Geçtiğimiz hafta Avrupa’da yaşayan Türkler aralıksız ırkçı ve terörist saldırılara maruz kaldı. İlk başta terör örgütü PKK taraftarları, Belçika’da, Belçika’nın kolluk güçlerinin desteğiyle Nevruz’u bahane ederek Türk mahallerine saldırı düzenledi.
Türkler kendi mahallerinde direnince, Belçika’daki saldırılar sistematik hâle geldi. Son bir haftadır hemen her gece PKK’lılar Türk mahallerine saldırıyor. Ortaçağ Avrupa’sının pogromlarını aratmayan bu baskınlar Belçika yetkilileri ve medya organları tarafından alelade asayiş olayları, iki göçmen grup arası gerginlik olarak yansıtılmaya çalışıldı. PKK’nın saldırıları ise gittikçe daha organize olarak artmaya devam ediyor. Kahvene baskınları, işyeri ve evlere Molotof saldırıları, linç ve infaz eylemleri…
Son bir haftada Belçika’da yaşananlar, Batı hukukuna girmiş ve Batılıların da yerli yersiz kullanmayı çok sevdiği “nefret suçu” kategorisinin bile kat kat üstünde cürümlerdi. Ve Türklere yönelik saldırılar hâlen devam ediyor. Belçika Aryan ırkçısı Kürt faşistlerini resmen kendine yakın görüyor, koruyor, kolluyor. Ülke içinde Türk mahallelerine yönelik mikro etnik temizlik eylemlerine göz yumuyor.
Belçika’da bu gelişmeler yaşanırken, dün Almanya Solingen’de yine bir kundaklanma eylemi gerçekleşti. İkisi çocuk dört kişilik bir Türk aile yok edildi.
Solingen Türklere yönelik Aryan faşizmi ve terörizminin simgesi. Naziler Solingen’i hep anar. Tehdit mahiyetinde sataşmalar için. Türkler için ise ırkçı ve faşist terörün simgesidir Solingen. Bu yine Aryan ırkçısı kundaklama eylemini kim yaptı? Naziler mi? Yoksa Alman Devleti artık Aryan ırkçısı terör eylemleri için kendi dazlaklarını değil doğrudan PKK’yı mı kullanıyor?
“Etnik çatışma” adı altında Avrupa ülkelerinde Türklere yönelik pogromlar tezgâhlanıyor. Bunun için Türkiye derhal hesap sormalı. Ancak soran yok. Neden? Çünkü hesap soracak kişi yani Dışişleri Bakanı Hakan Fidan İstanbul’da dükkan dükkan dolaşıyor. Yerel seçim için çalışma yapıyor. Esnafa Murat Kurum’u anlatıyor.
Eyyy Hakan Fidan! Senin işin gücün yok mu?
Her gün twitterda Ak-troller saçma sapan videolar yayınlıyor. Artık MİT Müsteşarı da değilsin. Dışişleri Bakanısın. Ama kliplerinin fon müziği hâlâ Kurtlar Vadisi. Görüntülerde yanında kalabalık bir heyet, kalın pardösülü, sert bakışlı adamlar ile daracık dükkanlara dalıyorsun. Esnaf seni karşısında görüyor, şaşırıyor. Kimi “reis” çekiyor, kimi “başkan”…
Anlamsız, absürt sahneler. Madem bu kadar derin adamsın, eline broşür alıp ne dolaşıyorsun? Sizin partide genç yok mu bu işi yapacak? Yok derin adam değil, “parti neferi” kimliğine büründüysen, Polat Alemdar pozları ne alaka!
Eyyy Hakan Fidan. Sen İstanbul’da racon keserek sabunlu, gülsulu, kahveli seçim poşeti dağıtırken, Avrupa’da gurbetçilerimizin mahalleleri, evleri yanıyor!
Filistin konusunda ikiyüzlü tiyatronuzu biliyoruz. “Eyyy İsrail” diye bağırıp çağırıp, İsrail ordusunun en stratejik ihtiyaçlarını Ak-kodamanların gemileriyle tedarik edersiniz.
Peki ya Avrupa’daki Türkler! Onlar Müslüman değil mi? Yahu geçtim Müslüman’ı, senin vatandaşların saldırı altında, formaliteden bir açıklama bile yok!
Bari Avrupa’daki Türkler için de tiyatro yapın. Ticaretiniz bol olsun Avrupalı emperyalistlerle, “tamamen duygusal” ilişkileriniz bozulmasın. Ama bari “Eyyy Belçika”, “Eyyy Almanya” diye bir sesleniverin. Eskiden özellikle seçim var diye en azından o kadarını yapardınız. Şimdi o da yok.
Reismiş. Kurtlar Vadisiymiş. Sen anca gider Oslo’da emperyalist ağabeylerinin gözetiminde PKK ile açılım yaparsın. Ya da İsveç’i NATO’ya almak için bin bir türlü takla atar, bin bir türlü menfaat kovalarsın. Tabii Aktrollerin ile esnaf önünde “dingirdekli” mafya dizisi müziği fonlu seçim klipi çekmekten vaktin kalırsa!