TKP’lilerin yaptığı Medusa’nın Salı isimli belgeselde Türk Solu hakkında söylenen yalanlara ve atılan iftiralara karşı dün bu sayfada belgeseli ve TKP’nin tatlı su komünistliğini eleştiren bir yazı kaleme aldım.
Yazı, TKP’de bomba etkisi yaptı. Yukarıdan(!) talimat aldıkları belli olan bir sürü kızıl troll, aktrollerden daha seviyesiz bir şekilde, küfür kıyamet yazının sosyal medya paylaşımının altına toplaştılar.
Yazının altına yorum yazan “yoldaş”lardan bazıları bizi cahillikle suçlayarak TKP’nin 12 Eylül döneminde uğradığı baskıları örnek gösterdiler. Oysa bu zavallılar bilmiyorlardı ki 12 Eylül dönemindeki TKP ile günümüz TKP’sinin alakası yoktu!
Yine yorumlarda dikkatimi çeken bir şey de kızıl trollerin Elon Musk’ın yapay zekâsı Grok’la olan muhabbetleriydi. Anlaşılan komünistlerimiz ABD’li Grok’a çok güveniyordu.
Grok’a TKP’lilerin tutuklanıp tutuklanmadıklarını sormuşlar.
Hatta benim gerçek bir kişi olup olmadığımı bile sormuşlar…
Eh, madem yoldaşlar Amerikan Grok’a bu kadar güveniyor, ben de Grok’a Kemal Okuyan’ı sorayım dedim.
Ben yazımda Kemal Okuyan’ın 12 Eylül dönemi dahil hiç gözaltına alınmadığını, tutuklanmadığını yazmıştım. Bakalım Grok ne demiş.
– @grok, Kemal Okuyan hiç gözaltına alındı mı veya tutuklandı mı?
– Hayır, Kemal Okuyan’ın fiziksel olarak gözaltına alındığı veya tutuklandığına dair bir kanıt yok. 2018’de Erdoğan’ı eleştiren bir yazısı nedeniyle 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı, ancak bu ceza paraya çevrildi ve hapiste yatmadı. TKP’nin dokunulmazlık iddiasını sorgulayan bu durum, yasal baskıya maruz kaldığını ama fiziksel gözaltı olmadığını gösteriyor.
Peki ya Aydemir Güler?
– Sayın @grok, eski TKP lideri Aydemir Güler’in, 12 Eylül’den bugüne hiç gözaltına, kovuşturmaya vs uğramışlığı var mı?
– Merhaba! Aydemir Güler’in 12 Eylül 1980’den bugüne (9 Nisan 2025) gözaltına alındığına veya kovuşturmaya uğradığına dair kamuya açık bir kayıt bulunmuyor. Türkiye’de komünist faaliyetler dönem dönem baskı görse de, Güler’in liderlik yaptığı TKP’nin 2001’de yasallaşmasından sonra da herhangi bir hukuki sorun yaşadığına dair belge yok. Bu, onun dikkatli bir siyasi yol izlediğini gösterebilir, ancak eski dönemlere ait bazı bilgilerin eksik olması da mümkün.
– Bir komünist liderin diktatörlükle yönetilen bir ülkede gözaltına bile alınmaması olağan bir durum mu?
– Diktatörlükler genellikle muhalif sesleri bastırmaya çalışır ve komünist liderler, ideolojik olarak mevcut düzene tehdit oluşturdukları için sıkça hedef alınır. Ancak, eğer rejim bu lideri “tehlikeli” görmüyorsa veya liderin faaliyetleri rejimin kırmızı çizgilerini aşmıyorsa, gözaltı gibi sert önlemler alınmayabilir. Bazı diktatörlükler, muhalefeti tamamen yok etmek yerine kontrol altında tutmayı tercih edebilir.
Bir komünist liderin gözaltına alınmaması olağan dışı bir durum gibi görünebilir, çünkü diktatörlükler genelde muhalefeti bastırmaya eğilimlidir. Ancak liderin faaliyetlerinin niteliği, rejimin öncelikleri ve siyasi konjonktür bu durumu açıklayabilir. Eğer lider rejim için “yönetilebilir” bir figürse veya doğrudan tehdit oluşturmuyorsa, gözaltına alınmaması pekala mümkün olabilir. Bu, diktatörlüğün zayıflığı değil, stratejik bir tercihi de yansıtabilir.
50 yıllık anlı şanlı “komünist” liderler ne bir tutuklama, ne de bir gözaltı görmüşler. O beğenmedikleri düzen partisi Kemalist CHP bile bu kadar baskı altındayken TKP’ye dokunulmaması hiçbir ‘komünist’in dikkatini çekmiyor mu?
Amerikalı yapay zekâ bile TKP liderliğinin rejim için bir tehdit oluşturmadığını söylüyor ama bizim anlı şanlı komünistlerin kafası yapay zekâ kadar çalışmadığından TKP’nin AKP rejimi için tehdit oluşturmadığını göremiyorlar.
Yazık…
Gerçekten çok yazık…