CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün gece yayınladığı video ile yine oldukça ses getirdi. Kılıçdaroğlu, “trolleri bekliyorum” diye duyurduğu videosunda AKP’nin trol ordusu ve bu ordunun belli başlı isimleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Ben şahsen Kılıçdaroğlu açıklama yaparken isim isim bunların hepsini biliyor, bunların yönetildikleri merkezleri, bu illegal ordunun karargahını biliyor, TÜİK ve MEB gibi “geliyorum” demesini bekledim ama demedi. Deseydi ve dediğini yapsaydı bence daha etkili olurdu. Ya da mesela “üç kuruş” demek yerine aldıkları maaşı rakamla açıklasaydı, “bu paraları kuruşuna kadar geri alacağız” deseydi de aynı şekilde etkisi artardı.
Bazen ciddiye almayız, çoğu zaman muhatap olmamak için görmezden geliriz ama “Aktrol” sadece “Aktrol” değildir. Çünkü bunların yaptığı çalışma sadece gündem değiştirme faaliyeti değil.
Bu trol ordusu, insanları hedef gösteriyor, küfrediyor, onurlarıyla oynuyor ve bunu sadece ve sadece iktidardan aldığı güçle yapıyor. Bugüne kadar pek çok insanı hedef gösterdiler, kimisinin tutuklanmasına sebep oldular. İşte bunlardan biri de Türk Solu Başyazarı Gökçe Fırat’tı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları arasında yoktu ama bu Aktrolbaşılardan biri de Abdurrahman Uzun. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından sonra onun da kısacık bir videosu yeniden gündeme geldi. İşte o videoda Abdurrahman Uzun, Gökçe Fırat’ın tutuklanması için düzenlenen “Aktrol” kumpasını tüm ayrıntılarıyla anlatıyor.
Gelin önce bir neler olduğunu hatırlayalım. Gökçe Fırat 31 Ağustos günü gözaltına alınmış ve 3 Eylül 2016 günü tutuklanmıştı. Silivri Cezaevi’ne gönderilen ve yargılamasına devam edilen Gökçe Fırat hakkında 31 Mart 2017 günü yapılan duruşmada tahliye kararı verilmişti.
Biz o gün Silivri kapısında Gökçe Fırat’ı bekliyorduk. Bekleyiş ise gittikçe uzarken bir taraftan da basında Cem Küçük’ün, sosyal medyada da başını Abdurrahman Uzun’un çektiği troller, tahliyelerin engellenmesi için çalışıyordu.
Neticede Gökçe Fırat’la birlikte 8 gazeteci daha cezaevinden çıkamadan tekrar gözaltına alınmış, 15 günlük gözaltından sonra tekrar tutuklanarak Silivri’ye gönderilmişti. İşte cezaevinden çıkmadan uydurulan başka bir suçla tutuklama uygulaması da ilk kez o gün başladı.
Dün yeniden dolaşıma sokulan videoda Abdurrahman Uzun, devletin en tepesinden gelen talimatlarla, hakimlerin sicil numaraları dahil vererek tahliyelere nasıl engel olduğunu şöyle anlatıyor:
“Ekip arkadaşlarıma ‘bu gece savaşıyoruz’ dedim. İki hashtag hazırladık. Birincisi #KriptoHakimler, ikincisi #VatanınıSevenDefansaGelsin.
Kendimi riske ederek o tahliyeleri yapan 42. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bütün üyelerinin isimlerine kadar, sicil numaralarına kadar kendi Twitter hesabımdan yayınladım.
Saat oldu 11-12 Türkiye gündemine oturduk. Gece saat 2’de Adalet Bakanı açıklama yaptı. Saat 02:30’da bir üst mahkeme kuruldu. O tahliyelerin hepsi durduruldu.
Gece saat 03:30’da Cumhurbaşkanımızın yanında olan bir abi beni aradı ve dedi ki ‘Abdurrahman, Reis senin bu hamleni çok beğendi. Bize zemin hazırlayacaksın ki biz hamle yapabilelim.'”
Abdurrahman Uzun’un itirafları, Türkiye’de yargıyı devletin en tepesindeki ismin emri altındaki trol ordusu ile nasıl manipüle ettiğini göstermesi bakımından önemli. İtiraflardan anlıyoruz ki, Cumhurbaşkanı da işin içinde, bizzat trol ordusunu yönetiyor ve başarılı operasyonlarda takdirlerini sunuyor.
Bir diğer mesele de şu ki, o hakimlerin sicil numaralarına kadar bilgilerini bu Aktrollere kim sağlıyor? Bugüne kadar Aktrollerin hep İletişim Başkanlığına bağlı olduğunu düşündük ama yoksa bunlar direk İçişleri Bakanlığına mı bağlı?
Bu illegal Aktrol ordusu, Türkiye’nin en büyük suç örgütüdür. Bu örgütün şekli şemali de iyice ortaya çıkmıştır. Hesap verecekleri gün de gelecektir.