Üç gün önce Hüda Par’ın sosyal medya hesabından bir haber paylaşıldı. Genel Başkanları Zekeriya Yapcıoğlu, Hamas lideri İsmail Haniye ile bir araya gelmişti.
Hüda Par, görüşmenin yeri ve zamanı hakkında bilgi vermemiş. Yapıcıoğlu’nun aynı gün Batman’daki Filistin etkinliğinde konuştuğunu hesaba katarsak, Hamas lideri ile Türkiye’de görüştüğü düşüncesi öne çıkıyor.
Kaldı ki Türkiye, İsmail Haniye için yabancı sayılmaz. Hamas terörüne siyaseten kol kanat geren bir AKP rejimi varken farklı bir senaryo söz konusu değil. Bu hususa az sonra döneceğiz.
Fakat bundan bir gün önce ajanslara düşen başka bir habere göre MİT Başkanı İbrahim Kalın, Katar’ın başkenti Doha’da İsmail Haniye ile görüşmüştü.
Sosyal medya paylaşımında yer ve zaman belirtilmemesinin sebebi buymuş demek.
Hüda Par’a bak sen! MİT’in uçağına bin, Doha’da Haniye ile görüş, dönüp hiçbir şey olmamış gibi mitinge katıl. Akşamına da Haniye ayağına gelmiş gibi paylaşım yap.
12 yıl sonra yine MİT, yine Kürdistancı bölücü bir parti, yine Haniye!
Evet, “yine” Haniye.
Çünkü Hamas siyasi büro şefi İsmail Haniye, tam 12 yıl önce de Ankara’ya gelmiş, o zaman ki BDP’nin Genel Başkanı, nâm-ı diğer “MİT kuryesi” Selahattin Demirtaş’la görüşmüştü.
PKK terörünün siyasi temsilcisi Demirtaş, “Biz Filistin’in özgürlüğünü görmek isteriz” deyince Hamas terörünün siyasi temsilcisi Haniye, “Biz de Diyarbakır’ın özgür olmasını görmek isteriz” diye karşılık vermişti.
PKK-Hamas muhabbeti öyle yoğunmuş ki Demirtaş-Haniye görüşmesi sulu bir vaziyet almış. Selo, Haniye’yi Diyarbakır’ya davet edince Haniye, “Kürt Selahattin, Kudüs de yeni Selahattin’ini, yeni kurtarıcısını bekliyor” diye cevaplamış.
Yani Hamas, en başından beri Türkiye’yi bölücü siyasetin büyük bir destekçisi, hep Kürdistancı, hep bölücü. Hamas’ın siyasi söyleminde İsrail ve Filistinliler neyse Türkiye ve Kürtler de o.
Yani Haniye’nin Kürt siyasetine ilgisi hiç boşuna değil. PKK ne istiyorsa, Hamas da tam olarak onu istiyor. Hamas’ın psikopolitiğindeki antisemitizm, ırkçı PKK’nın Türk nefretiyle son derece uyumlu.
Tabi bu tabloda milliyetsiz/komprador solun sefilliği sırıtıyor.
Hüda Par, 2023 seçimleriyle birlikte güncel siyasette ana gündem maddesi halini alırken CHP’siyle fraksiyon partileriyle, Halk TV’si Tele1’iyle tüm sol muhalefet Hüda Par’a angaje oldu. O da sadece İslamcılığıyla.
Gerçi daha Nisan ayında Gökçe Fırat, düşman kardeşler Hüda Par ve HDP’nin ortak hikâyesini kaleme almıştı ve anlattıkları da sır değildi. (https://www.turksolu.com.tr/hdp-ve-huda-par-habil-ile-kabilin-bilinmeyen-hikayesi/)
Aslında Hizbullah’ın vahşeti, toplasanız PKK’nın binde biri etmezdi ama tüm muhalefeti saran muazzam bir ikiyüzlülük dalgası gözümüze Filistin askısı salladı durdu.
O halde Zekeriya Yapıcıoğlu’nun –belli ki MİT himayesinde– İsmail Haniye ile yan yana verdiği poza bakınca ne anlamalıyız?
Haniye’nin Demirtaş’tan 12 yıl sonra Yapıcıoğu ile görüşmesinin tek bir anlamı var. Kürt siyaseti hiçbir zaman sol ve ileri bir program olmadı ve olamaz da. Kürtçülük ile İslamcılık at başı giden ikiz ideolojilerdir.
Bakın, Sol’un 7 Ekim’den beri dokunmaya kıyamadığı “anti-Amerikancı”, “anti-İsrailci” Haniye onlara ne yaptı? Sol’u aylardır yerden yere vurduğu Hizbulvahşetin arkasına yedekledi! Ama bunu en başta sol, kendi kendine yapmadı mı? Yoksa Doha’daki lüks konutundan katliam emri veren Haniye, hangi solcuyu muhatap almış?
Türk milliyetçiliğini ayaklar altına almada Tayyip Erdoğan’la yarışan solun hazin sonundan ibret alın. Türk ulus kimliğini ve ulus devlet gerçeğini ellerinin tersiyle itip gözünü ümmet çukurunda açmak o kadar dramatik ki hâlâ uyanmak zorlarına gidiyor.