Tayyip Erdoğan’ın kamuoyu desteğini büyük oranda yitirdiği bir gerçek. Asla boyun eğdiremediği bir yüzde elliyi hep düşmanlaştırdı. Fakat kendi cephesindeki kayıpları tahammül edilemez seviyede. O yüzden bir süredir ağırlık verdiği tarz, elindeki kitleyi bir arada tutmaya, yani kan kaybını durdurmaya yönelik.
Dünkü “gençlik buluşması”nda sarf ettiği sözler, bu açıdan değerlendirilmeli. Alkol ve tütün ürünlerine gelen zamlara dair dedikleri şunlar:“Alkol ve sigarada vergiyi devamlı artırıyoruz, bundan dolayı çok rahatsızlar. Yani suluda artırıyoruz hem de sigarada falan artırıyoruz. Fakat hayret. Aç sefil geziyor ama rakıyı, birayı almaktan geri durmuyorlar.”
Bu ifadeler, özünde halkı kin düşmanlığa tahrik ve aşağılama eylemi. Erdoğan’ın hedefi de zaten bu. Başarılı olduğunu, karşısına oturtulan kadrolu gençlerin bu aşağılayıcı ifadelere gülmesinden anlayabiliyorsunuz.
Fanatik kitleye şöyle bir söylem satılıyor: Bakın, yeni Şeriat düzende bu kâfirlerin cizyesini günden güne artırıyoruz. Ama o kadar kâfirler ki, o kadar Allah’ın yolundan uzaklar ki, aç sefil kalsalar da o son kuruşla yine sigara ve alkol alıyorlar.
Erdoğan’ın en fanatik çekirdek kitlesinden başka muhalefet açısından bunu böyle okumak da mümkün. Sonuçta söylem ortada, bakış açısı ortada… Tayyip Erdoğan’ın kim olduğunu da biliyoruz.
Ama acaba tablo gerçekten böyle mi?
Muhalif kitlelerin, ÖTV zammı kırbacına rağmen aç ve sefil haliyle alkol ve sigaraya sarılmış akılsız düşkünler olduğu doğru mu?
Fanatik AKP’liler bıyık altından gülebilir. Ama gerçek bambaşka ve çok acı!
Öncelikle tütün ürünlerinde kişi başı tüketime baktığımız zaman yerimiz biraz üstlerde ama Belçika, Yunanistan, Macaristan gibi bazı AB üyesi ülkelerin bile gerisinde, dünyada 24. sıradayız.
Kişi başı alkol tüketiminde ise Türkiye zaten dünya ortalamasının çok gerisinde. Yani alkol de alkol diye tutturmuş, kendinden geçmiş insanlar ülkesi değiliz. Hatta eski Sovyet cumhuriyetlerindeki yüksek tüketimi saymazsak Tunus gibi Eritre gibi Müslüman yoğunluklu yoksul ülkelerin bile alkol tüketiminde bizi geçtiğini söylemek mümkün.
İşin acı kısmı şu ki, Erdoğan birçok zaruri kaleme yapılan zammı alkol zamlarıyla örtmeye çalışıyor.
Son 6 ayda tütün ürünlerine %40, alkol ürünlerine ise %60 civarında zam yapıldı. Oysa market raflarında son 6 ayda sadece pastörize sütün gördüğü zam %200 seviyesinde. Aynı dönemde bebek maması zammı %100’ü geçti.
Geçen yıl 30 liradan alınan peynir bugün 75 lira!
Şekere, ekmeğe, ete ve hayatı idame ettirmekle ilgili her şeye yapılan zam, alkol ve tütüne gelen vergi artışının çok üzerinde.
Geçen yıl bugün 6,50’den alınan motorinin litresi şu an 25 lira! 4 kat!
Daha bu sabah elektriğe ve doğalgaza yine zamlar geldi.
Giyim kuşama, kiraya değinmiyorum bile…
Tayyip Erdoğan çıkıp diyebilir mi ki, “Daha da zam yapacağız ama hayret! Aç sefil geziyor ama bebeğine süt ve mama almaktan vazgeçmiyor!”
Alacağı cevap belli tabi. Açlık sefaletten insanlar intihar ediyor. Ne alması?
Kişi başı ekmek, şeker, yağ, çay, süt, ilaç, doğalgaz ve elektrik tüketiminde alım gücünde yenilen, git gide gerilere düşen Türkiye’de sizce çözüm ne?
Erdoğan’ın teklifi alkol ve tütün zamlarını konuşmak, sırıtıp eğlenmek.