AKP medya-trol kompleksi, yeni malzemenin tadını çıkarıyor. Dağ kadrolu sıska Şemdin’in, TC imkânlarıyla semiren kardeşi Sırrı Sakık konuşmuş.
Sakık, “Öcalan dâhil, herkese özgürlük” istiyor. Bunda yeni bir şey yok. AKP medyasının haber değeri gördüğü ayrıntı zaten bu değil.
Sakık, sosyal medyada paylaşılan görüntülü konuşmasında HDP’nin klasik “bizim sayemizde” söylemini tekrar ediyor. Muhalefet, “HDP sayesinde” iktidara taşınacaksa bebek katili dâhil tüm teröristler özgür kalmalı. Çünkü HDP’nin talebi bu.
AKP medyasının adeta Amazon’dan sipariş etmiş gibi hemen üstüne atladığı bu video, “gizli pazarlık ifşa oldu” başlığıyla paylaşılıyor. Halkta yaratılmak istenen algı basit: Reis iktidardan düşerse bunlar tüm PKK’lıları dışarı salacak.
Peki…
Şimdi iki hafta öncesini hatırlayın.
HDP’liler, Kılıçdaroğlu’na randevuyu önce süresiz ertelemişti. Sonra İstanbul Valiliği’nden 19 Mart gününe rezalet çıkarma izni alır almaz Kılıçdaroğlu’na ulaşıp 20 Mart’a randevu verdiler.
Yani yapacakları rezilliğin hemen ertesi gününe!
Tipik bir “HDP Nevruzu”nun terör propagandasıyla dolu görüntüleri, CHP Genel Başkanı ile HDP Eş Genel Başkanlarının el sıkışmasıyla birlikte medyaya servis ediliyordu. Zaten amaç da buydu.
Böylece Saray’ın propaganda makinesi, HDP’lilerin her sözünü ve hareketini muhalefetin üzerine yıkmak için gerekli algı zeminini bir süre daha tazelemiş oldu.
Varoşların ve köy kahvehanelerinin vazgeçilmez afyonu A Haber’in ekranlarına kısaca bir göz atın. HDP’nin AKP için ne kadar kıymetli olduğunu çok daha net görebilirsiniz.
Başta CHP olmak üzere tüm muhalefet dikkatini bu yöne vermeli.
Sonuçta 2019’da yenilenen İstanbul seçimleri için bebek katiline mektup yazdırıp kardeşi Osman’ı TRT ekranlarına çıkartan akıl bu.
Düzenli olarak PKK’lıların “CHP lehine” konuşmalarını AKP medyasının hizmetine veren bu akıl, geçen hafta yine bir benzerine imza attı.
PKK’nın sözde merkez komite üyesi elebaşları Bese Hozat ve Duran Kalkan’ın “Kılıçdaroğlu’na destek” konuşmaları yine Anadolu’nun sıradan dimağlarına işlendi.
Bu yazının okurları başta olmak üzere, belli seviyede politik bilinç sahibi herkes haklı olarak şunu soracaktır. PKK nefreti ve tiksintisi sabit olan Türk kamuoyuna böyle açıklamalar yapan bir Kandil, neyi hedeflemiş olabilir? CHP’yi güçlendirmeyi mi? Yoksa arafta kalmış yorgun AKP seçmenini AKP’ye geri döndürmeyi mi?
Geniş halk yığınlarının kanaati, basit mesaj ve görsellerle oluşur, rutin beslemeyle pekişir.
10 yıl önce PKK’lıların aynı görevle, kamuoyunda Gezi direnişine karşı önyargı oluşturmak için parka sokulduğunu tekrar tekrar hatırlatmakta fayda var. 16 Haziran’daki nihaî polis müdahalesinden tam 3 saat önce nasıl sırra kadem bastıklarını da… Operasyonun başarılı olduğunu söylememe gerek yok.
10 yıl önce böyle bir operasyona imza atan Yenimahalle bürokrasisinin, Açılım sürecinden beri Kandil’le telsizi kapalı tuttuğunu mu sanıyorsunuz?
Kandil’deki merkez komiteyi oluşturan terör ağalarının tepesine hassas güdüm kiti inmemesinin sebebi bu mudur? Seçim zamanı böyle açıklamalarla Saray rejimine diyet mi ödüyorlar?
Peki, şehirdekilerin motivasyonu ne? Akşenerli 6’lı masaya, Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı olduğu yeni bir iktidara açılım yaptıramayacağını çok iyi bilen HDP, son anda AKP’ye ne tür bir pas verecek onu da göreceğiz.