine biz de polisi aradık ve daha sonra okulu terk ettik.”
Irkçılığa maruz kaldığını söyleyerek işin içinden çıkmaya çalışan katil, şımartılan göçmenlerin geldiği noktayı herkese göstermeli. Bu savunmayı bütün göçmenler, herkes için kullanabilir. “Bana Arap olduğum için yan baktı, ben de onu öldürdüm” diyerek tüm göçmenler savunma verebilir.
Katilin kökenini söylemeyenler
Bu haber üzerine sosyal medyada herkes tepkisini gösterdi. Büyük bir öğretmen mitingi düzenlendi. Ama basınımız katilin kimliğini, kökenini saklamayı tercih etti. Göçmenlere duyulan tepkiyi ırkçılık olarak gören basın, olayın failini sadece sıradan öğrenciye indirgedi.
Evrensel ve BirGün bunu en iyi yapan gazeteler olurken, diğer gazeteler haber içerisinde geçirdikleri küçük bir “Iraklı” sözcüğüyle geçiştirdiler.
Siyasi liderler açısından da durum çok farklı değildi. Ana muhalefet partisi lideri Özgür Özel başta olmak üzere hiçbir siyasi lider, katilin kökenini açıklamadı. Özgür Özel’in belediye başkanlarının Arapça tabelaları indirmesine karşı gösterdiği tepkiyle bu haber birleşince, AKP’nin göçmen politikasını destekleyen bir genel başkan çıkıyor karşımıza.
Türk öğretmene saldıran ittifak
Bu cinayette (bence terör saldırısı) Türk düşmanları hemen safa girdiler. Atatürk ve Türk düşmanları hemen kendini gösterdi. Sevan Nişanyan’ın paylaşımı bunların kimliğini en iyi anlatan örnektir:
“11 yıllık okul hayatımda belki 60 öğretmen tanıdım. En az yirmisi kompleksli, sadist, cahil, içten pazarlıklı puştlardı. Birini dahi imha etmeğe cesaretim yetmediği için hep kendimi suçlarım. Öldürülen İbrahim Bey’i tanımam etmem. Ama arkasına aldığı posteri iyi tanıyorum.”
Poster dediği her okulda bulunması gereken Atatürk resmi. Öğretmen katili olmadığı için üzülen Nişanyan, Atatürk düşmanlığını kusmak için her olayı malzeme yapıyor.
Ermeni ırkçısına bir destek de şehit öğretmenin cenaze namazını kıldıran müftü Recep Eren’den geldi:
“Bu menfur durumu gündeme getirerek, tekrar birisini göçmen diye ifade etmek suretiyle, tekrar birilerini mazlum ve mağdur duruma getirmek, hiçbir zaman insani ve İslami değildir. Bundan nemalanmaya çalışan ve bu bağlamda ülkemizi de karıştırmaya çalışan hiç kimseye fırsat vermemek bizim mümin ve muvahhit olarak şiarımızdır.”
Taihsel Türk düşmanlığı
Bölücülerin ve gericilerin bu ittifakı bizim için yeni değil. Konu Türk ve Atatürk düşmanlığı olunca Kurtuluş Savaşı’ndan beri karşımıza çıkıyor. Bunların diğer ortak noktaları ise eğitim düşmanlığıdır.
Bunun en iyi örneğini şehit öğretmen Kubilay’da görürüz. Kubilay hem asker hem öğretmendir. Gericilerin katlettiği ilk öğretmendir. Çünkü toplumun eğitilmesini istemezler.
Sonra PKK’nın öğretmen cinayetleri başlamıştır. Çünkü Türkçe öğreten öğretmenler olduğu sürece istedikleri gibi hareket edemeyeceklerinin farkındadırlar.
Türk Solu başyazarı Gökçe Fırat, Öğretmenleri Neden Öldürüyorlar? (İleri Yayınları, 2022) kitabında öğretmen düşmanlığının kökenini belirtmiştir:
“Ve öğretmenler Cumhuriyet’i bölücülere ve gericilere karşı savunurlar. Hem de kelimenin en çıplak haliyle, canları pahasına.”
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin şehit öğretmeninin cenazesine katılmadı, hiçbir bakan katılmadı. Sadece birkaçı yardımcı gönderdiler. Demek ki şehitleri bile Türk ve Cumhuriyeti savunan savunmayan olarak ayırmışlar. Bizlere düşen görev de şehit öğretmenlerimize tarih boyunca olduğu gibi bugün de sahip çıkmaktır.